Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Yaklaşık 3 yıldır gelemediğimiz Giresun'u özlemişiz. Şu anda gördüğüm manzaraya bakılırsa Giresun'da bizi özlemiş. Rabbim birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi eksiltmesin. Öncelikle sizlere 3 yıl önce geldiğimde verdiğiniz sözü tutarak AK Parti'yi yüzde 49 ile birinci çıkartmak suretiyle belediye hizmetinde bayrağını bize verdiğiniz için şükranlarımı sunuyorum.
"İlçemizi bir yıl gibi kısa bir sürede tekrar ayağa kaldırdık"
Biraz önce, Dereli'deydim. Biliyorsunuz 2020 Ağustos'unda meydana gelen sel felaketinde aralarında Dereli'nin de bulunduğu 7 ilçemizde can ve mal kayıpları yaşamıştık. En çok hasar da Dereli'de olmuştu. Arama kurtarma çalışmalarının ardından hemen Dereli'yi adeta yeni baştan inşa ettik. Bir daha belini doğrultamaz denilen bu ilçemizi bir yıl gibi kısa bir sürede tekrar ayağa kaldırdık. Zira biz söz verirsek yaparız. Laf değil iş üretiriz iş. Laf ola beri gele değil Dereli orada Giresun merkez burada.
"Hep birlikte Doğankent’te, Dereli’deydik. Balıkçıya gitmedik"
Açılışını yaptığımız eserlerin bir kez daha Dereli'li kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Aynı şekilde Dereli ile bitmedi. Bir de Doğankent var. Selin yıktığı ev ve iş yerlerini yeniden inşa ettik. Dereli'de yapılan işler bu ülkede devletin ve hükümetin vatandaşına sahip çıkma, dertlerini çözme, kayıplarını telafi etmedeki kararlılığını gösterme açısından önemli bir örnektir. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum sel felaketi oldu Bakan arkadaşlarım ben hep birlikte Doğankent'de Dereli'deydik balıkçıya gitmedik. Balıkçıya gitmedik, nereye gittik? Biz vatandaşlarımızın yanına gittik. Onlarla beraber olduk, dertleriyle dertlendik. Birileri de bakıyorsunuz bir yerlerde kafayı bulmaya gidiyor. Diğer yanda kar bora fırtına esiyor hiç umurlarında değil. Bu belediye başkanlığını ben de yaptım hem de İstanbul'da. Öyle kar bora fırtına, sel, deprem olacak yok Bodrum'a git şuraya buraya git bizim kitabımızda o yok bizim kitabımızda halkınla beraber olacaksın halkınla.
İşte deprem felaketlerinde o yangın afetlerinde benim Bakan arkadaşlarım Antalya'daydı, Muğla'da, Kastamonu'da Bozkurt'ta Cumhurbaşkanı neredeydi O da onların yanındaydı. Sel afeti mi oldu bunu gidereceksin çünkü görevin bunu gerektiriyor.
Türkiye'yi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz, Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet bunların üzerinde yükselteceğiz demiştik. Bunlar yetmez başka ulaşım dedik, enerji dedik, tarım dedik, dış politika dedik. Tüm bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye'yi inşa ettik. Giresun bizden aldığı bu enerji ile şu anda karşımdaki topluluğa bakıyorum aynı sineji burada da var.
"Üniversitesi olmayan ilimiz yok"
Aşk öyle bir şeydir ki kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Biz sizi seviyoruz ve sizde yok oluyoruz. Bununla da kalmıyoruz hizmetlerimizle yatırımlarımızla sürekli eğitimde 76 üniversite ile başladık şu anda Türkiye'nin 81 vilayetinde 206 üniversitemiz var. Üniversitesi olmayan ilimiz yok. Bizi bu dert yollara döktü. Biz Ferhat olduk siz Şirin. Dağları deldik Şirin'e ulaştık. Ferhat olmak her kişinin karı değil. Ferhat Şirin ile işte bu yolculukta buluşuyor. Şimdi de bugün Giresun'da sizlerle buluştuk. Bu havada bu soğukta sizlerin sıcaklığı havayı da ısıtıyor. Yarın da Trabzon'dayız. Trabzon'da Trabzonlu hemşehrilerimizle bir arada olacağız. Biz laf üretmiyoruz iş üretiyoruz.
Bugün buradan toplam yatırım tutarı 1 milyar 398 milyon lirayı bulan 78 kalem eser ve hizmetin açılışını yapmış oluyoruz. Tüm bu yatırımların şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Giresun'u bu yatırımlarla buluşturan herkesi tebrik ediyorum.
Türkiye, 2 asırlık kalkınma mücadelesinin en önemli safhalarından birinden geçiyor. Bu iki asır boyunca ülkemizi hak ettiği demokrasi ve ekonomi seviyesinin gerisinde bırakmak için oynanan oyunlar yüzünden milletimizin başına gelmeyen kalmadı. Tek parti faşizminden vesayet gölgesine, darbelerden terör örgütlerine kadar kullanmadık araç bırakmadılar. Milletimiz o eşsiz ferasetiyle her defasında bu tuzakları gördü ve bozmayı bildi. Rahmetli Menderes'ten rahmetli Özal'a kadar büyük devlet adamlarına verilen desteğin arkasında bu vardır. Tabi bu 20 yıllık serencamımıza baktığımızda nice büyük sınamaları aşarak bugünlere geldiğimizi görüyoruz.
"Türkiye olarak bu karanlık dönemi geride bıraktık"
Bölgemizdeki ülkelerin önemli bir kısmı malesef bu sınamaları geçemedi pek çok devlet paramparça oldu. Şimdi Rusya ve Ukrayna arasındaki gelişmeleri görüyorsunuz. Milyonlarca insan ülkesinde veya sığındıkları yerde hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Bunların bir kısmına da biz sahip çıktık. Türkiye olarak bu karanlık dönemi geride bıraktık. Şöyle bir etrafımıza ve dünyaya baktağımızda şükredecek çok şeyimiz olduğunu biliyoruz. Bu dönemde bedeller ödedik, sıkıntılar çektik. Terör çok can yaktı. Hamdolsun bölgesinde ve dünyada giderek daha çok güçlenen bir devletimiz geniş hak ve özgürlük alanımız giderek büyüyen bir ekonomimiz var. Geleceğimize güvenle bakmak için gereken her türlü imkana sahibiz. İstikrar, güven var. Bu bizi dünyada güçlü ülkeler arasına yerleştirdi.
Türkiye'yi başta türlü istedikleri yere çekemeyeceğini anlayanlar son yıllarda ekonomimize yükleniyorlar. Hatırlayın güya dünyanın en büyük ülkesinin başındaki kişi eşi benzeri görülmemiş şekilde Türkiye'nin ekonomisini mahvetme tehditlerinde bulundu. Sınırlarımıza dayanan terör örgütleri de aynı projenin bir parçası olarak üzerimize salındı.
Gabar'da, Cudi'de, Tendürek Dağları'nda nerede o teröristler hepsini mağaralara gömeceğiz dedik ve gömdük mü? Gömüyor muyuz. Ah benim vatandaşım sokaklara çıkamıyordu. Şimdi çıkıyor mu? Çıkıyor çünkü güçlü bir irade var. Yılmadan usanmadan biz bunların inlerine gireceğiz dediğimizde bunların bazıları dalgasını geçiyordu. Fakat şimdi hepsi süt dökmüş kediye döndü. Ülkemizdeki kimi çevreler üzüntüyle belirtmek isterim ki bu gavurların değirmenlerine su çekmek için adeta birbirleriyle yarıştılar. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar. Cumhur İttifakı olarak bunların üzerine üzerine gidiyoruz ve gitmeye devam edeceğiz.
Dün vesayetin yanında yer alarak demokrasiye ihanet etmişlerdi. Dün darbecilere yancılık yaparak istiklalimizi karartmaya kalkmışlardı. Dün sınır ötesi harekatlarımaz karşı çıkarak bekamıza kastetmişlerdi. Bugün de aynı gaflet, delalet, ihanet çizgisinde yürümeye devam ediyorlar.
"Bunlar kendi belediyelerinde şehirlere hizmet vermekten acizler"
Halbuki bunlar daha kendi partilerini yönetmekten acizler. Bunlar kendi belediyelerinde şehirlere hizmet vermekten acizler. Bunlar ülkenin çıkarlarını içeride ve dışarıda savunmaktan acizler. Bunlar milletin geleceği için en küçük bir hayal kurmaktan vizyon belirlemekten acizler. Çünkü bunlar milletimizin, ver yiyem, ört yatam, bekle canım çıkmasın diye tarif ettiği türün unsurlarıdır.
Geçtiğimiz aralık ayının 20'sine kadar döviz kurunda yaşanan suni dalgalanmanın önünü nasıl kestiğimizi biliyorsunuz. Enflasyonun sizlerin üzerinde ciddi bir yük haline dönüştüğünü biliyoruz, görüyoruz. Tekrar ediyorum faiz ile mücadelemi biliyorsunuz. Faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek, daha düşecek. Asgari ücrette verdiğimiz sözü tuttuk mu? Tuttuk, ve 4 bin 250 liraya çıkardık. Memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerine yaptığımız yüksek zamlarla insanımızı enflasyona ezdirmedik. Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi de gelip geçicidir. Ama üretimde, istihdamda, ihracatta yakaladığımız başarılar kalıcıdır.
Milletimden bu noktada bizimle beraber bu yolda yürümelerini istiyorum. Demokrasimizi, güvenliğimizi, alt yapımızı iftihar verici bir seviyeye çıkardıysak yakında ekonomide de benzer bir başarıya imza atacağız.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.