İSTANBUL (AA) - Türkiye Kadın Girişimciler Derneğinden (KAGİDER) yapılan açıklamada, kadın istihdamını Kovid-19 etkisinden korumak ve kadın girişimcilerin bu dönemde ayakta kalmalarını sağlamak için gerekli önlemlerin hızla alınması, destek/hibe ve teşvik programlarının acilen uygulamaya konulması gerektiği belirtildi.
KAGİDER'den 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, salgının getirdiği zorluklarla mücadele edilirken, Türkiye'de ve birçok ülkede başlayan aşılama çalışmalarının umutları artırdığı, tünelin öteki ucunda artık gün ışığının görülebildiği belirtildi.
Açıklamada, dünyada ve Türkiye'de ekonomilerin yeniden canlanacağı ve güçlü büyüme performansının ortaya konulacağı bir döneme girildiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Küresel araştırma raporları, Kovid-19 salgınının ekonomi ve ticaret üzerindeki sonuçlarından kadınların erkeklerden daha fazla oranda etkilendiğini ortaya koymuştur. Bunun en önemli nedeni, pandemiden özellikle etkilenen sektörlerde kadınların yoğunluklu olarak istihdam edilmesi ve kayıt dışı çalışanların çoğunun kadın olmasıdır. Bilhassa uzaktan çalışma olanağının bulunmadığı durumlarda kadınların istihdamı olumsuz etkilenmiştir. Bu durumu TÜİK istatistiklerinde görmekteyiz."
Gelirleri azalan veya yok olan hanelerde kadınların üstündeki yükün katlanarak arttığına işaret edilen açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının ekonomide, bilimde, sosyal yaşamda ve siyasette güçlendirilmesinin Türkiye'nin geleceği için hayati öneme sahip olduğu vurgulandı.
Açıklamada, "Girişimci veya ücretli olarak çalışan kadın, güçlü ve kendi ayakları üzerinde durabilen kadındır. Ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı yapabilen bir birey ve vatandaştır." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, KAGİDER'in önerdiği öncelikli 4 temel aksiyon şöyle sıralandı:
"Kadın istihdamını Kovid-19 etkisinden korumak ve kadın girişimcilerin bu dönemde ayakta kalmalarını sağlamak için gerekli önlemler hızla alınmalı, destek/hibe ve teşvik programları acilen uygulamaya konulmalıdır. Kadın cinayetleri ağır bir suçtur ve asla kabul edilemez. Yazılı ve görsel medyaya günde 3-4 kadın cinayetinin yansıdığı bir ortamda, bu suç en ağır şekilde cezalandırılmalı ve cezalar hiçbir şekilde hafifletilmemelidir. Kısaca 'İstanbul Sözleşmesi' olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkındaki Kanun etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkokuldan başlayarak milli eğitim müfredatına alınmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği kültürünü benimsemiş ve özümsemiş bireyler yetiştirilmelidir. Pandemi etkisiyle hızla dijitalleşen yeni dünyaya kadınları hazırlamak her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Bu alanda kadınların önlerindeki engeller kaldırılmalı ve ülkemizde kadının bilim ve teknolojide daha çok varlık göstermesi teşvik edilmeli."
Kaynak: