İSTANBUL (AA) - Yunus Emre Enstitüsünün (YEE), Bosna Hersek'in Ankara Büyükelçiliği iş birliği ile Bosna Hersek'in bağımsızlığını yeniden kazanmasının 30. yıl dönümüne özel düzenlediği eğitim programı tamamlandı.
YEE İstanbul Eğitim Merkezi'nde düzenlenen ve üç hafta süren "Kültürlerarası Stratejik İletişim Uygulamalı Eğitim Programı"nın kapanışına YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Bosna Hersek'in Ankara Büyükelçisi Adis Alagiç ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç katıldı.
Programın ardından AA muhabirine değerlendirmede bulunan YEE Başkanı Şeref Ateş, Bosna Hersek'i Türk kültürünün önemli bir damarı olarak tarif ederek, "Yani Boşnaksız Türk, Türksüz Boşnak olmaz." dedi.
Ateş, Bosna Hersek'in bağımsızlığını yeniden kazanmasının 30. yılında dünyada yaşayan Boşnakların ortak bir paydada toplanabilmesinin önemine değinerek, "Bunun için de öncelikle stratejik iletişimi bilen gençlere ihtiyaç olduğunu düşündük. Bu eğitimi uygulamalı bir şekilde 3 hafta boyunca Türkiye'de gerçekleştirdik. İlk hafta teorik eğitimler oldu. İkinci haftasında Boşnak gençler kendi bölgelerine dair stratejiler geliştirdiler ve son hafta ise katılımcılar aldıkları ödevler neticesinde içerik hazırlamaya başladılar. Bu programda 30 kişi yetişmiş oldu, benzerini Bosna Hersek'te de yapacağız ve bu sayede gönüllü barış elçileri yetiştirmiş olacağız." diye konuştu.
Bosna Hersek'in Ankara Büyükelçisi Alagiç ise Yunus Emre Enstitüsünün Balkanlardaki barışın daha da güçlendirilmesi adına oldukça önemli bir misyon edindiğine dikkati çekerek, özellikle diasporada bulunan sivil toplum kuruluşlarının gücünün Bosna Hersek için çok kıymetli olduğunu aktardı.
- "Türkiye'deki Boşnaklar, Boşnak diasporası değildir, çünkü biz buranın asli unsuruyuz"
İTO Başkanı Avdagiç ise Türkiye'de yaşayan Boşnakların Türkiye'yi anavatan olarak gördüklerine işaret ederek, "Bosna Hersek dışında yaşayan bütün Boşnaklara diaspora diyebiliriz, bunun tek istisnası Türkiye'dir. Türkiye'deki Boşnaklar, Boşnak diasporası değildir. Çünkü biz buranın asli unsuruyuz. O yüzden Türkiye'deki Boşnaklara kimsenin diaspora kavramını kullanmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kapanış programı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ın, "Uluslararası İlişkilerde Güç Kavramı ve Kullanımı: Yumuşak Güç Eksenli Bakış" başlıklı konuşmasının ardından öğrencilere sertifikalarının takdim edilmesiyle son buldu.
Eğitimler, öğleden sonraki oturumda İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner'in "Kültür ve Sanatın Birleştirici Etkisi", Doç. Dr. Burak Küntay'ın "Lobicilik ve Baskı Grupları: Dünyadan Örnekler" ve Prof. Dr. Emel Topçu'nun "Daha Güçlü, Daha Müreffeh ve Daha Barış Dolu Bir Bosna Hersek Öngörüsünde Kadının Rolü" başlıklı konuşmalarıyla devam etti.
Yarın yapılacak atölye çalışmalarının ardından sona erecek programın ikinci etabının ise Saraybosna'da yapılması planlanıyor.
Kaynak: