Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklarla ilgili hazırlanan iddianamede olayın detaylarına yer verildi.
İddianamede, olay günü sanıkların plakaları çıkarılmış ve camlarında film bulunan bir minibüsle maktulün sokağına geldikten sonra yaya olarak keşif yaptıklarının tespit edildiği bildirildi.
Keşfin ardından sanıkların dışarıya çağırdıkları maktulle araca doğru yürüdükleri aktarılan iddianamede, maktulü yardım istemesine rağmen zorla araca bindirdikleri belirtildi.
Gittikleri yerde Ağar'ın başına demir sopayla çok kez vurdukları, kendinden geçen maktulü sürükleyerek araca bindirip yaralı halde bulunduğu sokağa bıraktıkları vurgulanan iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Maktul ve sanıklar hakkında daha önce terör örgütü DEAŞ'a üye olma suçundan işlem yapıldığı, maktulün son dönemde örgütten uzaklaşması, sanıkların aleyhinde beyanlarda bulunmaya başlaması üzerine 'dinden çıkmış' ilan edildiği tespit edilmiştir. Ağar ile sanıkların Konya'da yasal olmayan bir mescide gidip geldikleri, mescitte DEAŞ'ın amaçları doğrultusunda faaliyette bulundukları, bu mescit aracılığıyla örgüte eleman kazandırdıkları ve örgütün propagandasını yaptıkları görüldü. Maktul 2016'da Suriye sınırından geçmek isterken yakalandı, 6 ay kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra söz konusu mescide gitmeyi bıraktı."
İddianamede ifadesine yer verilen babası da olay günü oğlunun "Ben gelmeyeceğim" diye bağırması üzerine koştuğunu ancak yetişemediğine dikkati çekerek, oğlunun aynı gece polis ekipleri tarafından darbedilmiş halde bir sokakta bulunduğunu, hastanede yaşamını yitirdiğini belirtti.
Öldürme kararında "ısrar"a vurgu yapıldı, "tasarlama"dan ceza istendi
İddianamede, 4 sanığın maktulü öldürmeye birlikte karar verdikleri belirtilerek, şu değerlendirmeler yapıldı: "Sanıklar ve maktul arasındaki geçmiş, eylemin gerçekleştirilme biçimi, maktule vurulan darbeler dikkate alındığında, sanıkların terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde maktulü öldürmeye birlikte karar vererek suç işleme kararı aldıkları, iş bölümü yaparak bu çerçevede hareket ettikleri, maktulü hukuka aykırı şekilde hürriyetinden yoksun bırakmak ve tasarlamayı kabule elverişli makul süre içinde verdikleri kararda sebat ve ısrar ederek, kararlarından dönmeyerek tasarlayarak öldürme suçunu işledikleri belirlenmiştir."
Ayrıca sanıkların "anayasayı ihlal" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından da cezalandırılmaları talep edildi.
Merkez Selçuklu ilçesindeki dağlık alanda 23 Temmuz 2021'de ağır yaralı olarak bulunan Emrah Ağar (27), kaldırıldığı hastanede 12 gün sonra hayatını kaybetmiş, olayla ilgili gözaltına alınan 4 şüpheli tutuklanmıştı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
