ANKARA (AA) - MEHMET ŞAH YILMAZ- Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Önen, Kovid-19 salgının Türkiye ile Çin'in ticaret ve yatırım alanlarındaki iş birlikleri için ciddi bir sınama teşkil ettiğini ve önemli fırsatlar sunduğunu kaydederek, "Çin’in ülkemize yatırımları son dönemde önemli ivme kazandı. Çin’den Türkiye’ye yapılan doğrudan yatırımın yüzde 70’i son dört yıl içerisinde gerçekleşti ve 4,5 milyar dolar seviyesine ulaştı." dedi.
Önen, AA muhabirine, Türkiye-Çin ilişkilerine dair 2021 sonu değerlendirmesinde bulundu.
2021'in, Türkiye-Çin diplomatik ilişkilerinin 50. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Önen, bu kapsamda iki ülke liderinin ve dışişleri bakanlarının eş zamanlı olarak 4 Ağustos'ta tebrik mesajlarını teati ettiklerini söyledi.
Önen, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin martta Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve gerek cumhurbaşkanları gerek dışişleri bakanları düzeyinde telefon görüşmeleri vasıtasıyla belirli aralıklarla yıl boyunca görüştüklerini aktardı.
Pekin Yunus Emre Enstitüsünün mayısta faaliyetlerine başladığını kaydeden Önen, Çin’deki kurumsal mevcudiyeti daha da güçlendirdiklerini, Çin’in başkentinde Türkiye'yi, Türk kültürünü ve Türkçeyi Çin halkına layıkıyla tanıtma imkanına kavuştuklarını söyledi.
Önen, Türkiye'nin Çin'deki diplomatik misyonlarının, diplomatik ilişkilerin 50'nci yıl dönümü kapsamında birçok etkinlik gerçekleştirdiğini dile getirdi.
Çin’in Vuhan şehrinde Kovid-19 salgını ilk kez ortaya çıkıp yayılmaya başladığında, Türkiye'nin Çin’e yardım eli uzatan ilk ülkelerden olduğunu hatırlatan Önen, Çin'in de Türkiye'nin tıbbi malzeme yardımı ve tedarikinde önemli ortaklarından biri haline geldiğini vurguladı.
Önen, iki ülkenin aşı tedariki alanında da önemli bir iş birliği sergilediğini ve 2021 başında Çin’den aşı temin edildiğini ifade etti.
Salgının, iki ülke arasında ticaret ve yatırım alanlarındaki iş birliği için hem ciddi bir sınama teşkil ettiğini hem de önemli fırsatlar sunduğunu dile getiren Önen, şunları kaydetti:
"Çin’in ülkemize yatırımları son dönemde önemli ivme kazandı. Çin şirketleri, son dört-beş yıl içerisinde ülkemizde altyapı, finans, enerji, lojistik ve telekomünikasyon sektörlerinde önemli yatırımlarda bulundular. Çin’den Türkiye’ye yapılan doğrudan yatırımın yüzde 70’i son dört yıl içerisinde gerçekleşti ve 4,5 milyar dolar seviyesine ulaştı."
Önen, Kovid-19 salgınının ilk yılı olan 2020’de, G-20 ülkeleri arasında, Çin ile birlikte büyüme kaydeden tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, "Salgının tüm sınamalarına rağmen, 2020’de Çin ile ticari ilişkilerimiz de hız kesmedi. İkili ticaret hacmimiz, 26 milyar dolar seviyesine geldi ve nihayetinde Çin ikinci büyük ticaret ortağımız konumuna yükseldi." ifadelerini kullandı.
Ticari ilişkilerdeki artış eğiliminin 2021'de de devam ettiğini kaydeden Önen, şunları söyledi:
"Ocak-Ekim döneminde, özellikle ihracatımızda kayda değer bir artış gördük. Sadece gıda ihracatı kaleminde, yüzde 81 artışla 303 milyon dolar ihracat seviyesine eriştik. Yıl sonu itibarıyla, Çin’e ihracatımızın tarihimizdeki en yüksek düzeye ulaşmasını bekliyoruz. Bu ilk on aylık dönemde, ihracatımız yüzde 32 artışla 3 milyar dolar seviyesine, ithalatımız ise yüzde 43 artışla 26 milyar dolara yükseldi. Böylelikle, iki ülke arasındaki ticaret hacmi, yüzde 41 artışla 29 milyar dolara ulaştı."
Önen, 2020'de Türkiye'den Çin’e gelen ilk ihracat trenini, tarihi İpek Yolu’nun başlangıç noktalarından biri konumundaki Şian kentinde heyecanla karşıladıklarını, bu trenin, yaklaşık iki hafta içinde Türkiye’den Çin’e geldiğini, 2021’de bahse konu tren seferlerinin sayısının arttığını dile getirdi.
Seferlerin 2022’de daha da artacağını belirten Önen, "İki ülke arasındaki doğrudan tren seferleri, ticarete yeni bir kapı açılması demek. Çin gibi büyük bir pazara ülkemizden doğrudan sevkiyat yapabilmek önemlidir. İş insanlarımızın bu yeni lojistik imkanlardan daha fazla istifade etmelerini temenni ediyorum." dedi.
Önen, Çin'in “sıfır vaka” adını verdiği yaklaşım gereği son derece ihtiyatlı davrandığını ve sıkı tedbirlerini aldığını belirterek, "Sıkı tedbirlerin en fazla etkilediği alanların başında sivil havacılık ve turizm geliyor. Çin’de ülkemizi tanıtmaya yönelik etkinliklerimiz, özellikle salgın öncesi dönemde ivme kazanmıştı. Bu kapsamda karşılıklı uçuş bağlantılarını güçlendirmiş, son olarak 2019 aralık ayında THY’nin İstanbul-Şian seferlerini başlatmıştık. Bu çabalarımızın sonucu olarak 2017 yılında 160 bin olan ülkemizi ziyaret eden Çinli turist sayısı, 2019’da rekor kırarak 565 bine yükselmişti." diye konuştu.
Halihazırda Çin Sivil Havacılık İdaresinin getirdiği seyahat kısıtlamaları kapsamında, Çin ana karasında THY’nin haftada bir kez İstanbul-Guanco ve Guanco-İstanbul seferleri bulunduğunu hatırlatan Önen, "Bununla birlikte, kargo seferlerimiz kesintiye uğramadan devam ediyor. THY’nin Çin ana karasında Pekin ve Şanghay’a haftada altı, Guanco’ya yedi ve Şenzen’e üç kargo seferi var." dedi.
Önen, Kovid-19 kapsamındaki kısıtlamaların, Çin’de eğitim görmekte olan yarım milyona yakın yabancı öğrenciyi olumsuz etkilediğini ve Çin’e eğitim amaçlı seyahat gerçekleştirilemediğini ifade etti.
Bu durumun salgın sürecinin devam etmesi nedeniyle Çin’e dönemeyen Türk öğrencileri de mağdur ettiğini aktaran Önen, "Öğrencilerimizin Çin’e dönerek, herhangi bir hak kaybı yaşamadan yüz yüze eğitime yeniden başlamaları için Çin makamları nezdinde düzenli girişimlerimiz sürüyor." ifadelerini kullandı.
- "Soydaşlarımızın hukukunu müdafaa edeceğiz"
Önen, geçtiğimiz ekim ayında Türkiye'nin 42 ülkeyle birlikte, BM Genel Kurulu’nda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlalleri hakkında ortak beyana katılımına yönelik, Türkiye’nin Uygur meselesine yönelik tutumunda bir değişikliğin söz konusu olmadığını kaydetti.
Büyükelçi Önen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin Uygur meselesindeki tutumu daima ilkeli, tutarlı ve şeffaf olmuştur. Soydaşlarımızın Çin’in eşit vatandaşları olarak huzur ve refah içerisinde yaşamalarının yegane temennimiz olduğu hususu, Çin makamlarına, başta Cumhurbaşkanımız tarafından olmak üzere, her seviyede düzenli olarak hatırlatılıyor, vurgulanıyor. Uygur Türkleriyle yadsınamaz tarihi, kültürel ve dini bağlarımız ışığında, endişelerimizi gerek ikili gerek çok taraflı platformlarda dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Uygur meselesine dair, soydaşlarımızın sorunları kaynaklı muhtelif kaygı ve hassasiyetlerimizin giderilmesini teminen, Çin ile diyalog kanallarını da açık ve canlı tutmak suretiyle, gerekli bütün girişimleri yaparak, soydaşlarımız ile ilgilenmeyi, hak ve hukuklarını müdafaa etmeyi kararlı biçimde sürdürmeye devam edeceğiz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.