İSTANBUL (AA) - Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel, ". Tarım sektöründe sağlanacak gelişmelerle elde edilecek verimlilik hem sektörün modernizasyonuna hem de paydaş sektörlere katkı sağlayabilecek potansiyeli oluşturuyor." dedi.
Tezel, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu'nun (TGDF) düzenlediği, TGDF Başkan Vekili Rint Akyüz'ün yönetiminde gerçekleştirilen "Tarımsal Üretimi Geliştirmeye Yönelik Finansman" webinarında değerlendirmelerde bulundu.
Tarımın ekonomik kalkınmada çok önemli bir yeri olduğuna değinen Tezel, "Pandeminin etkisiyle de bu tescillendi. Tarım sektörünün modernizasyonu, gıda güvenliğini de teminat altına alacak en önemli faktör. Tarım sektöründe sağlanacak gelişmelerle elde edilecek verimlilik hem sektörün modernizasyonuna hem de paydaş sektörlere katkı sağlayabilecek potansiyeli oluşturuyor. Tarımın modernizasyonu ve sürdürülebilir yenilikçiliğe kavuşturulmasıyla sağlanacak verimlilik, toplumun beslenme ihtiyaçlarının yüksek kaliteli ve kolay erişilebilir yapıda olmasını sağlayacaktır." diye konuştu.
Tezel, modern ve yüksek verimli tarımın dünyanın büyük bir bölümünde hedeflendiğini anımsatarak, "Özellikle açlık ve yetersiz beslenme gibi sorunların hafifletilebilmesi için düşük gelirli ülkelerin bu konuda ciddi mesafeler alması gerekiyor. Pandemide görüldü ki ortak dertler ülke sınırlarını ortadan kaldırıyor. Şu an tüm dünya halkları sağlıklı beslenme, yüksek bağışıklık ve virüsten korunma endişesiyle yaşıyor. Dünyada artan rekabet ortamı tarım piyasasını da etkiliyor." ifadelerini kullandı.
Ocak ayı başından bu yana dünyada tarımsal emtiada ciddi bir rekabetin oluştuğunu kaydeden Tezel, şunları söyledi:
"Böyle bir ortamda tarımın modernizesi ve daha rekabet edilebilir hala getirilmesi çok önem kazandı. Tarımda verimlilik artırılamadığı sürece yoksul halkların gıda bağımlılığı da artıyor. Bu da birçok sorun ortaya çıkarıyor ve yeterli teşvikler de alınamıyor. Ülkemizde ise yüksek risk, belirsizlik ve 'geçimlik tarım' hala varlığını sürdürüyor. Bu kayıt dışı ekonomi ve kontrol edilemeyen bir finansal yapıyı da ortaya çıkarıyor. Teknolojide yaşanan gelişmeler üretimi de etkiliyor ama tarımın modernizasyonunda anlamamız gerek sadece objeler değil gelişmiş yöntemler de olmalı. Geleneksel aletlerin mekanikleşmesi, sonrasında da zengin teknolojik sistemlere kavuşturulması gerekiyor. Modernizasyona ayrılması gereken finansman yeterli seviyelere ulaşmalı."
- "Tarımsal üretimde gelişmeye giden yol modernizasyondan geçer"
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Tarım Bankacılığı Pazarlama Müdürü Onur Terzi de tarımsal gelişmenin tarımdaki son aşama olduğunu belirterek, "Önce tarımsal büyüme yaşanır. Bu hem ülke çapında makro hem de üretici için mikro anlamda geçerlidir. Çiftçinin cirosunun rakamsal artışı öncelikle olur, sonra tasarruf imkanı yani sermaye birikimi olması gerekir. Kalkınma aşaması ise tasarruftan gelen sermayenin yatırımlara aktarılması ve işine katkı sağlayabilmesidir. Tarımsal gelişmişlik çiftçi düzeyinde değil ülke seviyesinde yani makro düzeyde konuşulabilecek bir kavramdır." dedi.
Çiftçinin tasarruf edebilmesinin net marjını korumasıyla yakından alakalı olduğunu aktaran Terzi, "Bu net marjı koruyabilmesi sağlıklı bir üretim yapısı ve zinciriyle mümkün. Değer zinciri finansmanı burada önemli. Buraya finans enjekte edilebilmesi için zincirin görünür hale gelmesi, analiz edilebilmesi ve halkaların dinamiğinin ortaya koyulabilmesi çok önemli. Bu zincirdeki üretici kendisinden sonraki halkalarda net kar marjını yakalayabilirse, bunu sürdürülebilir noktada tutabilirse, o zaman yavaş yavaş sermaye birikiminden bahsedebiliyor olacağız." diye konuştu.
Terzi, çiftçilerin sermaye birikimi yapabilmesinde modernizasyonun önemine dikkati çekerek, "Tarımsal üretimde gelişmeye giden yol modernizasyondan geçer. Bu sadece hassas teknolojileri kullanmak demek değil. Ne ürettiğinizle de çok alakalı, konvansiyonel tarımın bizatihi kendisini modernize etmek gerekir. Normal üretimin modernize edilmesi kalkınmanın en önemli aşamalarından bir tanesi olarak karşımızda durmaktadır." ifadelerini kulandı.
Modernizasyondan sonra ülke genelindeki üretimin durumuna odaklanılmasına işaret eden Terzi, şunları kaydetti:
"Rekabet üstünlüğünün bizde olmadığı ürünler üreticinin refahını desteklemek için rekabet edilebilir hale getirilebilir, bu da modernizasyondur. Örneğin avokado artık Türkiye'de yaygın üretiliyor, muz gibi alternatif ürünlerin sektöre ve değer zincirlerine alınması yine kalkınma için gerekli olan çalışmalardandır. Çiftçi belirli bir karlılık seviyesinde olmalı bu karlılıkla yatırım için almış olduğu finansmanı ödeyebilmeli, burada temel prensip bu. Üretimin kendisi mutlak surette belli bir karlılık seviyesinde olmalı, aksi takdirde aşırı borçlanma ve işletmelerin finansal şoklara savunmasız hale gelmesi gibi olumsuzluklar yaşanıyor."
- "Coğrafyaya ürün desenine uygun kademeli kişi başı tüketimli bir tabloyu hazırlamak zor değil"
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Güney ise değer zincirinin topraktan çatala kadar olan süreç olduğunu belirterek, finansmanın buna eşdeğer olarak yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Üretilen ürün satılacak haldeyse ve gelir transferi yapılabiliyorsa bunun önemli bir finansman olduğunu ifade eden Güney, şunları kaydetti:
“Pandemiye gelene kadar model aşağı yukarı bu şekilde devletler tarafından finanse edildi. Pandemiden sonra devletler buna finansman modeli olarak değil, stratejik olarak bakmaya başladı. Artık devletler 'Kişi başı kayısı tüketimim nedir? Bunu kontrol altına almadan, insanıma yedirmeden ben bunu gelir amaçlı düşünmüyorum, doymak amaçlı düşünüyorum' diyor. Kendi insanımızın kişi başı tüketimini bilmeden, ürün desenlerini buna göre belirlemeden, soğanda patateste bir yıl az bir yıl fazla yaparak bunun matematiğinden çıkamayız. Bunlar zor konular değil. Türkiye çok zengin bir coğrafya. Bu coğrafyaya ürün desenine uygun kademeli kişi başı tüketimli bir tabloyu hazırlamak kimse için zor bir şey değil."
- “Tarımsal üretim, gıda üretimi bütünleşik şekilde tasarlanmalı”
Agrio Kurucusu Umut Gökçen Yılmaz da geleneksel finans araçlarının tarıma özgü üretime getirilmesinin tamamlayıcı bir ödev olduğunu belirterek, hem gıda güvenliği hem de toplumsal kalkınma bakış açısından her bir tarım aktörünün, ürün, finansal enstrümanın kendi içerisinde karlı veya yeterli olmayabileceğine işaret etti.
Bunları birbirinden ayırıp değer zincirine bütünleşik olarak bakılmazsa, bunların tamamı sadece karlılık hedefiyle çalışırsa, yanlış tasarlanmışlarsa, finansal okuryazarlık düşük seviyedeyse büyüme zorluklarının kaçınılmaz hale gelebileceğini aktaran Yılmaz, “Demek ki tarımsal üretim, gıda üretimi bütünleşik şekilde tasarlanmalı.” dedi.
Yılmaz, tarım üretiminin, zorluklarına özgü mikro ölçüde finansmana ihtiyacın olduğunu ifade ederek, değer zincirinin içindeki oyuncuları bir şeye motive etmek isteniyorsa, maliyeti düşük paraya erişim, üretime paralel ödeme koşulları, buna göre tasarlanmış finansal hizmetler ve enstrümanların çok olumlu ve yapıcı olacağını söyledi.
Kaynak: