Türkiye Basın Federasyonu tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen Anadolu Medya Ödülleri, sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleşen ödül töreninde, yerel ve ulusal medya temsilcilerine ödülleri takdim edildi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "10. Anadolu Medya Ödülleri" töreni gerçekleşti.“YABANCI KÖKENLİ MEDYA ÜLKENİN EKONOMİK KAYNAKLARINI NEREDEYSE TEK BAŞINA KULLANIR HALE GELDİ”
Açılış konuşmasını yapan Türkiye Basın Federasyonu Başkanı ve Millet Haber Ajansı (MHA) Genel Yayın Yönetmeni Sinan Burhan, yabancı kökenli medyanın kültürel erozyonu desteklediğini ve reklam payı olarakta ekonomik kaynakları tek başına kullandığını ifade ederek, “Son yıllarda ülkemizde yayın yapan yabancı medya kuruluşlarının amacı sadece çoğulculuğu sağlamak değildir. Elbette çok sesli medya olmalıdır ancak bu yabancı medya kuruluşlarının bir amacı da ülkemizde kaos oluşturmaktır. Ayrıca kültürel erozyonu destekleyen bir strateji izliyorlar. LGBT propagandası yapıyorlar. Biz bu gerçeği görüyoruz. Dijital medya, yabancı kökenli medya bu ülkenin ekonomik kaynaklarını neredeyse tek başına kullanır hale geldi. Geçtiğimiz yıl 158 milyar TL Google, Instagram, YouTube gibi mecralara reklam gitmiş. Birkaç yıl sonra yerel ve ulusal medya yayıncılık yapmakta zorlanacaktır. Milli ve yerli bir çözüm şarttır. Bu konuda kanuni bir düzenleme yapılarak, yabancılara verilen reklam payı yüzde 20’yi aşmamalıdır şeklinde bir madde önerimiz vardır.” diye konuştu.
GRİ PASAPORTUN GAZETECİ EŞLERİ VE ÇOCUKLARINA DA VERİLMESİ İSTEĞİ
Burhan devamında gazetecilere pasaport imkanına ilişkin gri pasaportun gazetecilerin eş ve çocuklarına da verilmesi önerisinde bulunarak, ”Daha önceki yıllarda yeşil pasaport talebimiz vardı. Tabii çok yoğun talep olduğu için bu imkan olmadı. Biz de şöyle bir formül düşünüyoruz. Gri pasaportlar gazetecilerin eşleri ve çocuklarına da verilirse zaten 4-5 bin civarında bir sayı var. İmkan varsa gri pasaportlar konusunda yardımcı olunursa çok mutlu olacağız.” dedi.UYDU TARİFELERİNDE ULUSAL VE YEREL MEDYA AYRIMI İSTEĞİ
TÜRKSAT uydu ücretlerinde yerel medya ile ulusal medyanın tarife ücretlerinde ayrım olması gerektiğini vurgulayan Burhan “Yerel ve ulusal medya aynı uydu ücretini ödüyor. Bu konuda bir ayrım yapılmasını arzu ederiz. Daha önce dolar üzerinden ödeme yaparken TÜRKSAT 2 ya da 3 TL daha az alıyordu. Bu uygulama da kaldırıldı. Bu uygulamaya dönülürse yerel televizyonlar çok rahatlayacaktır. O 2 TL bile bizim için kıymetlidir.” ifadelerini kullandı.
Burhan'ın konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenindeki konuşmasında, program dolayısıyla Türkiye Basın Federasyonu'na teşekkür etti.
Ödül alacak basın mensuplarını ve basın kuruluşlarını ayrı ayrı tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sizlerle birlikte burada olmasalar da gecesini gündüzüne katarak çalışan, kalemini ve kelamını halkın hizmetine sunan tüm medya mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Rabb'im emeklerinizi zayi etmesin. Son törenimizin ardından Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde sadece görevini yaptığı için birçok basın emekçisi hayatını kaybetti. İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın, ülkemizdeki muhalefetin şikayet makamı olarak gördüğü yabancı basın kuruluşlarının gözleri önünde Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor. Her biri hakikat savunucusu olan bu kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, meslektaşlarına ve ailelerine başsağlığı temenni ediyorum."
Özgür, sorumlu ve milli basının toplumun doğru bilgilendirilmesinin yanı sıra milli iradenin de en önemli destekçilerinden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu yıl 10'uncusunu düzenlediğimiz ve artık geleneksel hale gelen bu toplantıları sadece marifet sahiplerini taltif ettiğimiz bir ödül töreni olarak görmüyoruz. Yalanın ve dezenformasyonun etrafı kuşattığı bir dönemde hak ve hakikat mücadelesine gönül vermiş medya mensuplarımızla dayanışmamızın bir simgesi olarak görüyoruz. Bu buluşmalar vesilesiyle aynı zamanda mücadele azmimizi perçinliyor, yol arkadaşlığımızı daha ileri taşıyoruz."
"ANADOLU MEDYASI, ANADOLU KADAR BU TOPRAKLARA AİTTİR"
Yarım asırdır milletin huzurunda olan bir siyasetçi olduğunu anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"81 vilayetimizi hem de pek çok kez adeta karış karış gezdim. Toplumun tüm kesimleriyle bir araya geldim, hasbihal ettim. Halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak şunu çok iyi biliyorum, sadece Ankara ve İstanbul'da değil, ülkemizin dört bir yanında canını dişine takarak çeşitli mecralarda çalışan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Hakkın, hakikatin, adaletin birer neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının en yakın şahidiyim. Yalnızca ekonomik imkansızlıklarla değil, mahalli medyamız çoğu zaman yerel dere beyleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Zaman zaman mahalli basın kuruluşlarının maruz kaldığı saldırılara, tehdit ve baskılara üzülerek tanıklık ediyoruz. Bir defa şunu kimse aklından çıkarmamalıdır; gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir. Bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır. Yazılı ve görsel medyanın kılcal damarları durumunda olan sizlerin varlığı bilhassa günümüzde çok daha hayati ve değerli hale gelmiştir. Bu çatı altında güç birliği yapan siz kardeşlerimiz halka ve halkın gerçek gündemine daha yakın vatandaşla etkileşime daha açık bir konumda yer alıyorsunuz."
"MANŞETLERLE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu medyasının varlığının ve ayakta kalmasının çok önem verdikleri bir konu olduğunu dile getirerek, "Dolayısıyla Anadolu'nun tertemiz vicdanını temsil eden siz medya mensuplarımızla bugün bir kez daha aynı havayı solumaktan duyduğu memnuniyeti ifade ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, "Programımız vesilesiyle görüyoruz ki hakikatin peşinde koşanlar, doğrunun izini sürenler, dördüncü kuvvet olmanın ağır yükünü taşımaya çalışanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler aynı zamanda tarihe not düşer, sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgün ve özgür bir duruş sergiler. Anadolu Yayıncılar Derneği toplam 320 mahalli ve bölgesel radyoyu, televizyonu, gazeteyi, dergiyi bir araya getirerek basın sektöründe işte böyle önemli bir boşluğu doldurmaktadır." ifadesini kullandı.
"ANADOLU MEDYASI VARSA, MİLLETİN SESİ VARDIR" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe inşallah demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir. Varlığınızı ve yerine getirdiğiniz vazifeyi çok değerli bulduğumu bir kere daha altını çizerek söylemek istiyorum. Rabb'imden her birinize üstün başarılar diliyorum. Değerli dostlar, bütün bunları meselelerin uzağında bir isim olarak söylemiyorum. Tam tersine siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, itibar suikastlarına maruz kalmış, vesayetçi ve tek sesli medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş bir kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bunu söylerken hamaset olsun diye değil, gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükümete ayar verildiği, lise ve ortaokul çağındaki çocukların öcü gibi gösterildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesayetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz."
Kaynak: Haber Merkezi
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.