Ebeveynler sık sık şu soruyu sorar: Çocuğumu okul öncesi dönemde yabancı bir dil öğrenmeye teşvik etmeli miyim? Araştırmalar bu soruya net bir şekilde "Evet" diyor. 4 yaş altındaki çocuklar, yeni seslere ve tonlamalara karşı son derece duyarlıdır ve beyinleri dilleri adeta bir sünger gibi öğrenir; üstelik ezber yapmalarına bile gerek kalmaz. Bu yaşta doğru telaffuzu öğrenmek ve gelecekteki dil eğitimi için sağlam bir temel atmak çok daha kolaydır.
Ebeveynler sık sık şu soruyu sorar: Çocuğumu okul öncesi dönemde yabancı bir dil öğrenmeye teşvik etmeli miyim? Araştırmalar bu soruya net bir şekilde "Evet" diyor. 4 yaş altındaki çocuklar, yeni seslere ve tonlamalara karşı son derece duyarlıdır ve beyinleri dilleri adeta bir sünger gibi öğrenir; üstelik ezber yapmalarına bile gerek kalmaz. Bu yaşta doğru telaffuzu öğrenmek ve gelecekteki dil eğitimi için sağlam bir temel atmak çok daha kolaydır.
Ayrıca, erken yaşta ikinci bir dil bilmek, hafıza gelişimini, dikkat konsantrasyonunu ve çoklu görev yapabilme yeteneğini olumlu yönde etkiler. Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, iki dilli çocukların bilişsel görevlerde daha başarılı olduğunu ve yeni bilgilere daha hızlı adapte olduklarını ortaya koymuştur.
Peki, dil öğrenimini nasıl doğal ve eğlenceli bir hale getirebiliriz? Küçük yaştaki çocukların İngilizce öğrenmesini kolaylaştıran kanıtlanmış yöntemleri inceleyelim.
Erken dil öğrenimi için birçok yöntem vardır, ancak bunların hepsi 4 yaş altındaki çocuklar için uygun değildir. En önemli nokta, çocuğu karmaşık dilbilgisi kurallarıyla boğmamak ve süreci bir zorunluluk haline getirmemektir. Eğitim, hafif, organik ve oyun temelli olmalıdır.
Bir çocuğa İngilizce öğretmenin en iyi yolu, dili her gün duymasını sağlamaktır. Basit İngilizce şarkılar açabilir, çizgi filmler izletebilir veya tanıdık nesneleri iki dilde adlandırabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuzu giydirirken "Bu senin kazağın. This is your sweater." diyebilirsiniz.
Araştırmalar, düzenli olarak İngilizce konuşma duyduğu çocukların yeni kelimeleri daha hızlı öğrendiğini ve dili sezgisel olarak anlamaya başladığını göstermektedir. Eğer amacınız 4 yaş ingilizce eğitimi ise bu yöntem oldukça etkilidir.
Küçük çocuklar bilgiyi en iyi oyun yoluyla hatırlar. Resimli masa oyunları, interaktif kartlar veya rol yapma oyunları (örneğin, tüm ürünlerin İngilizce "satıldığı" bir mağaza oyunu) kullanabilirsiniz.
Öneri! Total Physical Response (TPR) adı verilen yöntem oldukça etkilidir. Bu yöntemde dil hareketle ilişkilendirilir. Örneğin, "jump" dediğinizde çocuk zıplar; "clap your hands" dediğinizde ellerini çırpar. Bu yaklaşım sadece kelimeleri ezberlemekle kalmaz, aynı zamanda motor becerilerle de pekiştirir.
Çocuk henüz okumayı bilmese bile bu durum İngilizce konuşmayı algılamasına engel değildir. Parlak resimlerle dolu basit kitapları yüksek sesle okuyabilir, anahtar kelimeleri tekrar edebilir ve karakterleri farklı ses tonlarıyla canlandırabilirsiniz. Böylece çocuk ses, görsel ve kelime anlamı arasında bağlantı kurar.
Şarkılar güçlü bir öğrenme aracıdır. Sadece kelimeleri öğrenmeye değil, aynı zamanda dilin doğru tonlamasını, ritmini ve melodisini kavramaya da yardımcı olur. "Twinkle, Twinkle, Little Star" veya "The Wheels on the Bus" gibi basit çocuk şarkıları kolayca akılda kalır; hatta çocuk tüm kelimeleri anlamasa bile.
Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, İngilizce şarkılar dinleyen ve söyleyen çocukların dili geleneksel egzersizlerle öğrenenlere kıyasla daha hızlı kavradığını doğrulamaktadır.
Çocuk psikolojisi uzmanı Dr. Emma Taylor şu noktaya dikkat çekiyor:
"Önemli olan çocuğu dili öğrenmeye zorlamak değil; İngilizcenin hayatının doğal bir parçası olduğu rahat bir ortam yaratmaktır. 4 yaş altındaki çocuklar öğrenme sürecinin farkında değildir ama düzenli olarak duydukları yeni kelimeleri kolayca benimserler."
İki dilli çocukların ebeveynleri de bunu doğruluyor: Eğitim ne kadar doğal olursa, çocuk yeni dili o kadar kolay algılar.
Eğitimi en verimli hale nasıl getirebilirsiniz?
Erken yaşta İngilizce öğrenmek ezberden ibaret değildir; bu süreç çocuğun günlük hayatına entegre edilebilecek eğlenceli bir deneyimdir. Çocuk dili ne kadar doğal bir şekilde duyar ve kullanırsa o kadar kolay öğrenir. Ve eğer süreç eğlenceli olursa sonuçlar da hızlıca kendini gösterecektir!