İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat" soruşturması kapsamında, kumpas kurduğu gerekçesiyle 68 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında yapılan duruşmaya, başka davalar kapsamında tutuklu sanıklar Nazmi Ardıç ile Muhammed Kaya ve sanık avukatları katıldı. Farklı illerdeki cezaevlerinde başka suçlardan tutuklu bulunan bazı sanıklar da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşma salonuna bağlandı.
Emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli deniz subayı Hüseyin Hançer, Yarbay Ali Tatar'ın eşi Nilüfer Tatar ve avukatı Zeynep Tatar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) avukatı Volkan Yalçınkaya'nın da hazır bulunduğu duruşmada sanıkların savunmaları alındı.
Önceki yıllarda "FETÖ üyeliği" suçundan yargılanarak 6 yıl 3 ay hapis cezası alan sanık Fatih Taşpınar, bulunduğu ilden SEGBİS ile ifade verdi. Taşpınar, 2004 ile 2014 yılları arasında İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünde yazışma elemanı olarak görev yaptığını söyledi.
Meslek hayatı boyunca, gelen yazıları hiçbir zaman üst yazı yazarak geri göndermediğini ifade eden Taşpınar, dinlemesi yapılacak kişilerle ilgili bilgisi olmadığını, dinleme kararının mahkemelerden alındığını, izin süresi dolduktan sonra dinleme kayıtlarının 10 gün içerisinde imha edilmesi gerektiğini belirtti.
Taşpınar, hukuksuz bir işlem yapmadığını savunarak, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Söz alan müdahil Hüseyin Hançer, "2009'un ilk yarısında hakkımda alınmış bir dinleme kararı var. 10 gün içinde imha edilmesi gerekirken olaydan 2 sene sonra hazırlanan tensipte bu dinleme kayıtlarına atıfta bulunulmuştur. İmhası yapılmamıştır." dedi.
Sanık Taşpınar, müdahillerden yöneltilen bazı sorulara karşılık, olayların üzerinden 10 yılı aşkın süre geçtiğinden hatırlayamadığını söyledi.
Sanıklardan İsa Akyüz, 2002 ile 2014 yılları arasında emniyetin çeşitli birimlerinde çalıştığını anlatarak, KOM müdürlüklerine gelen yazıların tarafına iletilmesi üzerine bilirkişi raporları hazırladığını savundu.
Dijital materyallerden alınan imajların savcılık talimatıyla kendilerine gönderildiğini bildiren Akyüz, "Bu materyallerin silinip silinmediği, ekleme çıkarma yapılıp yapılmadığı gibi hususları incelememiz istenirdi. İncelemeleri yaparak rapor hazırlayıp savcılığa gönderdik. Bilgisayarlarda ne varsa onu raporladık. Hukukun gerekleri çerçevesinde çalıştık." diye konuştu.
Savunmasını tamamlayan Akyüz'e müdahil Hüseyin Hançer, ''Bir dosyayı ne kadar sürede inceliyordunuz? 504 bin kelime var evraklarda.'' dedi.
Sanığın hiç süre tutmadığını beyan etmesi üzerine mahkeme başkanı, "Dosyaları ne şekilde inceliyordunuz? Kelime bazlı mı arama yapıyordunuz? 'Ergenekon, balyoz, suikast' kelimeli gibi'' diye sordu.
Akyüz'ün, ''En çok hangi kelime kullanılmışsa onu araştırıyorduk'' demesi üzerine müdahil Hançer, ''Her bir dosyayı açıp kapatmak 19 saniye sürüyor. Hepsini açsanız bin 50 gün eder. Dosyaları tek tek açıp baktınız mı?'' sorusunu yöneltti. Sanık ise dosyalara tek tek bakmadığını belirtti.
Sanıklardan Muzaffer Soygüden müştekileri tanımadığını ve kendilerine husumet duymadığını söyledi.
Soygüden, amirlerinin verdiği görevleri yerine getirdiğini ifade ederek, “Uydurma delil üretmedim. Namussuz bir iş içerisinde bulunmadım. Neyse o, onu yazdım evraka. Dijital aletlerden imaj alma benim görevim değildir. Sadece ön inceleme raporları hazırladım.” dedi.
Çoğu soruya ''Hatırlamıyorum'' şeklinde yanıt veren Soygüden, müdahil Kadir Sağdıç'ın sorusu üzerine, bir arama sırasında yanlarında imaj alma makinesi götürmediklerini kabul ederek, ''Teknik yetersizlikten dolayı diye hatırlıyorum. Buna karar verecek ben değilim.'' dedi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
- İddianameden
Poyrazköy davasının asker sanıklarının da aralarında bulunduğu 87 kişinin "müşteki", Genelkurmay Başkanlığının ise "suç duyurusunda bulunan" olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ ile ilgili birçok davada örgüt üyeleri veya yöneticileri oldukları gerekçesiyle yargılanan ve bazı dosyalarda hüküm giyen eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazım Aksoy, Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Ömer Köse, Tufan Ergüder ve Yurt Atayün'ün yanı sıra eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklandıktan sonra Silivri'ye götürüldüğü araçtaki görüntüsüyle gündeme gelen Gafur Ataç'ın da aralarında bulunduğu 68 kişi sanık olarak bulunuyor.
İddianamede, Poyrazköy soruşturmalarına dayanak teşkil eden isimsiz ihbarların FETÖ/PDY içinde "Bilgi İşlem Mesulü (BİM)" olarak yer alan sivil şahıslar ya da doğrudan soruşturma işlemine katılan veya istihbari çalışmalarda görevli kolluk görevlilerince yapıldığı vurgulanarak, bu nedenle tüm araştırmalara rağmen söz konusu ihbarları yaptıkları öne sürülen kişi ya da kişilerin tespit edilemediği kaydediliyor.
İddianamede, söz konusu soruşturmada ikamet aramalarına katılan, bilirkişi raporu ve tespit tutanakları düzenleyen personelin çoğunun "ByLock" programını kullanmış olmaları, bu kişilerin yine FETÖ/PDY'ye ilişkin farklı soruşturmalarda şüpheli olarak işlem görmeleri gibi hususlar dikkate alındığında, soruşturma ve kovuşturma makamında görev alan kişilerin örgüt adına hareket ettikleri kanaatine ulaşıldığı belirtiliyor.
Sanıkların hukuka aykırı başlatılan ve ardışık devam eden, "Poyrazköy" olarak bilinen soruşturmalarda etkin görev aldıkları kaydedilen iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK'ler kapsamında kamu görevinden ihraç edilen sanıkların silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde bulunarak üstlerinden aldıkları emir ve talimatlar doğrultusunda tahkikat işlemlerine ve öncesindeki hazırlık aşamalarına katıldıkları ifade ediliyor.
Sanıklardan eski emniyet müdürleri Nazmi Ardıç, Yurt Atayün, Ömer Köse, Kazım Aksoy, Mutlu Ekizoğlu'nun hukuka aykırı başlatılan ve ardışık devam eden "Ergenekon" isimli soruşturmalar kapsamında "Poyrazköy", "Kafes Eylem Planı" ve "Amirallere Suikast" olarak bilinen soruşturmalarda etkin şekilde görevler aldıkları vurgulanıyor.
- İstenen cezalar
İddianamede, 68 sanık hakkında "zincirleme kamu görevlisi yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal, kamu görevlisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama, delil uydurarak iftira ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" gibi suçlardan ceza talebinde bulunuluyor.
Eski emniyet müdürü Ömer Köse'nin 11 kez "zincirleme kamu görevlisi yetkisiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçundan 22 yıldan 66 yıla, 37 kez "kamu görevlisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama" suçundan 222 yıldan 777 yıla, 86 kez "delil uydurarak iftira" suçundan 129 yıldan 516 yıla ve "zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan da 6 yıldan 16 yıla kadar olmak üzere 379 yıldan 1375 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması iddianamede talep ediliyor.
Benzer suçlardan eski emniyet müdürleri Kazım Aksoy'un 280 yıl 6 aydan 1012 yıla, Yurt Atayün'ün 223 yıl 6 aydan 1189 yıla ve Oğuzhan Ceylan'ın da 314 yıl 6 aydan 1155 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanıklardan Abdulkadir Bayat'a 181 yıl 6 aydan 664 yıla, Ahmet Davulcu'ya 126 yıldan 433 yıla, Ahmet Uğurlu'ya 153 yıldan 580 yıla, Bekir Peker'e 195 yıldan 739 yıla ve İsa Akyüz'e de 195 yıldan 739 yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor.
İddianamede, sanıklar Ali Ayan, Hüseyin Işıldak, Mehmet Özdemir, Mustafa Tezcan Alaç ve Salih Yılmazoğlu'nun "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan, Ufuk Yıldırım'ın ise "kamu görevlisi nüfuzu, cebir ve hileyle hürriyeti kısıtlama" suçundan 6 yıldan 21 yıla, 2 kez "delil uydurarak iftira" suçundan 3 yıldan 12 yıla ve "zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan da 6 yıldan 16 yıla kadar olmak üzere 15 yıldan 49 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebinde bulunuluyor.
Kaynak: