ANKARA (AA) - Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, suyun önemine vurgu yapmak, vatandaşları tasarrufa teşvik etmek, sudaki özelleştirme ve ticarileşme girişimlerine dikkati çekmek "Su Hakkı" raporu hazırladıklarını bildirdi.
Arslan, Hak-İş tarafından 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla hazırlanan "Su Hakkı" raporuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Suyun önemine vurgu yapmak, vatandaşları tasarrufa teşvik etmek, sudaki büyük oyuna, özelleştirme ve ticarileşme girişimlerine dikkati çekmek için akademisyen ve uzmanlardan oluşan bir ekip kurduklarını belirten Arslan, "Su Hakkı" raporu hazırladıklarını aktardı. Arslan, suyun piyasalaştırılmasına karşı çıktıklarını, su sektöründeki özelleştirmelere karşı mücadele verdiklerini vurguladı.
Suyun insan ve canlı yaşamında ne kadar önemli ve öncelikli olduğunun bilincinin, tüm toplum tarafından fark edilmesi gerektiğine işaret eden Arslan, Dünya Su Günü'nün bu yılki temasının "Suyun Kıymetini Bilmek" olduğunu ifade etti.
Arslan, "Suyun yaşamımızdaki öneminin farkına varılmasını ve suyun kıymetini bilerek tasarruflu kullanımını önemsiyoruz. Hak-İş olarak, suya yapılan her müdahaleyi insana, doğaya ve hayata karşı işlenmiş bir suç olarak görüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Suyun, canlıların yaşamını sürdürebilmesi için en temel ihtiyaçlardan birisi olduğunu vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Küresel ısınma, su kaynakların kirletilmesi, plansız büyüme ve su kaynaklarının azalmasıyla kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişim konusunda yaşanan sıkıntılar artmış, 'su yoksulluğu' kavramı ortaya çıkmıştır. Bu durum ise suyu ticari bir meta haline getirmiş ve sorun daha büyük bir boyuta ulaşmıştır. Su, en temel insani haktır ve hayatın özüdür. Bu nedenle yaşamın vazgeçilmezi olan su, ticari bir meta olmaktan çıkarılmalıdır. Hak-İş Konfederasyonu olarak suyu toplumun temel ve devredilemez insani hakkı olarak görüyor, tüm dünyada suyun ticarileştirilmesine karşı çıkıyoruz. Çünkü suya müdahale, doğrudan hayata müdahaledir. Yaşamın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için en temel ihtiyaçlarımızdan birisi olan su hakkını savunmak insanlığı, uygarlığı ve insanca yaşanabilirliği korumaktır. Çünkü geleceğimiz suyumuz kadardır. Hak-İş olarak su sektöründeki özelleştirmelere karşı mücadele ediyoruz."
- "Tarım, enerji, ekonomik ve sosyal kalkınma süreçleri de suya bağımlıdır"
Bütün su işletmelerinin kamuya ait olması gerektiğini belirten Arslan, "İnsanlar ve canlılar kadar tarım, enerji, ekonomik ve sosyal kalkınma süreçleri de suya bağımlıdır. Tüm bunlar dikkate alındığında ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde su politikalarının belirlenmesi ve su kaynaklarını koruma politikalarının temel alınması ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Koronavirüsle mücadele kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, salgın başladığında, belediyelerin hiçbir gerekçeyle abonelere yönelik su kesintisi uygulamayacağına ilişkin genelge yayımladığını anımsatan Hak-İş Genel Başkanı Arslan, şöyle devam etti:
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bu konuda son derece yerinde bir karar almıştır. Çünkü 1 yıldır yaşadığımız pandemi süreci suya olan ilgiyi daha da arttırmış ve suyun insan hayatındaki önemini bir kere daha ortaya çıkarmıştır. Suyun doğru kullanımı konusunda toplumumuzda bilinç oluşturulması, tabiatın korunması, su konusundaki farkındalığın güçlendirilmesi, insan, doğa ve su için herkesin gereken hassasiyeti göstermesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim ve öğretim yoluyla toplumumuzun çevre ve su bilincini arttırmak, suyun doğru şekilde kullanımı ile ilgili bilinç oluşturmak ve doğayı korumak için gerekli çalışmaların hayata geçirilmesini destekliyoruz. Hak-İş Konfederasyonu olarak herkesin su konusunda gereken hassasiyeti göstermesini bekliyor, suyun hayatımızdaki önemi konusunda herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz."
Kaynak: