İSTANBUL (AA) - İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, kur ve fiyatların dengeye oturacağını belirterek, "Bu nedenle hem teşvikleri güçlendirilerek tarımsal üretimi artırmalı, hem de gıda ithalatı ve ihracatında bazı düzenlemelerle muhtemel bir gıda darlığının önüne geçmeliyiz." dedi.
İstanbul Ticaret Borsası'ndan (İSTİB) yapılan açıklamada Borsanın aralık ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmaya yer verilen Kopuz, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına değinerek, kasım ayı TÜFE artışının yüzde 21,31, gıda ürünlerindeki artışın ise yüzde 27,11 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.
TÜİK verilerine göre fiyatı en çok artan 20 üründen 13'ünün, fiyatı en çok düşen 20 ürünün de 15'inin gıda ürünü olduğunu belirten Kopuz, bunun gıda ürünlerindeki fiyat dalgalanmasının boyutunun göstergesi olduğunu vurguladı. Kopuz, bu durumun Türkiye'ye özel bir durum olmadığını da kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün aralık başında açıkladığı endekse göre, gıda fiyatları kasım ayında da yükselişini sürdürdü. FAO Gıda Fiyat Endeksi, 134 puanla Haziran 2011'den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Her zaman söylediğim gibi, gıda, stratejik önemi sürekli artan, en hayati emtia. Nüfus ve küresel refah artışı dolayısıyla gıda tüketimi sürekli artarken, tarım arazileri ise sürekli azalıyor. Tüm dünyada kişi başına düşen tarım alanı 1961-2015 yılları arasında 3,7 dekardan 1,9 dekara geriledi. Su ve rüzgâr erozyonundan, şehirleşmeye kadar birçok nedeni olan toprak kaybı yanında bilinçsiz gübre ve tarım ilacı kullanımı dolayısıyla da toprakların verimi azalıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Ekilmemiş bir karış boş toprak parçası bile bırakmamalıyız' sözünün önemi bu verilerin ışığında daha iyi anlaşılıyor. Biz hem elimizdeki toprakları en iyi biçimde ekmeli, hem de gözümüz gibi korumalıyız."
Ali Kopuz, gıda sorununun çözümü için tarımsal üretiminin önemine işaret ederek, "Güzel bir atasözümüz vardır, 'Ekini işleyen ekmeği dişler.' Yani ekip biçmezsek, gıda sorunumuz bitmez. Şu anda üreticinin en büyük sorunu artan üretim maliyetleri. Allah'a şükür son yıllarda tarımsal hasılamız sürekli artıyor. Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli geçtiğimiz günlerde açıkladı, Tarımsal hasılamız son 3 yılda yüzde 78 artışla 337 milyar liraya ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Ayrıca Hükümetimizin aldığı yerinde ve hızlı tedbirlerle, pandeminin başlangıç yılı olan 2020'de de tarımsal hasılamızı yükseltmeyi başardık. Ancak bu artışın yaşandığı dönemde, tarımsal girdi fiyatlarında şu anda tanık olduğumuz artışlar henüz başlamamıştı. Son yıllardaki tarımsal hasıla artışının sürdürülebilmesi için yeni çözümler üretmeliyiz." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin çok daha zorlu günleri geride bırakmayı başardığının altını çizen Kopuz, bugünlerin de geçeceğini, kur ve fiyatların dengeye oturacağını söyledi. Kopuz, "Bu nedenle hem teşvikleri güçlendirilerek tarımsal üretimi artırmalı, hem de gıda ithalatı ve ihracatında bazı düzenlemelerle muhtemel bir gıda darlığının önüne geçmeliyiz." tavsiyesinde bulundu.
- "Fiyat artışı da stokçuluk da önlenir"
Tarımın uzun vadeli bir iş olduğunu belirten İSTİB Başkanı Kopuz, çiftçinin bugün ekimden vazgeçmesi veya yeteri kadar gübre kullanamaması halinde etkisinin uzun süreli olacağını kaydetti. Kopuz, şunları ifade etti:
"Yatırım ortamının iyileşmesinin ekonomi için önemi neyse, tarım ortamının iyileşmesi de gıda için aynı önemdedir. Az önce söyledim, tarımsal hasılamız sürekli artıyor. Bu artışın nedeni ise hükümetimizin tarım ortamını iyileştirmeye yönelik çabaları. Bu çabaların sürmesi elbette çok önemli ancak tarımsal girdi fiyatlarındaki olağanüstü artışların olumsuz etkilerinin giderilmesi için fazladan adımlar da atılmalı. Özellikle gübre fiyatlarındaki artışın tarımsal hasılayı olumsuz etkileme riskinin ortadan kaldırılması için tedbirler alınmalı. Tarımsal hasılamızı artıracak ilk tedbir ise desteklerin güçlendirilmesi olacaktır.
Tarımsal teşviklerin yanında dış ticarette de bazı önlemler almalıyız. Dünyada ve ülkemizde gıda fiyatlarının arttığı, stokçuluk eğilimlerinin oluştuğu bu dönemde fiyatların dengelenmesi için, hem ithalat hem de ihracat tarafında atılabilecek adımlar bulunmaktadır. Bildiğiniz gibi 8 Eylül'de, nohut, mercimek, buğday gibi ürünlerin ithalatında gümrük vergileri 31 Aralık'a kadar sıfırlanmıştı. Hububat ürünlerindeki sıfır gümrük vergisi uygulamasının, önümüzdeki 6 ay için, yani hasat dönemine kadar uzatılması olumlu bir adım olur. Bunlara, özellikle son bir aylık sürede ciddi fiyat artışı yaşanan 'pirinç ve fasulye' başta olmak üzere diğer hububat ürünleri de dahil edilmelidir. Ayrıca bu sayede, fiyat artışlarını fırsat bilip stokçuluğa yeltenenlerin de direnci kırılmış olacaktır."
Bu tedbire ek olarak, paketlenmiş ve katma değerli gıdalar hariç, dökme tarımsal ürünler ve canlı hayvan ihracatının bir süre için yasaklanmasının da gerekli olduğuna değinen Kopuz, "Bu arada doğu ve güneydoğu bölgelerimizden yapılan canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ihracatının 2 Aralık'ta yasaklanması isabetli olmuştur. Tüm bu tedbirlerle, tarımsal hasılamız artırılabilir, fiyat artışlarının hızı kesilir ve stokçuluk eğilimi durdurulabilir." bilgisini verdi.
- "Asgari ücret herkesi memnun etmeli"
Açıklamada asgari ücretin belirlenmesi süreciyle ilgili de görüşlerini paylaşan Ali Kopuz, “Halkın alım gücünün düşüşü de önemli bir sorun haline geldi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücretle ilgili önceki günlerde yaptığı açıklamada 'Biz kesinlikle işçimizi zora sokmayacağız. Bu karardan sadece işçi kesiminin değil, işverenin de memnun olması lazım. Bizim işçinin emeğine, işverenin de yatırım gücüne ihtiyacımız var.' ifadelerini kullandı. Bu açıklamayı çok önemsiyoruz. Cumhurbaşkanımız, iş gücünün de sermayenin de öneminin farkında ve inşallah hem işçiyi memnun edecek, hem de işvereni zorlamayacak bir formül bulunacaktır." ifadelerine yer verdi.
Kaynak: