İSTANBUL (AA) - İHSAN EL-FAKİH - Körfez'de uzun süren krizin ardından gelen uzlaşı, abluka ülkeleri ile Katar arasında hâlâ yavaş ilerlerken Doha yönetimi, krizin başladığı günden bu yana bölgedeki konumunu geri kazanmak için çatışmaların çözümünde ara buluculuk yapmak dahil çeşitli konularda bölgesel ve uluslararası diplomatik çabalar yürütüyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır, 5 Haziran 2017'de "terör gruplarını desteklediği" suçlamasıyla Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesti ve bu ülkeye ekonomik ambargo uygulamaya başladı. Katar, suçlamaları reddederken bu durum Körfez bölgesinde krize yol açtı.
Krizin sona erdirilmesi için yürütülen çabalar bu yılın başında sonuç verdi. Kuveyt Dışişleri Bakanı Ahmed Nasır Muhammed es-Sabah, 4 Ocak'ta, Suudi Arabistan ile Katar arasındaki kara, deniz ve hava sınırlarının açılması için anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud da 5 Ocak'ta El-Ula kentinde düzenlenen 41. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'nde, Katar'a ambargo uygulayan ülkelerin Doha ile diplomatik ilişkilerini yeniden tesis ettiğini ve ambargonun kaldırıldığını açıkladı.
- Kuveyt ara buluculuğu sürdürüyor
Krizin başladığı günden bu yana taraflar arasında ara buluculuk yapan Kuveyt, uzlaşı sağlandığının duyurulmasına rağmen hâlâ Katar ile diğer ülkeler arasında görüşleri yakınlaştırmak için temaslarını sürdürüyor.
Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, ay başında Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Bahreyn Kralı Hamed bin İsa'ya mektup gönderdi. Geçen ay da Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Kuveyt Emiri'nden ikili ilişkileri güçlendirmeye ilişkin yazılı bir mesaj aldı.
Arap medyasında bunlar, Kuveyt'in krizin sona ermesinden sonra da kapsamlı bir uzlaşı sağlanması için ara bulucu rolünü sürdürdüğü yorumlarına neden oldu.
- Uzlaşı süreci yavaş ilerliyor
Körfez uzlaşısı, abluka ülkeleri ile Katar arasındaki hava ve kara sınırlarının açılmasına rağmen hâlâ yavaş ilerliyor. Abluka uygulayan ülkeler, anlaşmazlıkları çözmek için kendi ülkeleri ile Katar arasında ikili görüşmeler yapıyor.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, 8 Mart'ta Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan aracılığıyla Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'ye ikili ilişkiler ve ilişkileri güçlendirme yollarıyla ilgili sözlü bir mesaj gönderdi.
Öte yandan Katarlı üst düzey diplomatik bir heyet, Mısır'ın başkenti Kahire'de 9 Mart'ta Ula Zirvesi'ndeki kararların uygulanmasını görüşmek ve diplomatik ilişkileri değerlendirmek üzere temaslarda bulundu.
Mısır Dışişleri Bakanlığından 20 Ocak'ta yapılan yazılı açıklamada, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilere yönelik adımın 5 Ocak'ta Suudi Arabistan'ın Ula kentinde düzenlenen 41. KİK Zirvesi'nde varılan uzlaşı çerçevesinde atıldığı ifade edildi. Daha sonra Mısır ve Katar heyetleri Kuveyt'te görüşmeler yaptı.
- Uzlaşıya rağmen anlaşmazlıklar sürüyor
Katar ve BAE heyeti, 22 Şubat'ta Kuveyt'te Ula Bildirisi'nin uygulanma mekanizması, KİK ülkeleri ve halklarının yararına Körfez iş birliğini artırma yollarını görüşmek üzere bir toplantı yaptı.
Katar Dışişleri Bakanı, ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg'de yer alan açıklamasında, BAE ile anlaşmazlıkların çözümü için bazı ek çabalar gerektiğini ifade etti.
Öte yandan Katar ve Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler (BM) temsilcileri, Ula Bildirisi'nin ardından resmi olarak ilk kez 13 Şubat'ta bir araya gelmişti.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonu 3 Şubat'ta, Körfez krizinden sonra ilk kez Katar'ın Riyad'daki büyükelçiliğinden Katar bayrağının kaldırılma anlarını belgeleyen bir görüntü yayınladı.
Batı medyası, Ula Bildirisi'nden haftalar sonra Bahreyn'in Körfez uzlaşmasına ilişkin "şüphelerine" yer verdi.
Ayrıca Bahreyn 21 Ocak'ta, Suudi Arabistan ile arasındaki Kral Fahd Köprüsü aracılığıyla Suudi Arabistan'dan topraklarına girmeye çalışan birçok Katarlı vatandaşı gözaltına aldı.
Bahreyn, Ula Bildirisi'nden yaklaşık bir hafta sonra, Katar'a 41. KİK Zirvesi'nin sonuçlarının hayata geçirilmesi ve iki ülke arasındaki askıda bekleyen meselelerin ele alınacağı ikili görüşmeleri başlatmak için heyet göndermeleri çağrısında bulundu.
Ayrıca Al Jazeera kanalında yayınlanan bir program Katar ile Bahreyn arasında yeni bir krize neden oldu. Bahreyn söz konusu programın yanlış bilgiler ve asılsız iddialar içerdiğini savunarak, programın KİK Zirvesi'nin "ruhuna ve ilkelerine aykırı olduğunu" kaydetti.
Başta BAE ve Katar olmak üzere Ula Bildirisi'ne taraf olan beş ülkenin, yeniden güven tesis etmek için daha fazla koordinasyona ve karşılıklı adımlar atmaya, bölgedeki birçok meseleye ilişkin ortak bir vizyon üretmeye ihtiyacı var.
Arap ve yabancı çevreler, Ula Bildirisi'nin krize yol açan temel nedenleri ele almadığı sürece Katar ile diğer ülkeler arasındaki anlaşmazlık olasılığını uzak ihtimal olarak görmüyor.
- Katar, bölgesel ve uluslararası meselelerde ara buluculuk yapıyor
Uzlaşı sağlanana kadar geçen süreçte Katar, siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarındaki kararında bağımsızlığını güçlendirerek krizden istifade etmeye çalıştı.
Doha yönetimi bölgede geniş nüfuz sahibi Suudi Arabistan'dan ekonomik olarak bağımsızlığını göstermek için 2019 yılında Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatından (OPEC) çekildi. Katar, bunun yanı sıra abluka uygulayan 4 ülkenin, Doha yönetimine "İran'la diplomatik ve güvenlik alanlarında ilişki düzeyini düşürme" yönündeki şartlarını reddetti.
Katar'ın rolü, KİK sınırlarını hatta Arap ülkelerinin sınırlarını aşarak, bölgesel ve uluslararası konulara uzanıyor. Körfez krizinden ve ABD Başkanı Joe Biden'ın göreve gelmesinden sonra Katar dış politikasının önceliğinin bölgesel ve uluslararası roller olacağı değerlendiriliyor.
Katar'ın KİK ülkeleri ile İran arasında ve ABD ile İran arasında nükleer mesele başta olmak üzere bölgede gerginlik yaratan diğer konularda da gerginliği azaltmak için uzlaşı çabalarına başlandığını açıklaması da bu yönde değerlendiriliyor.
Bu kapsamda Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Ula Zirvesi'nden 3 hafta sonra ABD ve İran arasında ara buluculuk için İran'ın başkenti Tahran'ı ziyaret etmişti.
Bunların yanı sıra Katar, Lübnan, Güney Sudan ve Etiyopya'daki anlaşmazlıkların ve Hedasi Barajı meselesinin çözümü için ara buluculuk çabaları sarf ediyor. Ayrıca Afganistan'daki savaşın kapsamlı çözümü için Afganlar arası heyetlere ev sahipliği yapıyor.
Körfez uzlaşısının ardından Katar'ın ortaya koyduğu çabaların, Körfez ülkeleriyle İran ve Türkiye arasındaki anlaşmazlıkları hafifletmesi bekleniyor.
Siyasi İslam hareketlerine destek, İran ve Türkiye ile ilişkiler gibi hassas konularda ciddi anlaşmazlıklar yaşayan Katar ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkileri normalleştirme adımlarının, krizden önceki haline dönene kadar nispeten uzun bir süre devam etmesi bekleniyor.
Kaynak: