Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Altılı masanın anayasa değişikliği çalışması tanıtıldı

28.11.2022 14:11:00
Değişiklik önerisi, 6 muhalefet partisinin Genel Başkanının da katıldığı toplantı ile kamuoyuna açıklandı Çalışmada, 84 madde içeriği ve 9 başlıkta yapılan değişiklikler yer alırken, cumhurbaşkanlarının bir dönem ve 7 yıl için seçilebilmesini öneriliyor Seçim barajının yüzde 3'e düşürülmesi öngörülen çalışmada, milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde 1'ini alan partilere devletin mali yardımda bulunması ve bu yardımın dörtte birinin partiler arasında eşit olarak dağıtılması önerisi

ANKARA (AA) - Altı muhalefet partisince hazırlanan "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi " Genel Başkanların da katıldığı programla kamuoyuna açıklandı.


Tanıtım toplantısı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla Bilkent Otel'de yapıldı.


Toplantıda ilk olarak, çalışmayı yapan Komisyon üyeleri tarafından anayasa değişikliğine ilişkin hazırlanan metin, Genel Başkan yardımcıları tarafından okundu.


CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 28 Şubat tarihli mutabakat metinlerini temel alan Anayasa değişikliği önerisini kamuoyunun takdirine sunduklarını belirterek, "Yasama, yürütme, yargı, temel hak ve özgürlükler, kamu yönetimi başlıkları altında belirlediğimiz ilkeleri 84 madde içeriği ve 9 başlıkta yaptığımız değişiklikle anayasal güvenceye kavuşturmayı hedefliyoruz." dedi.


Bu önerilerinin toplumsal sözleşme taslağı olduğunu vurgulayan Erkek, şöyle konuştu:


"Değişiklik önerilerimizi, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri doğrultusunda toplumun tüm kesimleri ile müzakere ettikten sonra seçimlerin hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağız. Bugün Cumhuriyet tarihimizin en derin krizini yaşıyoruz. Ekonomiden adalete, özgürlükten güvenliğe, eğitimden sağlığa akla gelen her alanda yaşanan bu çok yönlü kriz halinin en önemli sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfilik, kural tanımazlık, liyakatsizlik ve yozlaşmadır. Sorun sistemdedir. Sistemle ekonominin doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle Gazi Meclisi, bugün yaşadığı ağır vesayetten kurtaracağız. Yargıyı vesayetten kurtaracağız. Yargının üzerindeki siyasi tahakküme son vereceğiz. Yargının kurucu unsuru savunmayı ve baroları ilk kez anayasal güvenceye kavuşturacağız. Seçilmiş yerel yöneticilerin yargı kararı olmadan görevlerinden alınmalarına son vereceğiz. Basını, sivil toplum örgütlerini, düzenleyici ve denetleyici kurumları vesayetten kurtaracağız. Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına adım atarken, bu topraklara eşitliği, özgürlüğü, adaleti hep birlikte getireceğiz. Önümüzdeki ilk seçimde, otoriter bir sistemden yana olanlar değil, demokrasiden yana olanlar kazanacak; altılı masanın ortak Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır."


- "Seçim barajı yüzde 3 olacak"


DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da "Meclisinin temsil gücünü artırabilmek amacıyla seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz. Siyasi partiler hakkındaki yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında değiştirecek, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi parti hürriyetini güçlendireceğiz. Diasporanın doğrudan mecliste temsil edilmesini sağlayacağız." ifadesini kullandı.


İkinci olarak yasama bağışıklığını güçlendireceklerini belirten Yeneroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması için üye tam sayının salt çoğunluğunu gerekli kılacaklarını açıkladı.


Mustafa Yeneroğlu, şöyle devam etti:


"Üçüncü olarak, kanun yapım süreçlerini demokratikleştireceğiz. Bu başlıkta birçok düzenlemeyi, üzerinde çalıştığımız meclis içtüzüğüne işleyeceğiz. Anayasada ise milletlerarası antlaşmalardan geri çekilmenin Meclisin asli yetkisi olduğunu güvence altına alacağız. Böylece Cumhurbaşkanı, milletlerarası bir sözleşmeden gece yarısı tek başına çıkma kararı veremeyecek. Bakanlar Kurulu'nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması ve temel hak ve hürriyetlerin kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceği şartıyla kabul ediyoruz. Cumhurbaşkanının kanunları veto etme yetkisine son verecek, bu yetkiyi geri gönderme yetkisi ile sınırlayacağız. Geri gönderilen kanunlar, Meclis tarafından basit çoğunlukla aynen kabul edilebilecek. Dördüncü olarak, Meclis'in denetim yetkisini güçlendireceğiz. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları artırıp etkili kılacağız. Hükümet, başbakan ve bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tesis edeceğiz. Bu yenilikle, Bakanlar Kurulu aleyhine verilen güvensizlik önergelerine yeni Başbakanın isminin eklenmesini zorunlu kılacağız. Böylece meclis, istikrarın gereği olarak ancak yeni hükümeti kurmakta birleşebilirse mevcut hükümeti düşürebilecektir."


Beşinci olarak, parlamentoların tarihsel bir kazanımı olan "bütçe hakkının devredilmezliği ilkesini" tesis edeceklerini vurgulayan Yeneroğlu, Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracaklarını, Komisyon Başkanının da ana muhalefet partisinden olmasını Anayasada açıkça düzenleyeceklerini bildirdi.


Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel ise mevcut anayasanın en problemli bölümünün "tek adam rejimi" üzerine kurgulanan "yürütme" olduğunu savundu.


Mevcut sistemde yürütmenin konforu için yasama ve yargının işlevsiz bırakıldığını iddia eden Yücel, "Bu ucube sistemde, bakanlıklar ve kamu kurumları görev, yetki ve sorumluluklarını ifa ederken anayasa ve kanunlara bakmak yerine, tek bir kişinin iki dudağının arasına bakmak zorundadır." görüşünü dile getirdi.


Yücel, hazırladıkları anayasa değişikliği önerisi ile şeffaf, denetlenebilir ve hesap veren bir yürütmeyi, yönetimde istikrar ile bütünlüğü yeniden inşa etmeye gayret ettiklerine dikkati çekerek, "Bu çerçevede, Cumhurbaşkanlarının bir dönem ve 7 yıl için seçilebilmesini öneriyoruz, seçilen Cumhurbaşkanı'nın varsa partisi ile ilişiğinin kesilmesini teklif ediyoruz. Cumhurbaşkanının kanunları veto yetkisini kaldırıyor, kendilerine sadece bir defaya mahsus geri gönderme hakkı tanıyan bir düzenleme yapıyoruz." açıklamasında bulundu.


Yücel, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Önerdiğimiz Anayasal düzende Cumhurbaşkanı, en çok milletvekiline sahip olan partiye hükümeti kurma görevi verecek. Bakanlar, başbakan tarafından, TBMM üyeleri arasından veya ihtiyaç halinde milletvekilli seçilme yeterliğine sahip olan Türk vatandaşları arasından seçilecek. Başbakan ve bakanlar, bireysel ve kolektif olarak Meclise karşı sorumlu olacak, bakanlar veya hükümet hakkında gensoru verilebilecek. Başbakan ve bakanlara, haklarındaki iddialar ile ilgili Meclis Soruşturması açılabilecek. Meclisin sevk kararı vermesi halinde ilgililer Yüce Divan'da yargılanabilecek. Önerimize göre, Cumhurbaşkanının ya da Bakanlar Kurulu'nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi yoktur. OHAL ilan etme yetkisi, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'na aittir."


- Barolar Birliğine düzenleme


Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı da önerilerinin, yargı mensuplarına bireysel bağımsızlıklarını, yargı kuruluşlarına da kurumsal bağımsızlıklarını sağlayan yenilikler içerdiğini söyledi.


Hakimlik ve savcılık teminatını düzenleyen 139. maddeye coğrafi teminatın eklendiğini anlatan Yazıcı, şunları kaydetti:


"Böylece hakim ve savcıların bireysel bağımsızlıkları güçlendirilmiştir. Yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını güçlendirmek amacıyla ayrıca Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki organ düzenlenmiştir. Hakimler Kurulu, hakimlerin özlük hakları konusunda, Savcılar Kurulu ise savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisine sahip olacaktır. Öte yandan bu yenilikle adil yargılanma hakkının bir başka unsuru olan silahların eşitliği ilkesi garanti edilecektir. Bu hüküm kapsamında Türkiye Barolar Birliğine özerk bir statü sağlanmış, bu yenilikle avukatlık mesleğine sahip olması gereken itibar kazandırılmıştır. Anayasanın ve hukukun üstünlüğünün güvencesi olan Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşu, üye kompozisyonu, üyelerin seçiminde izlenen yöntemle çalışma usulleri ve Yüksek Mahkeme'nin yetkileri yeniden düzenlenerek Mahkeme'nin etkinliği güçlendirilmiştir. Bu amaçla Anayasa Mahkemesi'nin ağır iş yükü dikkate alınarak üye sayısı on beşten yirmi ikiye çıkarılmış, halen iki daire ve bir Genel Kurul halinde çalışan Mahkeme'nin dört daire ve bir Genel Kurul halinde çalışması sağlanmıştır."


İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ise güçlü, kalkınmış ve demokratik Türkiye'nin inşası için hazırladıkları anayasa değişikliği çalışmasında, temel hak ve hürriyetlerin güvenceye kavuşturulması için bazı öneriler hazırladıklarını bildirdi.


Poyraz, şu görüşleri dile getirdi:


"Temel hak ve hürriyetler açısından değişiklik önerimizin ruhunu yansıtan ilk düzenleme başlığa ilişkindir. Anayasanın ikinci kısmının başlığını 'Temel hak ve hürriyetler' olarak değiştirerek otoriter anayasacılık anlayışına karşı demokratik ve özgürlükçü anayasa inşası inanç ve kararlılığımızı vurguluyoruz. İnsan onurunun dokunulmazlığını ve devletin buna saygı gösterme ve koruma yükümlülüğü ile temel hak ve hürriyetlerin bütünlüğünü ve yasama yürütme ve yargıyı bağlayıcı olduğunu Anayasanın 12'nci maddesine ekliyoruz. Devlete insan hakları ihlallerini önleme ve herkesin haklardan yararlanmasını sağlama yükümlüğünü getiriyoruz. Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetini tek bir maddede düzenliyoruz. Hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulamayacağını, anayasal ilke olarak belirliyoruz. Bu değişiklik sonucunda ifade hürriyeti, çoğulcu bir demokrasinin gerektirdiği ölçüde genişlemiş olacaktır. Milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde birini alan partilere devletin mali yardımda bulunacağı ve bu yardımın dörtte birinin partiler arasında eşit olarak dağıtılacağı, geri kalan tutarın ise partilerin elde ettikleri oy oranına göre paylaştırılacağı düzenlemesini getiriyoruz.


Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma davası açabilmesini TBMM'nin iznine bağlıyoruz. Kapatma kararı ancak odak olma halinde verilebilecek. Daha yalın bir düzenleme ile odak olma tanımına 'yoğun, sürekli ve demokratik düzene ciddi tehlike oluşturacak bir şekilde' kavramları ile fıkranın son cümlesine 'yasama sorumsuzluğu kapsamında kullanılan oy, söz ve düşünce açıklamaları odak olmanın tespitinde gözetilemez' hükmünü ekliyoruz."


- "Yerel yönetimlerde yetki artırımı ve RTÜK düzenlemesi"


Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ise "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni"nde yer verdikleri diğer başlıkların ise "Kamu Yönetimi" ve "Siyasi Etik" olduğunu hatırlattı.


Kaya, şu bilgileri paylaştı:


"Mutabakat metnindeki hedeflerimizden bir tanesi yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının artırılması, yerel yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hakim kılınması, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarının açıkça belirlenerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son verilmesi idi. Bunu teminen Anayasa'nın 127. maddesinde bir değişiklik teklifi öngördük. Bu değişiklik teklifimizde görevi ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma mahalli idare organlarının veya bu organın üyelerinin, İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılma uygulamasına son veriyoruz. Mutabakat metnimizde kamu yönetimi başlığı altında mutabık kaldığımız bir diğer nokta akademik özgürlük ve üniversitelerle ilgili düzenlemelerdir. Yükseköğretimde özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturarak üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanında, idari ve mali özerkliklerini de anayasal güvence altına almak, Yükseköğretim Kurulu'nu kaldırarak yerine yetkileri koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış, üyelerinin ise demokratik meşruiyet esasına dayanılarak seçildiği üniversiteler arası bir kurul tesis etmek amacı ile Anayasanın 130. ve 131. maddelerinde değişiklik öngördük.


Mutabakat metnimizde kamu yönetimi başlığı altında mutabık kaldığımız bir diğer nokta da düzenleyici ve denetleyici kurumlardı. Bu kurumlardan bir tanesi ve bugün maalesef en tartışmalı hale gelen kurumların başında gelenlerden bir tanesi de Radyo ve Televizyon Üst Kuruludur. Anayasanın 133. maddesindeki değişiklik teklifimiz ile bu kurulun çoğulculuk, özerklik ve tarafsızlık ilkelerine bağlı olarak çalışmasını temin etmeyi amaçladık."


Açıklamaların ardından 6 Genel Başkan, hazırlanan anayasa değişikliği önerisi kitapçığıyla basın mensuplarına poz verdi.


DİĞER HABERLER