Son Dakika Haberler
Bir şirket düşünün.
Hem kendisi kazanıyor, hem de başkalarına kazandırıyor.
Sanırım böyle şirketlerin sayısı bellidir.
Yani, hem kazanan, hem de kazandıran bir şirket.
Bununla da yetinmeyip üstüne üstlük hazineye olan yükümlülüklerini yerine getirecek ve kazandığının da vergisini verecek.
İnanın ülkemizin kalkınmasında temel taşlarıdır bu tür şirketler.
Bu şirketlerin varlığı sayesinde ülkemiz kalkınıyor desem abartmış olmam.
Bu şirketin hem kendisi kazanıyor, hem çalışanları kazanıp evine, çoluğuna çocuğuna aş götürüyor.
Üstelik bu şirket hammadde üreticilerine de kazandırıyor.
Yani üreticilere, çiftçilerine de kazandırıyor.
Hem de ne kazandırma!
Üreticilerin üretimini yaptığı ürünleri katma değerli hale getirip daha fazla ceplerine para girmesini sağlıyor.
Üretimin sürmesi ve üreticilerin daha çok gelire sahip olmaları için de tarımsal sanayi tesisleri kuruyor.
Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin en çok vergi veren kahramanlarını açıkladı.
Bu şirketler içerisinde ülkemizin deve dişi sayılacak şirketleri bulunuyor.
Ancak, sayın bakanın açıkladığı ilk 100 içerisindeki şirketlere bakıyoruz ki, ne görelim!
Hepsi de ya banka, ya da enerji şirketleri.
Yani, paradan para kazanan şirketler.
İşte bu şirketlerin içerisinde temel görevi gıda olan bir üretici kuruluşu dikkat çekiyor.
Hem de onbinlerce ortağı bulunan bir şirket.
Bu şirket, kısa zaman içerisinde büyüdü, gelişti ve şimdi de Türkiye’nin sayılı dev firmaları arasında kendisini gösterdi.
Hem satıştan gelirler bazında, hem de ödediği vergiler bazında adını “Kahramanlar” listesine yazdırdı.
Ciro anlamında Türkiye’nin en büyük 500 devi sıralamasında ilk 50 içerisinde yer alan Konya’nın ve Konyalının öz be öz şirketi, kurumlar vergisi sıralamasında da ilk 60 arasında kendine yer bularak büyüklüğünü yine gösterdi.
Kim mi bu şirket?
Bu şirketi tüm dünya tanıyor zaten.
Sizin de bu şirketin kim olduğu konusunda haykırışlarınızı duyar gibi oluyorum.
Tabii ki, Konya Şeker’den bahsediyorum.
10 yılda 1.8 milyar dolarlık yatırımı kim yapabilir ki?
Yine 14 yılda 28 tane devasa tarımsal sanayi tesislerini kim kurabilir ki?
Elbette ki, Konya Şeker!
Konya Şeker, bir yandan yatırım yapıyor, öte yandan üreticileri destekliyor, diğer yandan da devletinin kesesine tam tamına 43.4 milyon liralık katkı sağlıyor.
Konya Şeker ailesinin ödediği vergileri de katarsak bu miktar 47 milyon lirayı buluyor.
İnanın başka şirketler olsa “yatırım yapıyoruz” veya “zarar ettik” diye devletine 5 kuruş bile ödemez.
Çünkü, biz böylelerini çok gördük, çok duyduk.
Ama, Konya Şeker’in başında kurumun bu hale gelmesinde en büyük etken olan Pankobirlik Genel Başkanı sayın Recep Konuk gibi bir “bay beyin” bulunuyor.
Onun zekası, cesareti, atılımcı ruhu ve dürüst yönetim şekli sayesinde Konya Şeker bu hale geldi.
Yoksa, Konya Şeker’in 15 yıl önceki halini de hepimiz biliyoruz.
Burada anlatmaya sanırım gerek yok.
Sevgili dostlar;
Konya Şeker’in bugün dünya tarımında söz sahibi olmasını tek bir kişiye borçluyuz.
“Yiğidi öldür ama, hakkını yeme” demişler atalarımız.
Hem de ne güzel söylemişler.
Yiğidi beğenmeyebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ama yaptıkları yatırımlar, ülkesine kazandırdığı tesisler için de yiğidin hakkını “Sezar’ın hakkı Sezar’a” misali vermelisiniz, vermeliyiz.
Bu kişi kim mi?
Hem hasbi, hem samimi, hem de yatırımların efendisi olarak bilinen Pankobirlik Genel Başkanı sayın Recep Konuk’tur.
Teşekkürler “Bay beyin” teşekkürler sana…
1.
Yorumlar