Son Dakika Haberler

Erdoğan Nesimioğlu

Erdoğan Nesimioğlu

​Sıfır atık!..

05 Şubat 2014

Yazının başlığına bakarak nereden çıktı bu “sıfır atık” diye sorabilirsiniz. İsterseniz yüce google’a bakıp ne olduğunu hep birlikte anlayalım.
Evet, sıfır atık nedir?
Yüce google’da sıfır atık konusu tam olarak açıklanmazken, daha çok çevre konusu gündeme getirilmektedir ve “sürdürülebilir yaşam” diyerek adlandırılmaktadır.
Ancak benim burada söylemek istediğim “sıfır atık” konusu çok başka.
Yani, bir işletmenin hammadde işlendikten sonra geriye kalan atığıyla ilgili olacak.
Geçenlerde Kon TV’den Süleyman Karaca ile Konya Şeker’in Çumra Kampusu’na gittik ve orada işlenen şeker pancarının atığının nasıl “sıfır atığa” dönüştürüldüğüne tanık olduk.
Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, Konya Şeker’de bir fabrikanın atığı bir başka fabrikanın hammaddesini oluşturuyor.
Örneklemek gerekirse;
Şeker Fabrikası’nın atığı olan melas, bir başka fabrika olan Biyoetanol Tesisleri’nin hammaddesini oluşturuyor. Yani, melastan etanol elde ediyorsunuz. Öte yandan etanol tesislerinin atığı olan şilempeyi ise yem tesislerinde hammadde olarak kullanıyorsunuz.
Yine etanolün bir başka atığı olan karbondioksitten ise bitkilerin ve toprağın gelişmesine katkı veren sıvı gübre elde ediyorsunuz.
Şeker pancarının bir başka atığı olan küspeyi ise hayvan yemi olarak kullanabiliyorsunuz.
İşte asıl mesele burası.
Yani, konunun özü, sıfır atığın temeli burada bulunuyor.
Çünkü, şeker pancarının posası da dediğimiz yaş küspe nihai atıktır.
İşte, bu nihai atık ambalaja girdi ve bugün hayvancılıkla uğraşan binlerce üreticinin hayvanlarının beslenmesinde kullandığı bir yem olarak karşımıza çıktı.
Hem de hayvanların gelişmesinde, et ve süt veriminde etkili bir yem oldu.
Katkısız, doğal ve bir yıl boyunca tazeliğini koruyarak.
Eskiden şeker pancarı işlenir ve geriye kalan yaş küspesi yani posasının büyük bir bölümü çöpe giderdi.
Bilindiği üzere, Şeker Fabrikaları’na şeker pancarı getiren üretici, ihtiyacı varsa yaş küspeyi alıp götürür, ihtiyacı yoksa fabrikaya bırakırdı. Fabrika ise bu atıkları hayvancılıkla uğraşan besicilere satar geri kalanını da kent dışına çıkararak belediyenin veya sağlıkçıların göstereceği yere atardı.
Yani, sizin anlayacağınız on binlerce ton yaş küspe deyim yerindeyse heba olur giderdi.
Hatta, bu küspelerin taşınması, atılması için de dünyanın parası harcanırdı. Bu arada, yaş küspesini fabrikaya bırakan üreticiye tonu 3 lira gibi komik bir rakamla bedel ödenirdi.
Çünkü, yaş küspe para etmezdi.
Az buz değil, Konya Şeker bir kampanya döneminde yaklaşık 3,5 milyon ton şeker pancarı işliyor ve bunun da 700 bin tona yaklaşık yaş küspesi çıkıyor. Bunu ülke sathına yaydığımız zaman gelin siz hesaplayın boşa giden yaş küspeyi,
Ama, Konya Şeker işte bu israfın önüne geçti ve yaş küspeyi değerlendirmenin yolunu bularak hem üreticilerin yaş küspeden para kazanmasını sağladı, hem de atıktan “sıfır atık” elde etti.
Nasıl mı?
Pankobirlik Genel Başkanı Sayın Recep Konuk, bir yurtdışı iş gezisinde yaş küspenin ambalajlandığını görür ve bunu Konya Şeker’de uygulamak ister. Çünkü, Konya Şeker’de on binlerce ton küspe vardır ve bunun değerlendirilmesi hem üreticilerin, hem de işletmenin yararına olacaktır.
İşte böyle başladı hikaye.
Makinalar sipariş verildi, Konya’ya getirildi ve bizim daha düne kadar çöpe atmak için binbir çareler aradığımız yaş küspe ambalaja girdi ve eskisinden daha çok değer kazandı.
İnovaktif düşüncelere sahip, vizyon sahibi olan Sayın Recep Konuk’un ülkemizde başlattığı bu uygulama tüm ülkeye de yayıldı.
Burada, inovasyon kelimesini de bir açıklık getirmek istiyorum. Hani, nerden çıktı bu inovasyon diyenleriniz olabilir.
İnovasyon; yeni fikirlerin ticari bir yarara dönüştürülmesi sürecidir. Yani yenilikçiliğin ticari ustalıkla birleştirilmesidir.
Sayın Konuk da, Konya Şeker’deki tüm yatırımlarında bunu yani inovasyonu başarmıştır.
Artık, küspe poşete girmiş ve hayvancılıkla uğraşan besicilerin de aradığı kaliteli yem olmuştur.
Geçmişte tonu 3 liraya bile alıcı bulamayan yaş küspe, bugünlerde küspesini değerlendirmesi için fabrikaya bırakan üreticilere 15 katı bir artı değer olarak geri dönmüştür.
Evet dostlar!
Birilerinin “aman kokuyor” yok “ çürüdü” gibi sorunları da küspenin poşete girmesiyle son buldu.
Burada asıl vurgulamak istediğim konu, bu uygulamayı hayata geçiren Sayın Recep Konuk’un asıl derdinin üreticinin cebine girecek paranın artmasına yöneliktir.
Konya Şeker’de çöpe giden küspe poşete girdi, hem üretici kazandı, hem çevre kazandı, hem de besiciler kaliteli bir yeme kavuştu ve en önemlisi de bir fabrikanın nasıl “sıfır atık”la çalıştığı ön plana çıktı.
“Ortak akıl” denilen şey bu olsa gerek.
 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English