“ÖĞLE YEMEKLERİNİ HAYATIMDAN ÇIKARDIM”
Bir öğrencinin günde 6 saatten fazla uyumaması gerektiğini belirten Rektör ZORLU, zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. ZORLU, “Henüz öğrencilik yıllarımdayken, öğle yemekleri vaktimi alıyor, mutlaka orada da çalışmam gerekiyor.” diye öğle yemeklerini hayatımdan çıkardım. 38 yıldır benim hayatımda öğle yemeği yok. Öğle yemeklerini terk etmemin temel nedeni; bizim İlahiyat Fakültesinde eğitim öğretim sabah 08.00’de başlar, öğlen bir, bir buçuk saat ara verilir ve daha sonra dörde, beşe kadar dersler sürerdi. Aradaki bir buçuk saatte, öğle yemeği için vakit kaybetmez, özel ders yapardım.” dedi.
“BİR GÜN DAHİ DERSİMİ İHMAL ETMEDİM”
Hafızlık eğitimi aldığı yıllardan da söz eden Zorlu, “O dönemde hocalar sitem eder, sopa atardı. Neden sitem eder, sopa atar; dersini vermezsen. Ben bir gün dahi dersimi ihmal etmedim. Hocamın istediği dersi her gün veriyordum. Her hangi bir siteme de maruz kalmıyordum. “Cem Zorlu’nun bugünkü geldiği nokta neyin sonucu?” derseniz; “Disiplin ve çalışmak. Sistemli çalışmak.” derim. Başarının temel sırrı, gayret, çalışmak ve disiplinden geçiyor. Hedefiniz olacak.” şeklinde konuştu.
“AKADEMİSYENLİK DÜŞÜNÜYORSANIZ YABANCI DİL ÖĞRENMEK OLMAZSA OLMAZINIZ”
Kendi öğrencilik yılları ile şu anda öğrencilere sunulan imkanlara değinen ZORLU, “1986 yılında 2. sınıftan 3. sınıfa geçtiğim sene dil eğitimi için Almanya’ya gittim. Otobüsle gittiğim Almanya’da 3,5 ay kaldım. Şimdi çok imkan var. O zamanlar imkanlar daha sınırlı idi.” dedi. Öğrencilik yıllarında Mısır, Ürdün gibi başkaca ülkelerde de bulunduğunu söyleyen Zorlu, akademisyenlik için dil eğitiminin önemi üzerinde durdu.
“ÖĞRENMENİN EN KOLAY VE GÜÇLÜ YÖNTEMİ: ÖĞRETMEKTİR”ZORLU, “Öğrenmenin en kolay ve güçlü yöntemi; öğretmektir. Ben öğrencilik yıllarımda bile hocalık yaptım. Karşımdaki insanlara anlatabilmek için, 1 saatlik ders için 5 saat çalışıyordum. İlk önce meseleyi kendim kavrıyor, sonra gidip arkadaşlarıma anlatıyordum. Arapça, tefsir, hadis, kıraat okuttum. Öğrencilik yıllarımda yaptım bunları. Bugün, gençler de farklı alanlarda projeler halinde bu tür faaliyetler yapabilir.
“HEDEFİNİZ YOKSA, RÜZGARIN ÖNÜNDE SAVRULAN YAPRAK GİBİ OLURSUNUZ”
Gençlerin mutlaka bir hedefinin olması gerektiğinin altını çizen ZORLU, Bir hedefiniz olmalı. Hedefiniz yoksa rüzgarın önünde savrulan yaprak gibi olursunuz. Planlarınızı yapabilirseniz, bu çerçevede de esbaba sarılırsanız, gereklerini de yerine getirseniz %70-80 oranında hedefinize ulaşırsınız. Bu ciddi bir başarı demektir.” dedi.
“ÖĞRENCİLERİN KOLAYCA ULAŞTIĞI, DOĞRUDAN İLETİŞİM KURABİLDİĞİ BİR REKTÖRSÜNÜZ”
Programa katılan bir öğrencinin sorduğu “Öğrenciler size kolayca ulaşabiliyor, sorularına cevap veriyor, sorunlarına çözüm üretiyorsunuz. Bunu yapmak kolay olmamalı, yoğun mesainiz içinde bunu nasıl başarıyorsunuz?” sorusuna da yanıt veren Zorlu: “Öğrencilik yıllarımda, ilahiyata başladığım yıllarda okuduğum bir hadis vardı. Beni çok etkilemişti. Peygamber Efendimiz (S.A.V) kendisine bir mektup yazılırsa mutlaka cevabını verir diye bir hadis okumuştum. Buna binaen de hayatımın her döneminde sosyal medya ya da telefon aracılığıyla birisi telefon açtığında mutlaka dönerim, sosyal medyadan birisi bana ulaşmışsa mutlaka cevaplarım. Mutlaka derdine derman olmaya çalışırım. Bu gençler yarının cumhurbaşkanları, başbakanları, rektörleri, dekanları, profesörleri... Böyle bakmak lazım. Ben her bir gencin bu değere sahip olduğunu düşünüyorum. Her bir gencin bir gün çok önemli görevlere gelecekmiş gibi şimdiden kendini yetiştirmesini istiyorum. Kader çizgisinin nerede, nasıl tecelli edeceğini bilemiyorsunuz. Önemli olan tecelli ettiği anda sizin hazırlıklı olabilmenizdir. Gençler kendilerini sakın küçümsemesinler. Yukarıda gördüğünüz cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, rektörler sizden farklı insanlar değiller. Sadece sizden farkları azim ve gayretleri üst seviyede. Bir de nasip meselesi. Kader tecellisi ve nasip size ulaştığı andan itibaren içini doldurabilecek donanıma şimdiden gösterdiğiniz sa’yü gayretlerle ulaşabilirsiniz. Şimdiden doldurmanız lazım ilim heybenizi. Doldurursanız size böyle bir şey tevdi edildiğinde hazır halde bu imkanları kullanabilme şansına sahip olursunuz.” dedi.
“ALLAH-U TEÂLÂ’NIN VERMİŞ OLDUĞU EN BÜYÜK NİMETİN GENÇLİK OLDUĞUNUN FARKINA VARIN”
“Hedefi ve gayesi olan bir kişi, bir genç asla yorulmaz. Onun tek özlemi vardır ki memleketine, ülkesine ve insanlığa faydalı olmak.” diyen Rektör ZORLU, “Allah-u Teâlâ’nın vermiş olduğu en büyük nimetin gençlik olduğunun farkına varın. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Yaş aldıkça sahip olduğunuz, Cenab-ı Hakk’ın size vermiş olduğu imkanlar azalıyor. Fiziken, zihnen imkanlar azalıyor. Peygamber Efendimiz’in şu hadisini asla unutmayın; “İşini yarına bırakanlar helak olmuştur.” İşinizi yarına bırakmayın. Günlük mutlaka dağarcığınıza yeni bir şeyler koyarak öbür güne geçin. Bunun mutluluğunu ve keyfini yaşayın. Öğrencilik yıllarını “Gençliğin hevası” geçirmeyin. Tam tersine öğrencilik yıllarınızı yarınki meslek, akademik, siyasi, bürokratik hayatınızda size katkı sağlayacak donanımların zirvesinde bitirerek geçirin. Bunu asla unutmayın. Kendinizi geliştirebilmek için zaman ayıracağınız yegâne dönem öğrencilik yıllarınızdır. Bunun kıymetini bilin.” ifadelerini sözlerine ekledi.
Seminerler hakkında bilgi veren İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Murat Arslan, etkinliklerin bir seri halinde devam edeceğini ve 27 Mart 2021 Cumartesi günü de Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin AKSOY’un konuk olacağını söyledi. Arslan, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) üyesi olan İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği’nin Konya’da sayıları 5000’i aşan uluslararası öğrenciler için eğitim, kültür-Sanat, rehberlik ve burs faaliyetleri gerçekleştirdiğine değindi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
