Son Dakika Haberler

İbrahim Çetin

İbrahim Çetin

​Öğretmen yön gösteren levha olmaktan kurtulmalıdır

21 Saturday 2015

             Eğitim günlüğü programında bu hafta Milli Eğitim Eski Bakan Yardımcımız Sn Orhan Erdem'i ağırladık. Kendisi ile eğitim gündeminin son günlerde üzerinde en çok tartışılan konularını konuştuk. Öğretmen rotasyonundan dershane dönüşümlerine, nisan ayı öğretmen atamalarından FATİH projesine kadar pek çok konuyu derinlemesine ele aldık. Sn Erdem her zamanki nazik ve beyefendi tavrıyla her sorumuzu içtenlikle cevapladı.Bu yazımda daha çok öğretmen rotasyonu ve öğretmen atamalarını ve bunları resmiyete bağlayacak olan Ulusal Öğretmen Strateji Belgesini ele alacağım.

              Özellikle öğretmen rotasyonu ile ilgili olarak Sn Erdem sona gelindiğini ve çok yakın bir zamanda bu konuda yönetmeliğin yayınlacanağını belirtti. Bu konuda Sn Nabi Avcı'nın katılımı ile gerek okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin gerekse de sendikaların ve konuya muhatap çevrelerin görüşleri alındı. Kesin olamamamakla beraber ikametgah esaslı bir rotasyon, öğretmenlerin endişelerini bir nebze olsun giderecek. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin okuttuğu sınıfı mezun etmeden rotasyona tabi olmayacak olmasi, rotasyon süresinin kademeli olarak 8 ila 12 yıl arasını kapaması diğer başlıklar arasında. Ancak il içi rotasyon özellikle taşrada görev yapan öğretmenleri pek memnun etmedi.

                Rotasyon konusunda taşrada görev yapan öğretmenlerden en büyük eleştiri, şube müdürlerine yapılan rotasyon benzeri bir uygulamanın öğretmenlere yapılmaması. Evet meseleye herkes kendi penceresinden bakıyor. Merkezde görev yapan öğretmen ikamet ettiği yerden çok uzaklaşmak istemiyor, taşrada görev yapan öğretmen artık merkeze gelmek istiyor. Eğitim camiasında maalesef sorunlar çok. Yılların birikmiş sorunlarının bir çırpıda çözülmesini beklemiyoruz elbette. Ancak rotasyondan önce doğu ile batı arasındaki öğretmen dağılımı konusunda teşvik edici ciddi çalışmaların gündeme gelmesi gerekiyor.

                Zorunlu hizmet nedeniyle doğuda görev yapan bir çok öğretmen kendilerinin orada unutulduğunu düşünüyor. Bu konuda hükümetin önemli adımlar atmasını bekliyoruz. Hükümet bu konuda ilk atanan öğretmenlere yönelik belirli bir yıl ilk atandığı kurumda görev yapma zorunluluğu gibi önlemleri alsa da maalesef bu durum her tayin döneminde gündeme geliyor. Geçen yıl ismini vermeyeceğim doğu illerimizden bir tanesinde ilk atama ile atanan yaklaşık 500 öğretmenin bir sonraki yıl ara dönemde özür durumu nedeni ile yerdeğiştirdiği bilgisi geldi.

                Öğretmenler ilk ataması yapılıncaya kadar "Atanamayan Öğretmenler Platformu", atandıktan sonra da "Ailesiyle Birleşemeyen Öğretmenler Platformu" kuruyor. Artık öğretmenlerden beklentimiz "Eğitimin Kalitesini Artırma Platformu" kurması. Çünkü bu durum hem öğretmenlerin kamuoyundaki saygınlığını zedeliyor hem de tercih edilecek meslekler arasında son sıralara itiyor öğretmenliği. Artık beklentimiz öğretmen atamalarının değil öğretmen başarılarının konuşulduğu Yeni Türkiye.

            Aslında yukarıda ifade ettiğim bütün bu sorunların kökeninde öğretmen seçmeye, yetiştirmeye ve atamaya yönelik yetkin bir stratejik belgemizin olmayışı yatıyor. İşte tamda bu noktada 2 yıldır yayınlanmasını beklediğimiz Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi belki bize yol gösterici olabilir. 2013 Aralık ayında açıklanması beklenen bu belge maalesef dershanelerin dönüşümü ve 17 Aralık olaylarının araya girmesi ile henüz açıklanmış değil.  Sendikalardan görüş almak üzere gönderilen taslak metin üzerinde son revizyonlarda tamamlandı. Öğretmen adaylarının seçiminden, eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarının yetiştirilmesine, öğretmen yeterliliklerinden öğretmen atamalarına kadar pek çok konuda sağlam bir dayanak olabilecek ve keyfi uygulamalara son verecek bir belge.

           Öğretmen atama takvimi net olan, öğretmen yeterliliklerini performansa dayalı ortaya koyan ve özelliklede öğretmeninin 5 sene sonra kariyer ve görev yaptığı yer olarak nerede olacağını görmesine imkan sağlayacak bir belge olması temennimiz. Tabii bu noktada öğretmenlere de bir takım görevler düşüyor. Öğretmenlerden mesleklerine ilişkin olumsuz algıları değiştirecek performans bekliyoruz. Evet bütün suç MEB'de mi? Şu ana kadar sürekli MEB'in uygulamalarını eleştiriyoruz. Peki öğretmenlerimiz açısından durum ne?

Öğretmenlerimiz seminer dönemlerini ne kadar verimli bir şekilde kullanılabildi?

Mezun olduktan sonra alanı ile ilgili kitap, dergi takip eden kaç öğretmenimiz var? Öğretmenlerimiz kendini gelistirmek için akademik konferans ve panelleri ne kadar takip ediyor?

Kaç öğretmenin alanında yüksek lisans ve doktora yapma isteği var?

Tezsiz yüksek lisans yapan öğretmenlerin  ne kadarı gerçekten bunu kendilerini geliştirmek için yapıyor?

Niyeti kendini geliştirmek olan öğretmenlerimiz tenzih ediyorum ancak öğrenim özrünün niçin kaldırıldığını sorguladığımızda aslında akademik çalışmalara yönelik niyetimizde ortaya çıkıyor.

                MEB'den beklenen bu noktada artık öğretmen eğitimine ağırlık vermesi. Maalesef şu an hizmetiçi eğitimin maaliyeti ve akademisyenlerin de bu eğitimlerin saat ücretlerini düşük bulması nedeniyle bu faaliyetlere çok katılmak istememesi gibi nedenlerden dolayi MEB'in çok fazla yararlanılamayan bir hizmetiçi birimi var. FATİH projesi öğretmen eğitimleri de gözönüne alınırsa öğretmeninin sürekli kendisini yenilemesine olanak sağlayacak, öğretmende bir farkındalık oluşturacak şekilde planlanacak yeni bir hizmetiçi eğitim birimi tasarlanmalıdır. Benim onerim MEB'in bünyesinde her ilde ya da yakın illeri kapsayacak bir bölgede sürekli eğtim merkezleri kurulmalı. Özellikle alanında doktora ve yüksek lisans yapmış öğretmenlerin ve idarecilerin buralarda değerlendirilerek hem daha az masraflı olması hemde ilinde eğitimleri alması sağlanmalıdır. Eğitim Fakültelerinin de bu konuda TÜBİTAK projeleri desteği ile ogretmenlerin hizmet sonrası eğitimlerine katkıda bulunması gerekir.

Günün Sözü

Bir öğretmen öğrenmeyi kesince öğretmeyide keser böylece sabitleşir yol göstermeyi de unutan bir işaret levhası olur. Öğretmen öğretmen olabilmek için öğrenci kalmalıdır.

 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
  • H.Mehmet Sevgi

    Kalemine sağlık İbrahim hocam... Üç yazını da okudum.. Tebrik eder yazılarının devamını dilerim..

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English