İSTANBUL (AA) - Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, "Ülke olarak müthiş bir potansiyele sahibiz. Asya ile Avrupa küresel finans piyasalarının tam ortasında yer alıyoruz. Sahip olduğumuz kültürel miras, jeopolitik konum, ekonomik büyüklük ve hinterlant ile halihazırda katılım finans merkezi olmak için birçok şartı karşılıyoruz." dedi.
Vakıf Katılım'ın kuruluşunun 5. yılı kapsamında çevrim içi basın toplantısı düzenlendi. Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran ve Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş'ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda, Vakıf Katılım'ın kuruluşundan bu yana sektör gelişimi ve ülke ekonomisi için oluşturduğu değer ve gelecek hedefleri paylaşıldı. Toplantıda, katılım finans sektörünün en güçlü ödenmiş sermayeli kuruluşu olan ve sektördeki 5. yılını kutlayan Vakıf Katılım'ın, yıl sonuna kadar yaklaşık yüzde 50 büyümeyi hedeflediği kaydedildi.
Öztürk Oran, toplantıda yaptığı konuşmada, yalnızca Müslüman toplumlara değil tüm insanlığa hitap eden katılım finans modelinin küresel ekonomik krizlerin önüne geçecek tek sistem olduğunu belirtti.
Daha dengeli bir ekonomik yapıda, daha adil bir gelir dağılımı sağlamaya yönelik faaliyetlerle ülke ekonomisine destek olan sektörün, savunduğu ve sahip olduğu değerlerin ne kadar önemli olduğunun salgın döneminde bir kez daha anlaşıldığını vurgulayan Oran, "Katılım finans modeli hem riski hem de rızkı paylaşır. Sadece bireysel değil, toplumsal büyümenin ve gelişmenin gerekli olduğunu da savunur." dedi.
Oran, ecdat yadigarı vakıf kültürünü geleceğe taşıyan bir yaklaşımla geçen bu süre zarfında, sektöre dinamizm kazandırmak ve katılım finans sektörünün hak ettiği seviyelere gelmesi amacıyla önemli adımlar attıklarını dile getirdi.
- "Katılım finansın bankacılık sektörü içerisindeki payı yüzde 7,2"
Öztürk Oran, İslam Kalkınma Bankası'nın Özel Sektörü Geliştirme Kurumu (ICD) raporuna göre, Türkiye'deki katılım finans sektörünün 63 milyar dolarlık varlıklarıyla dünyada 9. sırada bulunduğunu belirtti. Katılım finans sektörünün merkezi olma yönünde ciddi atılımları bulunan Türkiye'nin, bu konuda önemli avantajlara sahip olduğuna dikkati çeken Oran, şunları kaydetti:
"Ülkemizin, bulunduğu coğrafyanın yeni dünyanın merkezinde yer alması, Doğu'da üretilen enerjinin Batı'ya aktarımında ana transfer güzergahında bulunuyor olması ve katılım finans sistemine yönelik attığı önemli adımlarla rol model olması, İslami Finans'ın merkezi olmamız açısından bizi ön plana çıkarıyor. Bu noktada belirtmem gerekir ki, siyasi otorite, ülkemizde katılım finans sisteminin büyümesi için pek çok adım attı. Kamunun katılım finans sektörüne aktif oyuncu olarak girmesi de bu yaklaşımın en önemli göstergelerinden bir tanesi. 2020 sonu itibarıyla 2019 yıl sonuna göre kullandırılan fonlarda yüzde 60,7'lik büyüme gösteren ve piyasalara 240,1 milyar TL destek veren sektörümüz, aktif büyüklükte de aynı dönemde yüzde 53,7 yükseliş sergileyerek 437,9 milyar TL'ye ulaştı. Bu da bankacılık sektöründen alınan payı yüzde 7,2 seviyelerine taşıdı. Şu an sektörümüz yaklaşık 17 bin kişiye istihdam sağlıyor."
- "Türkiye'nin, dünyanın katılım finans merkezi haline gelmesinde hiçbir engel yok"
Dünyada paydaş ekonomi eksenli yeni arayışların, insan odaklı, sürdürülebilir büyüme anlayışının giderek daha çok benimsendiğinin ve bu yaklaşımın katılım finans modeli için bir avantaja dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizen Oran, "Yeşil, sürdürülebilir ve hibrit sukuk gibi yenilikçi ve çeşitli ihraçların karşılanmasına yönelik atılacak daha büyük adımlarla yeni fırsatlar yakalayabiliriz. Ülke olarak müthiş bir potansiyele sahibiz. Asya ile Avrupa küresel finans piyasalarının tam ortasında yer alıyoruz. Sahip olduğumuz kültürel miras, jeopolitik konum, ekonomik büyüklük ve hinterlant ile halihazırda katılım finans merkezi olmak için birçok şartı karşılıyoruz." şeklinde konuştu.
Oran, "Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi'nde yer alan Sektörel Strateji ve Koordinasyon, Ürün Çeşitliliği ve Gelişimi, Danışma Kurulları, Eğitim, İK ve Sertifikasyon, Kurumsal İletişim ile Algı ve İtibar konularında çalışmalarımıza büyük bir hızla devam etmemiz gerekiyor. Bu ana başlıklar üzerinden yürüteceğimiz çalışmalarla katılım finans modelinin sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gelişimini sağlayabilir, bu konuda dünyanın merkezi haline gelebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Aktif büyüklüğümüz yüzde 75,2 arttı"
Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş da, "Sektörün genç bir üyesi olmamıza rağmen vakıf kültürünün yüzlerce yıllık birikiminin yanı sıra büyük ve güçlü Türkiye vizyonundan aldığımız kuvvetle, çok kısa sürede önemli başarılara imza attık ve bugün katılım finans sektörünün en güçlü ödenmiş sermayesine sahip kuruluşu olduk." dedi.
Vakıf Katılım'ın toplam ödenmiş sermayesinin 5 milyar 720 milyon TL'ye yükseltildiğini hatırlatan Göktaş, toplam iş hacimlerinde önemli bir büyüme sağlayan bu sermaye artışının, kendilerine daha kapsayıcı faaliyetler sunma fırsatı verdiği için mutlu olduklarını belirtti.
Göktaş, Vakıf Katılım'ın 2020 finansal sonuçlarına ve gelecek hedeflerine değindiği konuşmasında şu bilgileri paylaştı:
"Çalışmalarımızı salgın sürecinde de büyük bir gayretle sürdürdük. Ekonomik faaliyetlerin ve ülke üretiminin aksamaması adına tüm birimlerimizle gerekli önlemlerimizi aldık. Ülkemizin finansal istikrarı için ekonomi yönetiminin uygulamaya aldığı Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi'nde aktif rol aldık. Sunduğumuz finansman paketleriyle her kesimin ihtiyacına karşılık verdik. Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredilerle hem KOBİ'lerimizin hem de bireysel müşterilerimizin yanında olduk. Gerçekleştirdiğimiz sukuk ihraçlarıyla bir günde gerçekleştirilen en yüksek tutarlı yurt içi TL kira sertifikası ihracına imza attık ve katılım finans sermaye piyasalarının gelişmesine katkı sunduk. Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde 2020 yılında aktif büyüklüğümüz bir önceki yıla göre yüzde 75,2 artışla 53,2 milyar TL'ye, toplanan fonlarımız ise yüzde 72,4 artışla 39,6 milyar TL'ye ulaştı. Gerek güçlü fonlama kaynaklarımız gerekse öz kaynaklarımızla reel sektöre desteğimizi bir önceki yıla göre yüzde 58,8 artırarak nakdi ve gayri nakdi toplamda 43,1 milyar TL fon kullandırdık. Müşterilerimize daha yakın olma stratejimiz kapsamında gerçekleştirdiğimiz şube açılışlarıyla 43 ilde toplamda 117 şube sayısına ulaştık ve çalışan sayımızı da yaklaşık 1.700'e çıkardık."
- "Yaklaşık 160 ton altın, 415 ton gümüş işlem hacmine sahibiz"
Türkiye'nin Milli Altın Kurumu olma projeksiyonları doğrultusunda attıkları adımlar neticesinde 2020 yılında Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Taşlar Piyasasındaki (KMTP) toplam alış-satış hacimlerinin yaklaşık olarak altında 160 ton, gümüşte ise 415 ton olarak gerçekleştiğini ifade eden Göktaş, dijital dönüşüm yolculuklarına hızla devam ettiklerini, şu anda müşterilerinin yüzde 61'inin dijital bankacılık kullanıcısı olduğunu ve 2020 yılı son çeyrekte de temel bankacılık işlemlerinin yüzde 87'sinin dijital kanallardan gerçekleştirildiğini söyledi.
Geçen yıl KOBİ'lere yönelik yürüttükleri çalışmalara değinen Göktaş, "2020 yıl sonu itibarıyla KOBİ'lerimize toplam 15,8 milyar TL nakdi ve gayri nakdi finansman kullandırdık. Ayrıca Haziran 2017'den bu yana toplamda 123 tertip halinde yaklaşık 27,4 milyar TL'lik kira sertifikası ihracını başarıyla tamamladık. Kurumumuz gerçekleşen sermaye artışıyla birlikte bundan böyle esnafın, sanayicinin ve bireysel müşterilerin ihtiyaçlarına daha fazla katkı sağlayacak." ifadelerini kullandı.
Karlı ve sürdürülebilir büyüme hedefiyle yeni fırsatları titizlikle değerlendirmeye devam edeceklerini anlatan Göktaş, "Salgınla mücadele ve ekonomide reformlarla geçecek olan bu yıl da her zaman olduğu gibi çalışmaya ve üretmeye odaklanacağız. Hedefimiz sene sonunda hemen her kalemde yüzde 40-50 bandında bir büyüme yakalamak, ortaya koyduğumuz başarılara yenilerini eklemek. Ülkemiz için şimdiye kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: