İSTANBUL (AA) - MEHMET KARA - Doğadan topladığı tohum, yaprak, dal, tomurcuk, yemiş, ağaç kabuğu gibi malzemelerle takılar tasarlayan Gizem Gül Taşçı, doğa sevgisini sanatla harmanlıyor.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesini bitirdikten sonra 12 yıl özel sektörde ve sivil toplum kuruluşlarında ekoloji, toplumsal cinsiyet, barış konularında eğitimler veren, aynı zamanda yaratıcı drama eğitmeni olan Taşçı, koronavirüs pandemisiyle birlikte "kendine dönmek" için işten ayrılma kararı aldı.
Yaklaşık 10 yıldır doğadan topladıklarıyla takılar ve çeşitli objeler tasarlayan Taşçı, doğa sevgisiyle birleştirdiği hobisini girişime dönüştürmek istedi.
Taşçı, "Sade Tasarım İşi" ismiyle kurduğu atölyesinde meşe palamudu, at kestanesi, narenciye, ağaç kabuğu, dal ve yaprak gibi doğal malzemelerle doğa dostu küpe, kolye, bileklik ve broş gibi takılar tasarlıyor.
Tasarımlarında kullandığı yapıştırıcılarda ve yan ürünlerde zararlı kimyasal ve hayvansal ürün kullanmayan Taşçı, takı tasarım dünyasına yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyor.
Taşçı, aynı zamanda gelirinin yüzde 5'ini de doğa alanında çalışan sivil toplum kuruluşları ile paylaşıyor.
"Doğanın kalbinden doğa dostu ürünler" prensibiyle ilginç tasarımlara imza atan Taşçı, eğitimden tasarıma olan yolculuğunu AA muhabirine anlatırken, atölyesinde ticari kaygıyla değil doğaya ve tüm canlılara zararsızlık prensibiyle çalıştığını söyledi.
- "Doğayı yanımda hissetmeyi seviyorum"
Çocukluğundan beri doğadan bir şeyler topladığını ve topladıklarıyla da yeni bir şeyler üretmeyi, anlam yaratmayı sevdiğini ifade eden Taşçı, "Bu ilgi bu yaşımda bir iş kurmamı sağladı. Gerçekten de doğadan ekmek yiyorum diyebilirim. Evimde de doğadan birçok tasarım var. Aslında doğayı yanımda hissetmeyi seviyorum. Tasarımlarımda meşe palamudu, at kestanesi ve narenciyeyi çok fazla kullanıyorum. Bunun yanında takılarımı menengiç, ıhlamur ve pavlonya tomurcuğu gibi tohum, tomurcuk, yaprak ve dallarla yapıyorum. Doğada olmayı çok seviyorum, onlarla tasarım yapmayı da." diye konuştu.
Taşçı, tasarım felsefesini "ekolojik, sıfır atık prensibiyle insana ve doğaya saygılı ürünler" olarak özetlerken şöyle devam etti:
"Tasarımları yaparken kullandığım yapıştırıcı ve cilalarda zararlı kimyasal ve hayvansal içeriği olmayan ürünleri kullanıyorum. Bir vegan olarak temel prensibim de hiçbir canlıya zarar vermeden, doğaya saygılı bir şekilde tüm üretim adımlarını gerçekleştirebilmek. Mümkün olduğunca sıfır atık ilkesine uygun çalışıyorum. Ana malzemem doğadan ürünler olduğu için tasarımdan kalan atık ürünleri de tekrar doğaya bırakıyorum. Kullandığım diğer aparat atıklarını da sıfır atık ilkesine göre yeniden kullanmanın yollarını arıyorum.
Kargolarımda da plastik kullanmıyorum. Ürünleri önce atık kağıt rulolarının içine onları da geri dönüşümden üretilmiş kutulara koyuyorum. Hiçbir şekilde plastik kullanmadan kargolarım alıcısına ulaşmış oluyor."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.