TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tarih, CHP gibi Cumhuriyet'in en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yeni yasama yılı açılış konuşmasında diğer pek çok hususla birlikte ekonomiyle ilgili de kapsamlı bir değerlendirme yaptığını söyledi.
Türkiye'nin bugüne kadar ki en zorlu mücadeleleri ve en parlak başarılarının hep ekonomi ile birlikte şekillendiğini belirten Erdoğan, "Demokrasi ve kalkınma hamlelerimizin ekonomimize etkisinin en somut örneği küresel vesayet sopası olarak kullanılan IMF borcumuzdan kurtulmuş olmamızdır. Eski Türkiye'yi hatırlayanlar bu başaranın anlamını çok daha iyi bilecektir. Yoklukların, yoksullukların, baskıların zulümlerin Türkiye'sinden bölgesinin ve dünyanın en güçlü bir ülkelerinden haline hangi zorluklarla hangi mücadelelerle gelindiğini kesinlikle unutamayız." dedi.
Erdoğan, gençlerin eskiyi bilmedikleri için bu mukayeseyi yapmakta zorlanacağını vurgulayarak "Gençlere tavsiyemiz, kendilerine emanet edeceğimiz bu ülkenin ve milletin geleceği için kimin ne hayali var, ne projesi var, ne gayreti var ona bakmalarıdır. Sırf konuşmuş olmak için, sırf birilerin hoş gözükmek için, sırf günü kurtarmak için aklına geleni söyleyenden siyaset adamı olmaz, devlet adamı hiç olmaz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mesela biz 'Yeni anayasa' diyoruz, birileri de çıkıyor 'Gerekirse ilk dört maddeyi de değiştiririz' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. Bakıyorsun ittifakın bir diğer kanadı, o da aynı şeyleri söylüyor. Buradan söylüyorum, acaba Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirme fikri CHP'nin ve dolayısıyla tüm CHP'lilerin iradesi midir? Yoksa Kılıçdaroğlu'nun kişisel fikri midir? Eğer bu CHP'nin kurumsal iradesiyse ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. Çünkü bu durumda CHP Anayasa gibi temel bir konudan başlayarak tümüyle HDP'nin vesayetine girmiş demektir. Yok eğer bu Kılıçdaroğlu'nun kendi görüşüyse bu durumda da partisinin politikalarından farklı ajandaya sahip bir siyasetçiyle karşı karşıyayız demektir."
-"HDP'nin o dönemki yöneticileri Onlarca masum insanın kanını dökmüştür"
Bugün 6-8 Ekim olaylarının 7'inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Kandil'deki PKK elebaşlarının çağrısı üzerine HDP'nin o dönemki yöneticileri Suriye'deki olayları bahane ederek yandaşlarını sokaklara salmış onlarca masum insanın kanını dökmüştür. Gördükleri her sakallıyı, kendilerinden olmayan herkesi linç eden bu gözü dönmüş alçakların Yasin Börü başta olmak üzere pek çok masum insanı nasıl vahşice katlettiğini daha dün gibi biliyoruz. Okulları, yurtları otobüsleri evleri, sokakları ateşe veren azgın güruhu harekete geçirenler bugün cezaevinde ellerindeki kanın hesabını veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kılıçdaroğlu da aynı dönemde masumların kanlarının hesabını sormak yerine PKK ve HDP'nin sokağa saldığı azgın güruha 'Hükümet bütün bu sorunları başımıza açan kendisi değilmiş gibi şimdi de misliyle vereceği cezalarla halkı sindirmeye çalışmaktadır.' diyerek bunlara arka çıkmıştır. CHP'nin kimi milletvekillerinin kimi parti yöneticilerinin sergiledikleri rezillikleri saymıyorum bile... Tek parti dönemindeki faşist uygulamaları zaten başlı başına yüz karası olan CHP'nin 28 Şubat'tan 6-8 Ekim olaylarına, Suriye meselesinden Akdeniz'deki gelişmelere kadar yakın tarihimizin her kritik meselesinde nasıl ülkenin ve milletin karşısında saf tuttuğunu unutamayız."
Konuşmasında "Türkiye'nin tüm sınır ötesi harekatlarını, bölgesel ön alma amaçlı tüm diplomatik çabalarını engellemeye çalışan bu partinin yerli de milli olmayan politikalarını milletimize her fırsatta tekrar tekrar anlatacağız." ifadelerine yer veren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tarih, CHP gibi Cumhuriyet'in en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklası emrine verenlerden elbette hesap soracaktır. Tabi bir de CHP'nin başını çektiği ittifakın diğer ortağı olan parti ve onun başındaki hanımefendi var. CHP bir yandan ittifakın bir türlü adı konmayan partisi HDP'yi bir yandan resmi ortağı bu partiyi idare etmek için adeta kırk takla atıyor. HDP'nin Millet İttifakı'nın ortağı olduğu gerek bu partinin yöneticilerinin beyanlarıyla, gerekse CHP'nin belediyelerindeki uygulamalarıyla inkarı mümkün olmayan bir gerçek ortaya çıkmıştır. İYİ Partinin bu gerçeğe kör sağır kalarak kendi konumunu koruma çabası artık sürdürülebilir değildir. Bu partinin başındaki hanımefendinin cumhurbaşkanlığından vazgeçip başbakanlığa talip olması da esasen bu trajikomik görüntüyle ilgilidir. HDP tarafı hanımefendinin cumhurbaşkanlığı adaylığını asla kabul etmeyeceğini zaten açıklamıştır. Yani bir anlamda HDP Milet İttifakı'ndaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir."
Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetildiğini anımsatan Erdoğan, "Ve sistemin devam edeceği gün gibi aşikarken hayali bir makama talip olunmasının gerisinde bu vetonun bu dayatmanın sineye çekilmesi vardır. Lafa gelince vatan millet edebiyatıyla mangalda kül bırakmayanların terör örgütünün güdümünde siyaset yapar duruma düşmesi büyük bir acizliktir, Allah kimseyi böyle bir duruma düşünmesin." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Kaynak: