Aktaş, yaptığı değerlendirmede, Eşel Mobil Sistemi ile devletin, akaryakıt fiyatlarındaki artışa karşı vatandaşı korumayı hedeflediğini söyledi.
İlk olarak 17 Mayıs 2018'de devreye alınan sistemin geçen yıl eylülde LPG'de, aralıkta da benzin ve motorin fiyatlarında yeniden uygulamaya girdiğini anımsatan Aktaş, "Akaryakıt satış fiyatında yükseliş baskısı oluşması durumunda, limitin üzerinde gelen zam miktarı kadar kısım akaryakıttan alınan ÖTV'den düşülüyordu." dedi.
"Enerji krizi, petrol fiyatlarındaki artış gibi konular akaryakıt sektörünü de şiddetli etkiliyor"
Aktaş, son dönemde artan döviz kuru ve yükselen küresel petrol fiyatlarının Türkiye'deki akaryakıt fiyatlarını da olumsuz etkilediğini ifade ederek, "Covid-19 salgınının özellikle ilk döneminde 17 dolara kadar düşen Brent petrolün varil fiyatı 84 dolara kadar çıktı. Dolayısıyla, küresel piyasalarda yaşanan enerji krizi, petrol fiyatlarındaki artış gibi konular akaryakıt sektörünü de şiddetli etkiliyor. Tüketicilerimizin yaşadığı sorunları, akaryakıt bayilerimiz de benzer şekilde yaşıyor." diye konuştu.
Bir süredir yurt içi pompa fiyatlarında meydana gelen yükselişlerin ÖTV ayarlamasıyla tüketiciye zam olarak yansıtılmadan dengelenmeye çalışıldığına işaret eden Aktaş, şunları kaydetti:
"Eşel mobilde tüm limitler kullanıldı. Eşel mobil sistemiyle devletin akaryakıt fiyatlarını sabit tutmak için feragat ettiği vergi miktarı 41 milyar 839 milyon liraya ulaştı. Yıl sonuna kadar gelecek ek 14 milyar 319 milyon liralık miktar ile bu rakamın yaklaşık 56 milyar 158 milyon liraya ulaşmasını bekliyoruz. Eğer bu vergiden feragat edilmeseydi akaryakıt fiyatları çok daha yüksek seviyelerde olurdu. Örneğin, il bazında bir değerlendirme yaparsak eğer eşel olmasaydı şu an İstanbul'da 8,44 lira olan benzinin litre fiyatı 10,97 lira, 8,18 lira olan motorinin litre fiyatı 10,23 lira ve 6,67 olan LPG'nin litre fiyatı da 7,67 lira olurdu."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.