ANKARA (AA) - NATO'nun dönüşümünün, daha tehlikeli bir stratejik gerçeklik nedeniyle hızlandırılacağı bildirildi.
NATO ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı olağanüstü zirveden sonra yayımlanan ortak bildiride, "Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının, Avrupa'da barışı paramparça ettiği, muazzam insani acılara ve yıkıma neden olduğu" belirtildi.
"Rusya'nın Ukrayna işgalinin mümkün olan en güçlü şekilde kınandığına" işaret edilen bildiride "Devlet Başkanı Putin'i bu savaşı derhal durdurmaya ve askeri güçlerini Ukrayna'dan çekmeye çağırıyoruz. Belarus'u da 2 Mart 2022 tarihli BM Genel Kurulu'nda kabul edilen Ukrayna'ya Karşı Saldırganlık Kararı uyarınca suç ortaklığına son vermeye çağırıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Rusya'dan BM Uluslararası Adalet Divanının 16 Mart tarihli kararına uyması ve askeri operasyonları derhal askıya alması istenen bildiride, Rusya'nın başlattığı savaşın küresel güvenliği tehdit ettiği, uluslararası normlara saldırmasının dünyayı daha az güvenli hale getirdiği ve Putin'in tırmandırdığı söylemin "sorumsuzca ve istikrarsızlaştırıcı" olduğu kaydedildi.
Bildiride, Ukraynalıların "Rusya'nın acımasız fetih savaşına karşı" kahramanca direnmesiyle dünyaya ilham verdiği vurgulanarak "Rusya'nın kadınlar, çocuklar ve savunmasız durumdaki kişiler de dahil olmak üzere sivillere yönelik yıkıcı saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Savaş suçları da dahil olmak üzere insani ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu olanları mesul tutmak için uluslararası toplumun geri kalanıyla birlikte çalışacağız." ifadesi kullanıldı.
- İnsani yardımın ulaştırılması için çağrı
Savaş nedeniyle artan cinsel şiddet ve insan ticareti riskinden derin endişe duyulduğu vurgulanan bildiride, "Rusya'yı, siviller için hızlı, güvenli ve engelsiz insani yardım erişimine ve güvenli geçişe; insani yardımın Mariupol ve diğer kuşatma altındaki şehirlere ulaştırılmasına izin vermeye çağırıyoruz." denildi.
Nükleer santrallerin tehlikeye atılması dahil sivil altyapıya yönelik saldırıların kınandığı bildiride, "Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı konusundaki yalanlarına karşı koymaya, uydurma anlatıları veya üretilmiş 'sahte bayrak' operasyonlarını ifşa etmeye devam edeceğiz. Rusya'nın herhangi bir kimyasal veya biyolojik silah kullanması kabul edilemez olacaktır ve ciddi sonuçlara yol açacaktır." ifadelerine yer verildi.
Bildiride, Rusya'nın derhal ateşkesi uygulayarak müzakerelerde ciddi olduğunu göstermesi gerektiği belirtilerek Ukrayna'nın barışı sağlama çabalarının, müttefik ülkelerin de savaşı sona erdirme ve insanların acılarını dindirme amaçlı diplomatik çabalarının desteklendiği vurgulandı.
Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler (BM) Tüzüğü uyarınca kendini savunma hakkına sahip olduğu, 2014'ten bu yana Ukrayna'nın bu hakkı kullanma becerisine destek verildiği kaydedilen bildiride "Ukrayna'nın karasularına kadar uzanan uluslararası kabul görmüş sınırları içinde bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz desteğin yeniden teyit edildiği" bildirildi.
Ukrayna'ya daha fazla siyasi ve temel destek sağlamaya devam edileceği belirtilerek "NATO müttefikleri ayrıca siber güvenlik ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer nitelikteki tehditlere karşı yardım sağlamaya devam edecektir." ifadelerine yer verildi.
NATO Dışişleri Bakanlarının nisan ayında bir araya gelerek Ukrayna'ya yönelik NATO desteğini daha fazla tartışacakları dile getirilen ve Rusya'nın uluslararası güvenlik ile istikrarın temellerini yok etme girişimlerine karşı koyma kararlılığında birleşildiğine işaret bildiride, "Bu savaşa son vermek için Rusya'ya ağır yaptırımlar ve siyasi bedeller uygulandı. Rusya üzerinde eşgüdümlü uluslararası baskıyı sürdürmeye kararlıyız." denildi.
- Çin'e çağrı
Bildiride, Çin dahil tüm devletlere, Rusya'nın savaş girişimlerini desteklemekten ve Rusya'nın yaptırımları atlatmasına yardımcı olacak herhangi bir eylemden kaçınma konusunda çağrı yapıldı.
Çinli yetkililerin son zamanlardaki yorumlarından endişe duyulduğu kaydedilen bildiride, Çin'den barışçıl bir çözümü desteklemesi istendi.
"Washington Antlaşması'nın 10. Maddesi uyarınca NATO'nun Açık Kapı Politikasına bağlılığımızı yineliyoruz." ifadesi kullanılan bildiride ayrıca müttefik halkların ve müttefik toprakların her santiminin güvenliğini korumak ve savunmak için gerekli tüm adımların atılmaya devam edileceği belirtildi.
- Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya'da takviye çok uluslu muharip gruplar oluşturuluyor
Rusya'nın eylemleri karşısında NATO'nun savunma planlarının aktif hale getirildiği, önemli hava ve deniz mevcudiyetiyle, doğu kanadına 40 bin askerin yerleştirildiği hatırlatılan bildiride, Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya'da takviye çok uluslu muharip grupların oluşturulacağı belirtildi.
NATO'nun "önleyici, orantılı ve gerilimi artırmayan önlemler" aldığına işaret edilerek, "Şimdi NATO'nun dönüşümünü daha tehlikeli bir stratejik gerçeklik nedeniyle Madrid'de bir sonraki Stratejik Konsept'in benimsenmesi yoluyla dahil olmak üzere hızlandırıyoruz. Aynı zamanda uzun dönemli caydırıcılık ve savunma duruşumuzu önemli ölçüde güçlendireceğiz. Muteber caydırıcılık ve savunmayı sürdürmek için gerekli kabiliyetleri ve çok çeşitli hazır güçleri geliştireceğiz." ifadesi kullanıldı.
Bu adımların genişletilmiş tatbikatlarla destekleneceği belirtilen bildiride, "Rusya'nın kötücül etkisine karşı altyapımızın ve toplumlarımızın direncini artırıyoruz. Siber kabiliyetlerimizi ve savunmalarımızı, siber saldırılarda birbirimize destek verecek şekilde geliştiriyoruz." denildi.
Bildiride NATO'nun kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı hazırlığının artırılacağı, Madrid'de bununla ilgili yeni kararlar alınacağı kaydedildi.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sebepsiz savaşının, Avrupa kıtasında herkese refah ve güvenlik getiren ilkeler ve değerlere karşı önemli bir meydan okuma olduğu dile getirilen bildiride, "Devlet Başkanı Putin'in Rus halkı ve Rusya için ağır sonuçları olan, Ukrayna'ya saldırma kararı stratejik bir hatadır. Rusya'nın saldırganlığına karşı durma, Ukrayna halkına ve hükümetine yardım etme, tüm müttefiklerimizin güvenliğini savunma kararlılığımızda birlik içinde kalmayı sürdürüyoruz." ifadesine yer verildi.
Kaynak: