ANKARA (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, Balkanlar'daki istikrar ve barışın önemine işaret ederek, "Balkanlar'da ihtiyaç duyulan bir konu varsa o da kalıcı olan saygı, sevgi, barış ve istikrardır. O yüzden buradaki dikkatimizi ve enerjimizi Balkanlar'daki her bir devlete veriyoruz." dedi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) desteğiyle SETA Vakfınca düzenlenen 3. Balkan Düşünce Kuruluşları Toplantısı'nın kapanış etkinliği, SETA Ankara'da gerçekleştirildi.
Kaymakcı, burada yaptığı konuşmada, tarih, ekonomi, kültür ve sanat açısından Türkiye'nin Balkanlar'ın organik bir parçası olduğunu söyledi.
Balkan kökenli milyonlarca Türk'ün olduğunu vurgulayan Kaymakcı, Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'a çok yatırımda bulunduğunu, tarihi ve kültürel mirasın bulunduğu Balkanlar'ın Türkiye için öneminin tartışılmaz olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı, "Gerçekten istediğimiz tek şey kalıcı istikrar ve barışın inşa edilmesidir. Balkanlar'da ihtiyaç duyulan bir konu varsa o da kalıcı olan saygı, sevgi, barış ve istikrardır. O yüzden buradaki dikkatimizi ve enerjimizi Balkanlar'daki her bir devlete veriyoruz." diye konuştu.
"Avrupa'nın geri kalanı" ifadesine dikkati çeken Kaymakcı, "Avrupa'dan bahsettiklerinde Balkanlar'ı unutarak ifade ediyorlar. Türkiye'yi unutuyorlar. Özellikle 'Avrupa'nın geri kalanı' ifadesi üzerinde duruyorum. Bizler dışında kalmış bir ülke değiliz. Bizler bu bölgenin bizzat parçasıyız." ifadelerini kullandı.
Kaymakcı, zaman zaman Türkiye'nin "Balkanlar'da istikrarı bozan bir tehdit unsuruymuş gibi" gösterilmeye çalışıldığını belirterek "Avrupa Birliği (AB), bu konuda Türkiye'yi istikrarı bozan tarafmış gibi göstermemeli. Çünkü bizim buradaki istikrara, devletlerin kalkınmalarına ve refahlarına olan katkımız aşikardır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Balkan ülkeleriyle karşılıklı ziyaretlerine ve yakın siyasi ilişkilerine değinen Kaymakcı, Türkiye'nin de dahil olduğu üçlü mekanizmaları ve bölgesel inisiyatifleri anlattı.
Kaymakcı, bölgede zaman zaman meydana gelen gerilimlerin Türkiye'nin diplomatik girişimleriyle çözüldüğünü hatırlattı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı, AB'nin genişlemesinin olabildiğince en kısa sürede olması gerektiğine dikkati çekerek, bunun kolay olmadığına ve AB'ye aday olan Balkan ülkelerinin mevcut sorunlarına değindi.
Veto hakkının istismar edilmesi konusunun AB'nin üstesinden gelmesi gereken bir konu olduğunu kaydeden Kaymakcı, "Bu gerçekten süreci olumsuz etkiliyor, tabiri caizse öldürüyor. En önemli sorunların, Balkanlar'da su yüzüne çıkmasına ve ortaya çıkmasına neden oluyor." dedi.
Faruk Kaymakcı, Türkiye ve bazı Balkan ülkelerinin AB'ye üyelik sürecinde ilerleme sağlanamamasının tüm taraflar için kayıp olduğuna işaret ederek bunun, "kaybet-kaybet" durumu olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından yöneltilen Bosna Hersek'teki üçlü hükümet sistemini nasıl değerlendirdiklerine ilişkin soruya yanıt veren Kaymakcı, söz konusu üçlü yapının ihtiyaçtan ortaya çıktığını, karmaşık olduğunu ve ülkenin gerçeklerini yansıttığını dile getirdi.
Kaymakcı, Türkiye-Yunanistan ilişkileri konusunda Türkiye'nin ana argümanının ne olduğunun sorulması üzerine, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) 2004'ten itibaren maksimalist ve mantık dışı yaklaşımlarının olduğunu anlattı.
AB'nin bu konuda son derece kör bir şekilde Yunanistan ve GKRY'yi destekler bir noktada durduğunu kaydeden Kaymakcı, bunun hiçbir sürece yardım etmediğini söyledi.
Kaymakcı, Yunanistan ve GKRY'nin provokasyonlarının durması gerektiğini vurgulayarak, AB'nin, söz konusu ikili ilişkilere karışmaması gerektiğini belirtti.
- "Türkiye, Balkanlar için tarihsel sorumluluktur"
Açılış konuşmasını gerçekleştiren SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran da 3. Balkan Düşünce Kuruluşları Toplantısı'nın Balkanlar'daki birçok ülkedeki 32 düşünce kuruluşundan çok sayıda uzmanı bir araya getirdiğini anlattı.
Katılımcıların bölgeyle ilgili gelişmeleri ele aldıklarını kaydeden Duran, tartışmaların ana temasını küresel jeopolitiğin dönüşümü ve bunların Balkanlar üzerindeki etkileri, bölgedeki önemli siyasi sorunlar ve riskler, AB ile entegrasyonun durumu, ortak güvenlik sorunları, sosyal ve ekonomik sorunlar ile bölgesel iş birliği gibi konuların oluşturduğunu dile getirdi.
Duran, Balkanlar'ın 21. yüzyılın en önemli jeostratejik odak noktalarından biri olduğunu belirterek, Balkanlar ve Türkiye arasında var olan güçlü bağlar nedeniyle bölgede meydana gelen siyasi süreçler ve gelişmeleri yakından izlediklerini söyledi.
Soğuk savaşın sona ermesinden bu yana Balkanlar'ın bir dönüşüm sürecinden geçtiğini aktaran Duran, bu dönüşüme değindi.
Duran, bugün tüm bölge için iki kilit zorlukla karşılaştıklarına dikkati çekerek bunların, Batı Balkan ülkelerinin AB üyeliği ve dünyayı etkisi altına alan enerji krizi olduğunu vurguladı.
Bir diğer zorluğun istikrarsızlık olabileceğini de ekleyen Duran, şunları aktardı:
"Türkiye her daim çatışma alanlarının halen taze olduğu Balkanlar'da gerilimin tırmanmaması yönünde hassasiyet göstermiştir. Hem bölgesel hem de küresel düzeyde ciddi riskler oluşabilir. Bu tür riskleri önlemek için siyasi aktörler elbette ki maceracı yaklaşımdan uzak durmalıdır. Türkiye, Balkanlar için tarihsel sorumluluktur. Türkiye'nin bölgeyle hem devlet hem halk düzeyinde çok özel bağlantısı vardır."
- "Cumhurbaşkanımızın Balkan liderleriyle olan ilişkileri mükemmel seviyededir"
YTB Başkanı Abdullah Eren de Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki uzun varlığı nedeniyle bugün Balkanlar'la güçlü kültürel ve tarihi bağlarının olduğunu hatırlattı.
Balkanlar'ın 1990'larda ciddi siyasi, ekonomik ve sosyal değişiklikler geçirdiğini kaydeden Eren, Türkiye'nin bu süreçte bölgede istikrarın sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesini amaçladığını söyledi.
Eren, Osmanlı Devleti'nden bugüne kadar gelen çok sayıda eser olduğunu belirterek, Balkanlar'daki ortak kültürel mirasa değindi.
YTB Başkanı Eren, YTB'nin Balkanlar'daki çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin arabuluculuk ve diplomatik girişimlerini her daim sürdürdüğünü aktaran Eren, "Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) Balkan liderleriyle olan ilişkileri hakikaten çok üst düzeyde, en üst düzeyde, mükemmel seviyededir. Sırbistan'da ve Bosna-Hersek'te ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi için önemli adımlar atıyoruz." ifadesini kullandı.
Kaynak: