ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Isparta'da yaşanan felaketle ilgili, dört başı mamur bir soruşturma derhal açılmalıdır. Ispartalının zararı kuruşuna kadar tazmin edilmelidir. Sorumluluğunu yerine getirmeyenlere her türlü müeyyide uygulanmalıdır." dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, mutlak iktidarın mutlaka yozlaştıracağını belirterek Türkiye'nin 2014'ten bu yana bu gerçeği en acı şekilde öğrendiğini savundu. "Tek kişilik" olarak tanımladığı iktidarın memlekette bereket, millette ise ağız tadı bırakmadığını ileri süren Öztrak, "Çünkü ülkemizde istişare bitti. Memleket tek bir kişinin talimatıyla yönetilir sanıldı. Yasama, yürütme ve yargı erkleri tek kişinin elinde toplandı. Adalet çöktü, demokrasi bitti. Milletin sesi duyulmaz, sözü de dinlenmez oldu." ifadelerini kullandı.
Geçen hafta 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in memleketi Isparta'nın elektriklerinin 4 gün boyunca kesildiğini aktaran Öztrak, Yalvaç ilçesinde 70 yaşındaki Ramazan Nazlı'nın donarak can verdiğini söyledi. Öztrak, "2022 Türkiye'sinde ülkeyi yönetenler, Ramazan Nazlı'nın canına sahip çıkamadı ama ölüm nedenini örtbas etmeye kalktı. Yönetimin, millete karşı örtbasa, gizlemeye başvurması, otokrat rejimlerin alametifarikasıdır." dedi.
Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ramazan Nazlı'nın vefat belgesinin yayınlanmasıyla ölüm nedeninin donma olduğu ortaya çıktı. Resmi makamların gizleme, saklama, üzerini örtme teşebbüsü akim kaldı. Peki şimdi Isparta'da, elektriksizlikten evinde donarak vefat eden Ramazan Nazlı'nın hesabını kim verecek? Elektrik dağıtım işini, kar hırsıyla gözü dönmüş yandaş elektrik dağıtım şirketlerine peşkeş çeken sarayın bu cinayette vebali vardır. Millete fahiş faturaları gönderen ama işlettiği şebekenin bakımını yapmayan, altyapı yatırımını yapmayan, milleti 4 gün elektriksiz bırakan yandaş dağıtım şirketi bu cinayetten sorumludur. Yandaş dağıtım şirketini denetlemeyen Enerji Bakanı da bu cinayetten sorumludur. Isparta'da yaşanan felaketle ilgili dört başı mamur bir soruşturma derhal açılmalıdır. Ispartalının zararı kuruşuna kadar tazmin edilmelidir. Sorumluluğunu yerine getirmeyenlere her türlü müeyyide uygulanmalıdır."
- "Millet arabasına binemez oldu"
İktidarın yılbaşı gecesi elektriğe yaptığı yüzde 52 ile yüzde 130 arasındaki zammın fatura olup milletin önüne geldikçe insanların çılgına döndüğünü ileri süren Öztrak, "Böyle bir zulmü bu millet ne gördü ne de yaşadı. Esnafımız 'Buna sesiz kalan, ses çıkarmayan herkes de suçludur.' diyerek soygunu ihbar ediyor. Amblemine ampul takıp işbaşına gelen siyasi parti, 20 yılın sonunda milletimizi evde ampulün düğmesine dokunamaz hale getirdi. Vatandaşı muma, ateşe, gaz lambasına muhtaç etti. Edison bu kadar zulme neden olacağını bilse ampulü icat etmezdi." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kara Kış Fonu kurulması" çağrısının da karşılıksız kaldığına değinen Öztrak, şöyle devam etti:
"Genel Başkanımız bir de tıpkı Adalet Yürüyüşü'nde olduğu gibi, bireysel bir kararla, 31 Aralık gecesi yapılan zamlar geri alınana kadar elektrik faturalarını ödemeyeceğini açıkladı. Böylelikle zalime hasım, mazluma hısım olacağını bir kere daha gösterdi. Elektrik gibi, akaryakıt zamları da zulüm oldu. Milleti ezdi geçti. Son bir yılda benzine yüzde 109, mazota yüzde 132 zam geldi. Hem benzinin hem mazotun litresi 15 lirayı aştı. Millet arabasına binemez oldu. Çiftçi traktörünü, tarlasına götüremez oldu. Çok değil daha iki ay önce, aralık başlarında dolar kuru 13,5 lira civarındayken, benzinin litresi 9 lira 63 kuruş, mazotun litresi ise 9 lira 44 kuruştu. Bugün dolar kuru yine 13,5 lira ama benzinin litresi 15 lira 27 kuruş, mazotun litresi ise 15 lira 54 kuruş. Dolar kuru aynı ama son iki ayda benzine yüzde 59, mazota yüzde 65 zam geldi. Bir kere daha soruyorum. Dolar artmazken, bu zamları neden yaptınız?"
Pazarda tek bir salatalığın fiyatının 5 lira 13 kuruş, tek bir patlıcanın fiyatının 5 lira 25 kuruş, tek bir domatesin fiyatının 2 lira 63 kuruş ve tek bir yeşilbiberin fiyatının ise 2 lira olduğunu söyleyen Öztrak, "Tüm bu sebzelerden 1'er tane alsanız ödeyeceğiniz para 15 lira. Çiftçide borcunu ödeyecek takat bırakmadılar ama hala çiftçiden bir de faiz almaya çalışıyorlar. Önce bugüne kadar çiftçinin işlemiş faizini silin, sonra kalan borcunu yapılandırın." dedi.
- Gıda krizi kapıda
Büyük bir gıda krizinin kapıda olduğuna dikkat çeken Faik Öztrak, vakit kaybetmeden acil yapılması gerekenler olduğunu söyledi. Öztrak, "Hükümete açıkça çağrıda bulunuyoruz, önümüzdeki yıl için tarımsal üretim planlaması yapın. Desteklemeleri buna göre bir an önce belirleyin. Bu yıl için arz sıkıntısı yaşanabilecek stratejik tarımsal ürünlerde, alım fiyatı ve alım garantisi uygulamasına geçin. Önümüzdeki yıl çiftçinin kullanacağı gübre maliyetinin en az yüzde 50'sini destek olarak verin." dedi.
Çiftçiye verilen "Yarısı bizden, yarısı sizden" taahhüdüne uyulmasını da isteyen Öztrak, çiftçiye ucuz tohum, besiciye de ucuz damızlık sağlanması gerektiğini söyledi.
Sebze tohumundaki KDV'nin yüzde 8, sebze fidesindekinin ise yüzde 18 olduğunu belirten Öztrak, bunların da yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini söyledi. Öztrak, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte verginin kaldırılması, elektrik bedellerini ise hasattan sonra ödeme imkanı getirilmesi gerektiğini belirtti.
- "Ülkemizdeki enerji enflasyonu ise yüzde 48,8"
Enflasyon rakamlarına da değinen Öztrak, Türkiye'deki gıda enflasyonunun ABD, İngiltere ve Almanya'daki toplam gıda enflasyonunun neredeyse 3 katı olduğunu söyledi. Öztrak, "Yine 31 Aralık gecesi yapılan fahiş enerji zamları olmadan bile, OECD içinde en yüksek enerji enflasyonuna sahip dördüncü ekonomiyiz. OECD'de ortalama enerji enflasyonu yüzde 25,6, ABD'de yüzde 29,3, İngiltere'de yüzde 24,5, bizi sürekli kıskanan Almanya'da yüzde 18,3. Ülkemizdeki enerji enflasyonu ise yüzde 48,8. OECD bu sıralamayı ocak verileriyle yaptığında muhtemelen enerji enflasyonunda da şampiyonluğa yükselmiş olacağız." dedi.
Faik Öztrak, şöyle devam etti:
"Sarayın ülkeye yaşattığı zulmün bir diğer adı da işsizlik. Dün, geçtiğimiz yılın aralık ayına ait işsizlik verileri açıklandı. 2021 yılının işsizlik tablosu da büyük ölçüde netleşti. 2021'de gerçek işsizlerimizin sayısı 121 bin kişi artarak, 8 milyon 799 bin kişiye ulaştı. 2019'da gerçek işsizlerimizin sayısı ise 6,5 milyon kişiydi. Son iki yılda 2 milyon 280 bin kişi işsizler ordusuna katılmış. 2021'de TÜİK'in makyajlı rakamlarıyla bile geniş işsizlik oranı yüzde 24 civarında. Aynı oran 2019'da yüzde 19'lardaydı."
- "Yer altı suç örgütleriyle ödün vermeden mücadele edeceğiz"
Hayat pahalılığının, işsizliğin, yoksulluğun milleti ezip geçtiğini ifade eden Öztrak, bunların sıradan kuru birer rakam olmadığını öne sürdü. Yokluk, yoksulluk, yoksunluğun bu ülkenin acı gerçekleri olduğunu söyleyen Öztrak, "Susurluk'tan 26 yıl sonra mafya-ticaret-siyaset Bermuda Şeytan Üçgeni'nde sarsıntı yeniden başladı. Mafyadan para alan siyasetçilerle ilgili iddialar ortaya döküldü. Bu ülkenin atanmış İçişleri Bakanı, mafyadan 10 bin dolar aylık alan siyasetçi olduğunu kameralar önünde itiraf etti. Aynı İçişleri Bakanı'nın pek çok suçluyla fotoğrafları, ortalığa döküldü. Sezgin Baran Korkmaz'ın ülkeden kaçmadan hemen önce bu atanmış İçişleri Bakanıyla görüştüğü ortaya çıktı." ifadelerini kullandı.
Tüm bu karanlık ilişki ağlarında adı geçen Halil Falyalı'nın Kıbrıs'ta, profesyonel bir suikastla öldürüldüğünü ileri süren Öztrak, "Rum mezalimine direnen, Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kahraman sancaktarları Ağrılarla, Toroslarla anılan, Beşparmak Dağlarında destan yazan şehitlerimizin kanlarıyla sulanan güzel Kıbrıs'ın adı, ne yazık ki kumar, uyuşturucu ve kara parayla, mafya hesaplaşmalarıyla anıldı." dedi.
Öztrak, şunları kaydetti:
"Bu yer altı dünyasındaki aktörlerin, yer üstünde kimlerle ilişkisi var, hangi siyasilerle bağlantısı var, bu işin Türkiye bacağında kimler var, bu suikastın tüm yönleriyle aydınlatılıp aydınlatılamayacağı, bu kirli ilişki ağının derinliğini de gösterecek. Ama şu da bir gerçek 'mafya-siyaset-ticaret' ekseninde, zemberek bir süredir boşalıyor. İnfazlar, çatışmalar bir dönemin Susurluk hadiselerini hatırlatıyor. O dönemde de ekonomik kriz ve devlette yönetim krizi iç içe geçmişti. Millete ağır bedeller ödetilmişti. Ülkenin huzuru iyiden iyiye kaçtı. Zulmün olduğu yerde, huzur elbette olmaz.
37. Kurultay'ımızda oy birliğiyle kabul ettiğimiz, Genel Başkan'ımızın tüm dünyaya ilan ettiği İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde söylediğimiz gibi, biz CHP olarak toplumsal barışı kalıcı hale getirmek için tüm terör örgütleri ve yer altı suç örgütleriyle ödün vermeden mücadele edeceğiz. Bunu da elbette devletin çöken adalet direğini yeniden ayağa kaldırarak, millet iradesinin tecelligahı Gazi Meclis'imizi devletin merkezine koyarak, demokrasimizi güçlendirerek yapacağız. Bizim iktidarımızda umutsuz, dışlanmış insan olmayacak. Bütün bunları adaletle, üreterek, zenginliği hakça paylaşarak, yeşilimize, mavimize, çevremize sahip çıkarak, ülkeyi borca batırmadan, milleti hayat pahalılığına ezdirmeden yapacağız. Biz ülkemizi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaştırmaya kararlıyız. Biz ülkemizi dünyanın en güçlü 10 ekonomisi ligine taşımak için hazırız."
Kaynak: