Yol; O'na...
22 Thursday 2018
Hayatımızın pek çok döneminde gitmelere yelteniriz
Acziyetimizi bilmeden gitmelere
Hepimiz bir gitmektir tutturmuşuz
İşimizden, eşimizden, yaşadığımız an’lardan..
Öyle kolay mı demeden; valizlere vururuz gitmeleri
Bir cesaretle büyük kararlar alır, ama; şartları bahane eder yeniden söndürürüz içimizdeki o ateşi
Aslında ateş tam olarak sönmez
Kor halinde bağrımızın biryerlerinde hep ısıtır bizi
Ama vazgeçmişizdir bir kere
Sıcağını hissetsek de, gönül ılık ılık onunla yaşamaya razı gelir
Belki o kor bize, bizim de o kor-un sıcak haline ihtiyacımız vardır
Ama yine de vazgeçişlerimiz vardır gitmelerin bağrında
Belki de yalnızlık ürkütür bizi
Tek başına kalmak korkumuzdur Hele bi yola çıksak belki herşey başka olacak
Bilmeyiz ki dilimiz olmasa da bize dil, gözümüz olmasa da bize göz olan Yaradanımız vardır
Yol, iz bilmeyiz diye korktuğumuzda yol bilen vardır
Uyur kalır diye korktuğumuzda Rabbim hep ayıktır…
Bu yazım İran’dan Tebriz’li Hassan Karami ile tanıştıktan, onun yol hikayesini dinledikten sonra şekillendi aslında
Röportajı okumayanlar için şöyle bi bilgi vereyim
Hassan Karami; Tebriz’den bisikletle yola çıkıp Hz. Mevlana’nın diyarı Konya’ya bir yolculuk yapmış
Anlattığı yolculuk hikayesini büyük bir ilgi ile dinledim
Alkışlanacak bir yolculuk hikayesi
Diyor ki Hassan Bey; Sadece elimden tut bisikletimin üstüne otur ki birlikte
Şemş’in diyarı Tebriz’den Şemş’in izinden, Mevlana’nın diyarı Konya’ya doğru gidelim
Bizim yolculuğumuz “seyr-i âfâk” ve “seyr-i enfüs” ve “seyr-i tarih” olacak
Biz tarihin yorgun sokaklarında son 800 yıl içinde gezip bu sokaklardan
Şems’in Mevlana’nın cennetlik kokusunu alacağız Konya’da da Şam’a giden Mevlana’nın kervanına katılıp Şemş’i bulacağız...”
Buldu mu bilmem ama yola çıktı bir kere
Eline aldığı yüreği ile hayaline koştuğunu dinledim..
Ardından dedim ki; İşte gitmek istersek engel yoktur Bahaneler; yolumuzdaki taşlar, canımızı kanatan dikenler..
Gitmek istersek yola ram olmak gerekir
Yolu sevmek, yolu özlemek gerekir
Asıl yolculuk böyle olmalı
Delicesine vurmak bedeni, kalbi güzergaha...
Gitmek istersek elimizin dolu olmasına gerek de yok
Kalbimizi yola koymak yeter
eybemize, ruhumuzu arındıran erzaklarla, huzuru da doldurduk mu ; yolları Rabbim açar
İyi niyet hazineleri ile yola çıkarsak asla yolda kalmaz,daralmayız
Ümidimizle bi ara muhabbet gerekir bunca sanal alem içinde
Kalbimizden gitmelere yol açmak lazım
Enaniyet duvarını delip, bir çıkış yolu için yola çıkmamız lazım. Onca hırsların içinde boğulmuşken nefes almak, aldığımız nefes ile başka canlara soluk olmak için gitmek gerekir
“seyr-i âfâk” ve “seyr-i enfüs” ve “seyr-i tarih” olmaya niyet gerekir
Şükürsüzlük şarabı yumdumlamadan, yaradanın el olduğunu bilerek...
İşte gitmeler böyle olmalı Heybemizde bizi arındıran erzaklarla
Yol ;O’na
Recep ayıyla beraber Ramazan’a doğru koşuşumuz, yolculuğumuz başladı
İbadet, tövbe, ihsan, gönül kampı olsun hepimiz için bu yolculuk
Yolumuz O’na olsun inşallah Regaib Kandilimiz mübarek olsun
Yol onun varlık onun gerisi hep angarya ...
Yolundan ayırmasın Yaradan
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.