Moderatörlüğünü WEF'in Kurucu Başkanı Klaus Schwab'ın yaptığı oturumda, Leyen, şunları söyledi:
"Bu sadece Ukrayna'nın hayatta kalması meselesi değil. Bu sadece bir Avrupa güvenliği meselesi değil. Bu, tüm uluslararası düzenimize ilişkin soru işareti oluşturuyor. İşte bu yüzden Rusya'nın saldırganlığına karşı koymak, tüm küresel topluluk için bir görevdir."
"Putin'in saldırganlığı stratejik bir başarısızlık haline gelmeli"
Leyen, AB olarak Ukrayna'nın galip gelmesi ve yeniden kendi geleceğini belirlemesi için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını vurgulayarak, "Ukrayna bu savaşı kazanmak zorunda ve Putin'in saldırganlığı stratejik bir başarısızlık haline gelmeli." değerlendirmesinde bulundu.
AB'nin, tarihinde ilk kez saldırı altındaki bir ülkeye askeri yardım sağladığına dikkati çeken Leyen, "Tüm ekonomik gücümüzü seferber ediyoruz. AB tarafından üçüncü bir ülke için şimdiye kadar tasarlanmış en büyük makro-finansal yardım paketi olan 10 milyar euronun üzerinde makro-finansal yardım önerdik." diye konuştu.
Dondurulan Rus varlıklarının Ukrayna'nın yeniden inşası için kullanılması çağrısı
Von der Leyen, "Mümkünse (dondurulan) Rus varlıklarını kullanmak da dahil olmak üzere hiçbir taşın altını boş bırakmamalıyız." ifadesini kullandı.
Leyen, Rusya'yı, enerji kaynaklarını ve gıda güvenliğini küresel silah olarak kullanmakla suçladı:
"Bugün, Rus topçuları Ukrayna genelinde tahıl depolarını bilinçli olarak bombalıyor. Karadeniz'deki Rus savaş gemileri de buğday ve ayçiçeği tohumu dolu Ukrayna gemilerini ablukaya alıyor. Bu utanç verici eylemlerin sonuçlarını herkes görüyor. Küresel buğday fiyatları hızla yükseliyor. Bundan en çok zarar görenler ise kırılgan ülkeler ve savunmasız topluluklar. Lübnan'da ekmek fiyatları yüzde 70 arttı ve Odessa'dan yapılan gıda sevkiyatları Somali'ye ulaşamadı. Buna ek olarak, Rusya şimdi bir tür şantaj olarak kendi gıda ihracatını istifliyor. Küresel fiyatları artırmak için tedarikleri elinde tutuyor veya siyasi destek karşılığında buğday ticareti yapıyor. Gücünü elde tutmak için açlık ve tahılı kullanıyor."
En son Ocak 2020'de 50'ncisi yapılan ve Davos Zirvesi olarak da bilinen forum, Kovid-19 salgını nedeniyle üst üste iki yıl ertelenmişti ve yerine alternatif olarak çevrim içi toplantılar düzenlenmişti.
Tarihte ilk kez ocak dışında yapılan ve 26 Mayıs'ta sona erecek foruma, 50 devlet lideri, 300 hükümet temsilcisi ve yaklaşık 2 bin 500 küresel iş dünyası yetkilisi katılıyor.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.