ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin iktidara geldiğinde 75 ilde toplam kapasitesi 182 bin civarında olan 190 yurt bulunduğunu bildirerek "Bugün ise yurt kapasitesine baktığımızda 81 ilde 778 yurt var. Bugün kapasite 730 bin 261 yatak kapasitesine ulaşmıştır." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD Ulusal Savunma Yetki Yasası'nın Temsilciler Meclisinde onaylanan metninde, Ülkü Ocaklarının bir terör örgütü olup olmadığı hakkında ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından rapor hazırlanmasını öngören maddeye ilişkin soru üzerine Çelik, şunları söyledi:
"Dünyanın çeşitli yerlerinde bir arada şimdi tabii dünyanın çeşitli yerlerinde, bir ara Fransa'da da oldu, Ülkü Ocakları başlığı adı altında vatandaşlarımızın hedef gösterildiği birtakım açıklamalar ya da yasal girişimler görüyoruz. Biz kendi devlet aygıtlarımız açısından baktığımızda, değerlendirmeleri açısından genelde bu propagandanın arkasında Ermeni diasporasının lobilerini ve son zamanlarda da FETÖ terör örgütünün birtakım girişimleri olduğunu değerlendiriyoruz. Bu tip açıklamaları esefle karşılıyoruz. Vatandaşlarımız Türkiye'nin tezlerine Türkiye'nin haklı menfaatlerini koruyan demokratik çerçevede barışçıl yürüyüş haklarını, protesto haklarını kullandıkları zaman hiçbir şekilde terör vasfı içerisine girmez. Bunun tabii Amerika'daki Temsilciler Meclisinde kabul görmüş olması son derece sakıncalıdır. Bu tip yaklaşımlar Amerikan demokrasisine zarar verir. Hiçbir şekilde vatandaşlarımızın bu şekilde hedef gösterilmesini kabul etmeyiz. Bununla ilgili tabii ki devlet düzeyinde girişimler de yapılıyor."
Bu uygulamayı yapanların tutarlı olması gerektiğini ifade eden Çelik, "PKK/PYD terör örgütüne verilen destekler ortadadır. Obama döneminden, Trump döneminden beri yaşadığımız, Biden döneminde de bu gündem maddesi değişmemiştir. 'DEAŞ terör örgütüne karşı mücadele ediyor.' diye bunlara destek veriliyor, resmi üniformalı Amerikan askerleri bunları ziyaret ediyor." dedi.
Aynı zamanda NATO üyesi olan Fransa'nın Lafarge firmasının, Fransız iç ve dış istihbaratıyla bağlantılı olarak hem geçmişte PKK/PYD terör örgütüyle hem de son zamanlarda DEAŞ'la olan bağlantılarının ortaya çıktığını anımsatan Çelik, bu yasa tasarısı girişiminde bulunanların aynayı öncelikle kendilerine tutmalarında çok büyük fayda olduğunu vurguladı.
- "730 bin 261 yatak kapasitesine ulaşmıştır"
Öğrenci yurtlarının yetersizliği yönündeki eleştirilere ilişkin soru üzerine Çelik, AK Parti'nin iktidara geldiği günden beri öğrenci yurtları ve öğrencilerin konforunun her zaman gündemlerinde olduğunu söyledi. Çelik, "Cumhurbaşkanımız kendisine bu konularda bir brifing verildiği zaman, yapılan çalışma anlatıldığı zaman, öğrenci kardeşlerimizin bir odada kaç kişinin kaldığı konusunda bile çok yakından ilgilenmektedir. Bu onun için de çok temel bir hassasiyettir." diye konuştu.
Yurtlar konusunda iktidarları boyunca devrimci adımlar attıklarını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"8,5 milyona yakın öğrencinin yaklaşık 4 milyona yakını örgün eğitim içerisinde. Tabii geçen sene pandemi sebebiyle bu eğitim yapılamayınca bu seneye geçince bu yurtlara başvuru sayısı iki kat birden arttı. Tutup da yurt yapılmamış gibisinden bir propaganda da malum partiler tarafından başlatıldı. AK Parti iktidara geldiğinde 75 ilde 190 yurt vardı. O zaman tabii yurtların kapasitesi 182 bin civarındaydı. Bugün ise yurt kapasitesine baktığımızda 81 ilde 778 yurt var. Bugün kapasite 730 bin 261 yatak kapasitesine ulaşmıştır. Bir de teşvik ediyoruz özel sektörü yurt yapması ve bunu devlete kiralaması için. Bu teşvik mekanizmasıyla birlikte ortaya çıkan rakam da eklendiği zaman 1 milyon 32 bine ulaştı. Dolayısıyla neredeyse 10 katına çıkartılmış, bir yaklaşım vardır. Eğitim merkezi olan birtakım ülkelere baktığımızda mesela bizde 1 milyon 32 bin civarında, kamu ve özel açısından ortak kapasiteye baktığınızda İspanya'da 91 bin bu kapasite, Almanya'da 290 bin, Fransa'da 365 bin ve üniversite ülkesi olarak anılan İngiltere'de 551 bin, yani Türkiye'nin yaklaşık olarak yarısı. Bunları yaptık ve tabii ki yapmaya da devam ediyoruz. Sadece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra inşa edilen yurt sayısı 217'dir. 216 bin civarında bir kapasite oluşturulmuştur."
- Sosyal medya düzenlemesi
Televizyonların gündüz kuşaklarında ve dijital platformlarda yapılan bazı yayınların toplumsal değerlere aykırı olduğu yönünde eleştiriler geldiği anımsatılarak bunlara ilişkin herhangi bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Çelik, sanat, sinema ve dizilerin kendi özgürlüğü olan alanlar olduğunu, siyasetçi olarak dizilerle ve filmlerle ilgili yorum yapmasının öznel olacağını söyledi. Çelik, "Burada bir yandan bu sanat alanının kendi özgünlüğü ve özgürlüğü var ama bir yanda da bütün dünyadan bu yayınların denetlenmesi ile ilgili mekanizmalar var. Bu noktada dünyada, toplumda infial oluşturan yayınlar ve nefret suçları denetlenir." dedi.
Türkiye'de RTÜK çerçevesinde bir denetleme yapıldığını belirten Çelik, "Bir yandan bu özgürlük alanı ile bir yandan da denetleme alanını belli bir denge içerisinde götürmeye çalışan bir yaklaşım, orada farklı siyasi görüşlerin de bir araya gelmesiyle ortaya koyuluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal medya platformlarında dün yaşanan bağlantı sorununu da değerlendiren Çelik, "Dün gece de gördük. WhatsApp, Facebook ve Instagram çökünce iki tür yorum ortaya çıktı. Bir kısmı 'Birkaç saat sohbet ettik, normal hayatımıza döndük.' gibisinden bazı yorumlar çıktı. 'Bu da bir özgürlük alanıymış, burada nefes aldık.' Bir kısmı da tabii bir yanda 'İletişimimiz çöktü, dünyayla bağlantımız kesildi. İşimiz vardı.' İşte 'Başka birtakım aplikasyonlara geçtim.' demek durumunda kaldı." ifadelerini kullandı.
Sosyal medya mecralarının zannedildiği kadar güvenli alanlar olmadığına dikkati çeken Çelik, "Bir gecede çökebilir yani bunun üzerinden bir iş yönetiyorsanız, bir kurum yönetiyorsanız işiniz 8-9 saat boyunca çok kritik bir anda elinizden kaybolabilir. Bütün bir birikiminiz kaybolabilir ya da bir kurum yönetiyorsa kurumunuz işlemez hale gelebilir." dedi.
Ömer Çelik, sosyal medya şirketlerinin aldığı kararların, bunları kullanan insanların verilerinin güvenliğini sağlama konusunda, mahremiyet ve gizliliği noktasında yeterli güvence sağlamadığını belirtti. Bu konuda devletlerin bir ortak noktada buluşması gerektiğine işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
"Özgürlük alanıyla veri güvenliği arasındaki alanın bir şekilde dengelenmesi gerekiyor. Bizim yaptığımız çalışma da bu çerçevede boyutlu bir çalışmadır. Bir diğer tarafı da tabii burada sizin ülkenizle ilgili, vatandaşlarımızla ilgili bir sürü veriyi elde ediyorlar. Bir insanın bütün bir profilini, onun müzik zevklerini, alışveriş eğilimlerini, gelecek perspektiflerini ortaya koyabilecekleri veri işleme mekanizmaları var. Bu aslında bir şekilde verilerin gizliliği ile ilgili bir şey. Yani anayasada güvence altına alınmış bu. Anayasada güvence altına alınmış, yani vatandaşların kendi bilgisi dışında bu verilere ulaşılamaması anayasanın güvencesi altında ama sosyal medyayı kapsamıyor bu güvence. Bugün de dünyada sosyal medya yeni bir boyut olarak ortaya çıktığı için 'siber vatan' diye bir kavram geldi önümüze. Dolayısıyla devletler siber egemenlik meselesini de gündemlerini almış durumdalar."
(Bitti)
Kaynak: