Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Sene 2006! Lübnan'daki Hizbullah ile İsrail arasındaki son savaşta neler olmuştu?

14.04.2024 15:52:00
İsrail’in Gazze’ye saldırıları devam ederken çatışmalara müdahil olabilecek en güçlü aktör Lünban'daki Hizbullah. Peki, Hizbullah çatışmalara nasıl etki edebilir? 2006’daki savaştan bugüne neler değişti? Detayları haberimizde derledik.

Devlet dışı bir aktör olan Hizbullah, son zamanlarda yaptığı açıklamalarda Gazze’ye düzenlenecek olası bir kara harekatında çatışmalara müdahil olacağının sinyallerini veriyor.

Örgüt, bölgede oldukça dikkate alınan bir mekanizma. Zira, ABD’li yetkililer İran’la birlikte Hizbullah’ı sık sık tehdit ediyor hem de örgütün çatışmalara dahil olma ihtimaline karşı Tel Aviv yönetimini uyarıyor.

İsrailli yetkililerin haftalarca sürecek bir savaştan bahsetmesi, Gazze Şeridi çevresindeki yerleşim yerlerini "Kassam Tugaylarından almakla" yetinmeyeceklerini, bunun yerine Gazze Şeridi'ni işgal etmeye çalışacaklarını gösteriyor.

Bu senaryoya göre, 2014 yılında Gazze'de 50 gün süren savaş da dikkate alındığında, çatışma durumu haftalarca sürebilir. 2006 Lübnan Savaşı ise yaklaşık 34 gün sürdü. Oysa İsrail, 1967 yılında olduğu gibi yalnızca 6 gün süren kısa savaşlara alışkın.

Şimdi ise olası bir kara savaşında hem Hizbullah hem de Kassam Tugayları ile çatışmak zorunda kalacak.

Peki, İsrail’in Gazze’ye olası kara saldırısında nasıl bir tablo bizi bekliyor?

Hizbullah çatışmalara dahil olursa ne olur?

Bu soruların cevaplarını 17 yıl önce İsrail ile Hizbullah arasında gerçekleşen savaşı ele alarak ve Hizbullah’ın dönüşen-büyüyen kapasitesine mercek tutarak vermeye çalıştık.

Esasen böyle bir olasılığın sonuçlarını kestirmek bir hayli zor. Ancak geçmişte yaşanmış çatışmalar-savaşlar bugün için bir fikir verebilir.

Bir hayli geriye, 2006 yılına gidiyoruz. Sıcak bir temmuz ayında 34 gün süren İsrail-Hizbullah savaşına. Kim kazandı soruları hala sorulmaya devam etse de Hizbullah’ın İsrail karşısında dünyayı şaşırttığı önemli bir savaştı.

Savaşa giden süreç…

Lübnan’da 15 yıl süren iç savaşın sonlandırıldığı Taif Anlaşması, ülkedeki en etkin silahlı güçlerden olan Hizbullah’ın üzerindeki baskıyı artırdı.


Öyle ki, ülkeye uygulanan ambargolar ve güvenlik alanındaki ikilikler, ekonomiden siyasete her alanda Lübnan aleyhineydi. Ancak Hizbullah, silah bırakmamakta direndi.

İsrail’in 1982’den beri işgal altında tuttuğu güney Lübnan’dan çekildiğini açıklamasına rağmen sınırdaki bazı bölgelerden çekilmemiş olması, Hizbullah’ın hem içeriden hem de dışarıdan gelen “silah bırak” çağrılarına yönelik cevabı durumundaydı.

"Temmuz Savaşı" başlıyor…

Hizbullah, üzerindeki baskıları hafifletmek için 2006 yılının temmuz ayında İsrail’e bir saldırı başlattı. Sınırı geçen Hizbullah militanları, 3 İsrail askerini öldürüp 2'sini rehin aldı. İsrail’in başlattığı karşı harekat sırasında 1 İsrail tankının imha edilip 5 askerin daha öldürülmesi üzerine olaylar daha da büyüdü ve “Temmuz Savaşı” denen çatışmalar başladı.

İsrail’in saldırıları sonucunda başkent Beyrut da dahil olmak üzere Lübnan’ın altyapısı büyük oranda çöktü. Çatışmalarda bin kadar Lübnan vatandaşı hayatını kaybederken, 160 civarı İsrailli de öldü. Lübnan kayıplarının 3'te 1'i ila 2'sini siviller oluştururken, Hizbullah füzeleri sonucu 43 İsrailli sivil hayatını kaybetti.

34 gün süren çatışmaların sonucunda Hizbullah’ın birçok İsrail kentini vurabilecek kapasiteye sahip olduğunun ortaya çıkması, bölgede yaygın olan İsrail’in “yenilmezlik mitine” büyük zarar verdi.

Ayrıca Hizbullah, 2006’dan sonra hem Lübnan’da hem de Arap coğrafyasında popülaritesini artırsa da ülke içerisinde “Lübnan’ı bir kez daha felakete sürüklediği” gerekçesiyle ciddi bir muhalefetle karşılaştı.

Hizbullah'ın askeri kapasitesi nasıl değişti?

Hizbullah, İran'dan aldığı ya da Lübnan'da geliştirdiği füze gücüyle dikkat çekiyor. İsrail medyası ve güvenlik kaynakları sık sık örgütün bu gücünü ön plana çıkararak, kendileri için tehdit oluşturduğunu ileri sürüyor.

Peki Hizbullah'ın elinde hangi füzeler var ve bunların menzili ne kadar?

2006 yılında envanterinin 33 bin roket ve füzeden oluştuğu düşünülüyordu, şimdi bu rakamın 150 binden fazla olduğu tahmin ediliyor.

İngiltere-İsrail Haberleşme ve Araştırma Merkezi'nin hazırladığı raporda, Hizbullah'ın füze gücü detaylıca ele alınıyor.

Buna göre, Hizbullah'ın elinde 8 ila 500 kilometre arasında değişen menzile sahip füzeler var. Bu füzeler İsrail'de havaalanları, limanlar ve önemli askeri üsleri vurma kapasitesine sahip. Hizbullah da bu iddiaları sık sık dile getiriyor.

Hizbullah'ın askeri kapasitesinin bir diğer yönü ise insan gücü. İran'ın Fars Haber Ajansı 2016 yılında geçtiği bir haberde, üye sayısı 2006’da birkaç bin olan örgütün üye sayısının, şu anda 20 binin üzerinde olduğunu iddia etti.

Buna göre 65 bin askerin 21 bini profesyonel. Bunlardan en az 5 ila 8 bininin Suriye'de savaştığı tahmin ediliyor.

Özellikle ABD'nin Lübnan ordusuna hibe ettiği askeri araçlar da Hizbullah tarafından kullanılıyor. Bu bilgi, 2016 yılında Humus yakınlarındaki El-Kuseyr'de çekilen bir fotoğrafla ortaya çıkmıştı.

Fotoğrafta, T-55, T-62, T-72 gibi Amerikan tankları ile 2S1 Gvozdika howitzers obüsü ve BMP-1 gibi Rus yapımı askeri araçlar görülüyor.

Suriye iç savaşı ve Hizbullah'a kaybettirdikleri

2010 yılının sonlarına doğru Tunus'lu bir seyyar satıcı olan Muhammed Buazizi'nin kendisini yakması sonrasında başlayan, daha sonra birçok Arap ülkesine sıçrayan ve "Arap Baharı" olarak adlandırılan süreç, Hizbullah'ı da doğrudan etkiledi.

2011 yılının mart ayında Suriye'de uzun yıllardır iktidarda olan Baas Partisi rejimine karşı gösteriler başladı, Beşşar Esed yönetimindeki rejim de gösterileri şiddet yoluyla bastırmaya çalıştı.

Esasen İran'ın uzun yıllardır oluşturmaya çalıştığı Tahran-Şam-Beyrut arasındaki "Şii hilali", bu gösteriler ile yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İran'ın İsrail üzerinde doğrudan baskı uygulamak için siyasi ve askeri destek verdiği Hizbullah, bu desteğin önemli güvencelerinden olan Esed rejiminin devrilmesine seyirci kalmadı.

Daha sonra ortaya çıkan rapor ve haberler, Hizbullah'ın Suriye iç savaşına 2012 yılından itibaren müdahil olduğunu ortaya çıkardı. Zaten Hizbullah da 2013 yılında resmen Suriye'de Beşşar Esed rejimi saflarında savaştığını kabul etti.

Özellikle Lübnan sınırında muhaliflere karşı binlerce milisle çatışmalara katılan örgüt, rejimin ayakta kalmasına yardımcı olan aktörlerden biri oldu.

Ancak her ne kadar Suriye'de aktif savaş ortamı Hizbullah milislerinin askeri kapasitelerini artırmalarına katkı sağlamış olsa da, Hizbullah üzerinde olumsuz etkiler de bıraktı.

Buna göre, Hizbullah'ın savaşlarda yüzlerce milisini kaybetmesi, Lübnan'da hem örgüte karşı tepkinin artmasına hem de örgüte katılımın azalmasına yol açtı.

Diğer bir olumsuz nokta ise, 2006'da İsrail karşısında kazandığını iddia ettiği başarının getirdiği popülariteyi, Suriye'de sivil halka karşı silah kullanmasıyla kaybetmiş olmasıydı.

Hizbullah, Suriye iç savaşına müdahil olduktan sonra İsrail'e karşı giriştiği çatışmalardaki meşruiyeti bölge halkları nezdinde yitirdi.

Öte yandan belirtilmesi gereken önemli bir konu ise, örgütün yönetim kademesinde yaşadığı kayıplar.

İran'ın Suriye üzerinden gönderdiği silahları kendisine tehdit olarak gören İsrail, düzenlediği hava saldırıları ile onlarca Hizbullah komutanını öldürdü.

DİĞER HABERLER