ZONGULDAK (AA) - Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Geomatik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Zonguldak'ın Ereğli ilçesi açıklarında meydana gelen depreme ilişkin, "Buralarda daha büyük deprem olur mu? Bunun için kırılan fayın boyunu bilmemiz lazım. Kırılan fayın boyu 100 kilometre civarında olursa 7'den büyük, 30-40 kilometre gibi bir faysa 6 ila 7 arası deprem üretir. Bunun için de daha ileri araştırmalara ihtiyaç var." dedi.
Kutoğlu, gazetecilere, 11 Nisan'da meydana gelen 4,4 büyüklüğündeki depremle ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye'deki fay hatlarının genel anlamda Afrika ve Avrupa plakasının Anadolu blokunu yukarıya doğru itmesi nedeniyle oluştuğunu söyledi.
Görece olarak Avrasya plakasının daha stabil olduğunu, bu nedenle Anadolu blokunun sıkıştığını belirten Kutoğlu, "Anadolu bloku sıkışırken katlanıyor, bu katlanma nedeniyle düşey faylanmalar oluşuyor. Bir yandan da üçgen biçimi nedeniyle batıya doğru kaçma hareketi oluyor. Bu batıya doğru kaçma hareketi nedeniyle dünyaca bilinen Doğu Anadolu fay hattı ve Kuzey Anadolu fay hattı oluşuyor." diye konuştu.
Kutoğlu, söz konusu bu hareketlerin uzay teknolojilerinin ölçtüğü hıza göre Anadolu blokunu yılda 1-2 milimetre yukarıya doğru ittiğini anlatarak, "Böyle olunca Karadeniz çöküntü havzası oluşuyor fakat Karadeniz çöküntü havzası oluşurken yer kabuğu elastik bir şekilde bükülmüyor. Yer yer kırıklar oluşmaya başlıyor. Deniz tabanı, Karadeniz'deki kıta blokuna göre daha ağır olduğu için denizin içi karanın altına giriyor. Bu sırada denize paralel sıra dağlar oluşuyor. Bir süre sonra malzeme yeniliyor, kırılmalar başlıyor ve düşey yönlü depremler oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hatlarının daha hızlı hareket ettiği için daha çabuk stres biriktirdiğine, kırılma sürelerinin daha yakın olduğuna dikkati çeken Kutoğlu, insanların tarih kayıtlarında bu fay hatlarının depremlerini daha sık gördüğünde sadece burada aktivite varmış gibi algılandığını dile getirdi.
Kutoğlu, Karadeniz ile ilgili daha çok araştırmaya ihtiyaç olduğunu aktararak, "Buralarda daha büyük deprem olur mu? Bunun için kırılan fayın boyunu bilmemiz lazım. Kırılan fayın boyu 100 kilometre civarında olursa 7'den büyük, 30-40 kilometre gibi bir faysa 6 ila 7 arası deprem üretir. Bunun için de daha ileri araştırmalara ihtiyaç var." dedi.
- "Bu sığ bir deprem"
Depremin İstanbul'da da hissedildiğini anımsatan Kutoğlu, şunları kaydetti:
"Deprem dalgaları bir daire şeklinde her yöne doğru yayılıyor. Zayıf zeminlerde daha ileriye doğru, daha uzun yayılır. Kayalık zeminlerde bu yayılma daha kısa olur. Deniz tabanındaki yer kabuğunun kalınlığı 10 ila 20 kilometre arasında olur. Bu sığ bir deprem, 10 kilometrede olmuş bir deprem. Magma tabakasına olan mesafe, kabuk dediğimiz kısım 10-20 kilometre civarında olur. Karalarda kabuk daha uzun, 60-80 kilometreye kadar uzanabilir. Sığ depremlerin yüzeye yakın bir deprem olduğu için hissedilme miktarı daha fazla olur."
Kutoğlu, Türkiye'de henüz yeteri kadar ortaya konulamamış, üzerinde çalışılmamış fay sistemlerinin olduğunu vurgulayarak, "Nerede olursak olalım bir şekilde daha az veya çok depreme yakalanma riskimiz var. Dolayısıyla tedbirlerimizi almamız gerekir. Yeni ev alırken ve yaparken deprem hususlarına dikkat etmemiz gerekir. Bu kapsamda herkese açık, hiçbir ücret talep edilmeyen 'Deprem Riskim' adlı mobil yazılım geliştirdik. Gerçekleşecek bir depremde binanızla ilgili ağır bir hasar alıp almadığınızı bu yazılım size söylüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: