Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Mora Katliamı ve Anadolu'da Yunan Mezalimi Sempozyumu sona erdi

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Örenç: "Sadece Mora'da değil, Anadolu'da ve başka coğrafyalarda Türklerin uğradığı katliamlar, çektiği acılar ve yok edilen kültürün izini sürmeye devam edeceğiz" Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Selvi: "Sempozyumda hem Rus hem İngiliz hem de ABD arşivlerindeki belgeler Amerikan misyonerlerinin ifadeleriyle gerçekten akademik bir manada ve tarafsız bir şekilde ortaya konuldu, kam

Anadolu Ajansı haberine göre;

İZMİR (AA) - Türk Tarih Kurumunca (TTK) Ege Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "Mora Katliamı ve Anadolu'da Yunan Mezalimi Sempozyumu" yapılan oturumlarla tamamlandı.


EÜ Atatürk Kültür Merkezi'nde iki gün süren sempozyumun son oturumuna Prof. Dr. Hikmet Öksüz başkanlık yaptı.


"Milli Mücadele Döneminde Anadolu Rumları ve Siyasi Faaliyetleri", "İzmir İşgalinin Başlangıcı ve Sonu, Anadolu'da Yunan Mezaliminin İtalyan Tanıkları" gibi başlıklarda bildirilerin sunulduğu sempozyuma, 16 akademisyenin yanı sıra Dışişleri Bakanlığından yetkililer katıldı.


Sempozyumun sonuçlarını AA muhabirine değerlendiren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Örenç, TTK'nın, Yunanistan'ın bağımsızlığının 200. yılı vesilesiyle dünyada düzenlediği etkinlikler silsilesine cevap olarak bu sempozyumu gerçekleştirdiğini söyledi.


Mora Yarımadası'nın tarihi ile ilgili bilgi veren Prof. Örenç, "Mora 1460'da Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildikten sonra Türkler tarafından vatan edinildi. İnsanlar buraya yerleşti. Asırlar boyunca Rumlarla yaşadılar. Burada bir medeniyet bir huzur adası oluşturuldu. Mora Yarımadası'nda yaşanan katliamların hamisi, yönlendireni ve destekleyeni özellikle İngiltere, Fransa ve Rusya olmak üzere Avrupalı devletlerdir." dedi.


O dönemde Mora Yarımadası'ndaki isyanın "bir din savaşı" olarak görüldüğünü aktaran Örenç, "Bununla birlikte siyasi olarak bu süreci destekleyen İngiltere ve Rusya oldu. Dolayısıyla burada yaşananlardan bu ülkeler de sorumludur ve onların kendilerinin de bu konuda muhasebelerini yapmasını biz bekliyoruz. İsyan öncesinde Mora'da Türklerin sayısı 100 ila 200 bin arasıydı. İsyan son bulunca bunların hiçbiri kalmadı." dedi.


- "Mora'da yaşanan acıları belgeleriyle ortaya koymaya çalıştık"


Yunanistan'da "hümanizm" söylemleriyle kuruluş kutlamaları yapıldığına dikkati çeken Örenç, şöyle devam etti:


"Bu süreç yüz bine yakın insanın kanı üzerinde gerçekleşmiş oldu. Bunları anmadan, bunları konuşmadan bu cümleleri kuramayız. Türkler nerede, Yahudiler nerede, kültür nerede? Bunların da hesabının yapılması lazım. Bu sempozyum vesilesiyle Mora'da yaşanan bu acıları, katliamları, yok edilen kültürü ve etnik temizliği söylemlerle değil belgelerle hatta Batılı kaynakların belgeleriyle ortaya koymaya çalıştık. Biz geçmişimizle yüzleşmek hususunda önemli adımlar atıyoruz ve Yunanistan'dan da bu adımları atmasını bekliyoruz. Bu adımların atılacağını umuyoruz. Sadece Mora'da değil, Anadolu'da ve başka coğrafyalarda Türklerin uğradığı katliamlar çektiği acılar ve yok edilen kültürün izini sürmeye devam edeceğiz."


- "640 bin sivilin katledildiğini belgeler ve tanıklıklar ışığında ortaya koyduk"


Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Selvi ise Mora ve Tripoliçe'deki katliamlar üzerinde akademik çalışmaların yapıldığını ancak toplumu bilgilendirme konusunda eksiklikler olduğunu fark ettiklerini ve bu sempozyumda tarihi belgeler ışığında bu eksiği kapatmaya çalıştıklarını belirtti.


Tripoliçe'de yaklaşık 40 bin insanın bilinçli ve kasıtlı olarak bir kale içerisinde öldürüldüğünü anlatan Prof. Selvi, "1821de başlayan bu hareketin arkasında planlı şekilde Rusya, İngiltere ve Prusya'nın dini kaygıyla hareket ettiğini ve burada 1821'den itibaren bir haçlı ruhunun doğduğunu akademisyenler ifade ettiler." dedi.


Yunanistan'ın 1919-1922 arasında Batı Anadolu'da İzmir'den başlayarak doğuda Polatlı'ya kadar güneyde Aydın ve Denizli'ye, kuzeyde ise Mudanya, İzmit, Adapazarı'na kadar bilinçli ve kasıtlı olarak İngiltere ve Fransa'nın himayesinde, ABD'nin desteğiyle bir imha ve yok etme politikası uyguladığını anlatan Selvi, "Yaklaşık 1 milyon 400 bin insanın perişan olduğunu ve bunlardan 640 bin sivil vatandaşın Yunanlar tarafından katledildiğini ve 800 bin insanın iç Anadolu'nun farklı şehirlerine göç ettirildiğini arşiv belgeleri ışığında uluslararası belgeler ve tanıklıklar ışığında ortaya koyduk." diye konuştu.


Çalışmada,Türk arşivlerindeki belgelerin yanı sıra Rusya ve İngiltere arşivlerindeki belgelere de yer verdiklerini vurgulayan Selvi, şöyle konuştu:


"Hem Rus hem İngiliz hem de ABD arşivlerindeki belgeler Amerikan misyonerlerinin ifadeleriyle gerçekten akademik bir manada ve tarafsız bir şekilde ortaya konuldu, kamuoyuyla paylaşıldı. Bu yönüyle değerli bir sempozyumdu. Yunanistan'ın bugün Türkiye'ye karşı takip etmiş olduğu siyaset, 1915 olayları içerisine devamlı Pontus ve Süryani soykırımı gibi hadiselerin yerleştirilmesine bir cevap niteliği taşıyordu adeta."



Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”