İSTANBUL (AA) - Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TÜYİSEN) Genel Başkanı Ahmet Baydar, Türkiye'de bir yurt ve barınma sorunu olmadığı görüşünü dile getirerek, ''Bazı bölgelerde mahalli olarak görülen yurt sıkıntısı, öğrencilerin pandemi nedeniyle yüz yüze eğitim yapılmayan üniversitelerinden uzak kalması nedeniyle 2 dönem için oluşan yığılmadan ve yoğunluktan kaynaklanmaktadır ve geçicidir" açıklamasını yaptı.
Baydar, yazılı açıklamasında, Türkiye'de bazı basın yayın organları ve sosyal medyada yer verildiği şekliyle abartılı bir yurt ve barınma sorunu olmadığını ifade etti.
Ülke genelinde öğrencilerin açıkta kaldığı, barınma sorunu yaşadığı, yurt bulamadığı gibi ifadelerin abartılı ve maksadı aşan ifadeler olduğunu kaydeden Baydar, "İyi niyetle konuyu gündemde tutmaya çalışan bazı basın ve yayın organları ise sektörün içinden gelen, işi bilen sektör temsilcilerine, programlarında ve sayfalarında yer vererek kamuoyunun doğru ve eksiksiz bilgi edinmesini sağlamaları gerekirken; konu hakkında yeterli bilgi birikimi olmayan, yorumcu adı altında hep aynı kişileri programlarına alarak kamuoyunun eksik ve yanlış bilgilenmesine neden olmaktadırlar." ifadelerini kullandı.
Pandemi nedeniyle yaklaşık 2 yıldır kapalı olan özel yurtların, hizmet vermek üzere tüm önlemlerini alarak kapılarını öğrencilere açtığını anımsatan Baydar, özel yurtların fahiş fiyat artışı yapamayacaklarını çünkü bağlı oldukları yönetmeliğe göre yılda bir defa mayıs ayı yıllık enflasyon ortalaması oranında fiyat artışı yapabildiklerini ve bu fiyat artışını da devlete bildirmek durumunda olduklarını belirtti.
Baydar, açıklamasında şunları kaydetti:
"Ülkemizde bir yurt ve barınma sorunu yoktur. Konuyu maksatlı olarak gündemde tutmaya çalışanların asıl amacının, ülke genelinde yurt ve barınma sorununa çözüm üretilmesi için odaklanılması değil, mevcut KYK yurtlarına bedava veya bedavaya yakın yerleşememe sıkıntısı olduğu anlaşılmaktadır. Üyelerimizden sendikamıza ulaşan bilgilere göre yurt sıkıntısı yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol şehirlerde lokal olarak görülmektedir. Diğer pek çok örnek olarak, Karabük, Aksaray, Konya ve Uşak gibi birçok ilde doluluk oranı yüzde 50'lere ulaşmayan özel yurt ve kapasite mevcuttur. Bazı bölgelerde mahalli olarak görülen yurt sıkıntısı, öğrencilerin pandemi nedeniyle yüz yüze eğitim yapılmayan üniversitelerinden uzak kalması nedeniyle 2 dönem için oluşan yığılmadan ve yoğunluktan kaynaklanmaktadır ve geçicidir."
Baydar, gençlerin sağlıklı ve güvenli ortamlarda, onlara yakışır şekilde barınarak eğitim öğretimlerini sürdürebilmeleri için şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü imkanın seferber edilmesi gerektiğini vurguladı.
Gençlerin kaçak işletilen apart, stüdyo daire ve evlerden uzak tutularak buralarda alkol, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar edinmelerinin önlenebilmesi için devletin denetiminde olan yurtlara yönelmelerinin sağlanması gerektiğine işaret eden Baydar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bazı metropol belediyeler tarafından iyi niyetle öğrencilere barınma imkanı sağlanması yönünde alınmaya çalışılan tedbirler nihai çözüm değildir. Sorunun çözümü, devlet kontrolünde barınma hizmeti veren özel öğrenci yurtlarının yaygınlaştırılarak yatak kapasitelerinin artırılması için destek verilmesine bağlıdır. Özel öğrenci yurtlarından hizmet alan öğrenciler için Anayasamızda yer alan eşitlik ilkesinin gerektirdiği uygulamalar devreye sokularak, vakıf ve dernek yurtlarından barınma hizmeti alan öğrencilere her ay devletçe karşılıksız olarak verilen beslenme ve barınma yardımının özel öğrenci yurtlarında kalan öğrencileri de verilmesi sağlanmalıdır. Devlet tarafından yükseköğretim öğlencilerine barınma hizmeti verilmesi yönteminden vazgeçilerek, bu hizmetin özel sektör eliyle devlet kontrolünde hizmet veren özel öğrenci yurtları tarafından verilmesini sağlayacak politikalar üretilmelidir. Öncelikle Kredi Yurtlar Kurumu tarafından bina kiralayarak yatak kapasitesini artırmaya çalışmak yerine kira, tezyin, personel gideri gibi giderler olmadan halen faal durumda olan özel öğrenci yurtlarından daha uygun fiyatlarla konaklama hizmeti satın alınması yoluna gidilerek atıl kapasitenin devreye sokulması sağlanmalıdır."
Baydar, bu tedbirlerin hayata geçirilmesi durumunda bazı basın ve yayın organlarında maksatlı olarak dile getirilen, ayrıca sosyal medyada eksik ve yanlış bilgiden kaynaklı paylaşımların ülke genelinde gündem oluşturma potansiyelini kaybedeceğini ifade etti.
Kaynak: