​Eveeet, Nerede Kalmıştık…

Bu yılım gerçekten çok yoğun ve tempolu geçiyor çok şükür…
Geçtiğimiz ay 4 günlük bir İstanbul gezisi ile şehir dışı seyahatlerim başlamış oldu…
Bu seyahatten sonra ufak tefek sağlık problemleri yaşamış olsam da ki buna da şükür biraz dinlenerek daha iyi oldum hamdolsun…
Uzun yolculukları, başka şehirleri görmeyi ve oradaki güzellikleri keşfetmeyi seviyorum açıkçası…
Yolculuk etmek, değişik mekânlar görmek, Yeni dostluklar kurmak ve genel olarak bu tür sosyal etkinlikler yapmak şüphesiz insanın ufkunu ileri derecelerde genişletmekte…
Sosyal etkinlik demişken yardımlaşma ruhunu, insan haklarını savunma ilkesini, dünyada barışı tesis etme mücadelesini daha etkin bir biçimde yürütmek adına şerefli bir göreve layık görüldüğümü sizlerle paylaşmak istiyorum…
Sayın Cumhurbaşkanımızın da bilgisi dâhilinde olan, genel merkezi Ankara’da bulunan, bütün illerimizde ve dünya çapında temsilcilikleri de bulunan UBFED Uluslararası Barış Federasyonu Konya İl Temsilciliği Engelliler Birim Başkanlığı görevine başlamış bulunmaktayım…
Engelli kaderdaşlarım başta olmak üzere bütün insanlığa faydalı işlerde bulunmayı Rabbim nasip eylesin…
Dedim ya bu yılım baya yoğun geçiyor böylede devam edecek gibi inşallah…
Oturup haline ağlamayı, hayattan vazgeçmeyi, asosyal yaşamayı ben şahsen kendime yakıştıramıyorum…
O yüzden durmak yok yola devam inşallah…
Geçtiğimiz haftada kadim bir dostum olan Sivas Zara Kaymakamı Yunus Kızılgüneş kardeşimin Afyon'daki düğününe icabet ederek mutlu gününde yanında olduk ve burada davetliler arasında bulunan önceki Milli Eğitim Bakanı Sn. İsmet Yılmaz ile tanıştık…
Anlayacağınız yollarımız hep Afyon'a çıkıyor…
Eee ne demiştik biz Afyonluları seviyoruz, sağ olsunlar onlar da bizi seviyorlar…
Herhalde bu gidişle Afyon’un yöneticileri fahri hemşerilik beratı verecek bana…
Şerefle kabul edeceğimizden hiç şüpheleri olmasın…
Afyon'a gitmişken hemen yanı başındaki Kütahya’ya gitmemek olmazdı…
Hiç üşenmedim Afyon'da bir gün dinlendikten sonra koyuldum Kütahya yoluna…
Kütahya denince akla seramik gelir, çini gelir… 
O yüzden seramiğin ve çininin kalbi olan çiniciler çarşısı Kütahya’daki ilk durağımız oldu…
Gerçekten çok güzel el emeği göz nuru eserler vardı burada hayran kalmamak mümkün değil görmenizi tavsiye ederim…
Daha sonra Kütahya kalesine çıktık burada Kütahya’yı izlemek, tarihi dokuyu görmek çok güzeldi…
Hele birde çinili cami vardı ki; Kütahya’da sormayın gitsin gerçekten harika bir eserdi…
Bu şirin şehrin güzelliklerini gidip yerinde görmeniz gerek bence...
Bu şirin şehirdeki gezimizin ardından tekrar Afyon'a uğrayarak burada İkbal Restoranları İşletmecisi, beni ailesinden gören; Mehmet Pancar Abimi ziyaret ettik. Misafirperverliği için Mehmet Abime çok teşekkür ediyorum…
Ziyaretimizden sonra tamda zamanı olan lavanta bahçelerini görmek üzere Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyüne doğru hareket ettik…
Navigasyon denen o aletin azizliğine uğrayarak kuş uçmaz, kervan geçmez, solu kayalık, sağı uçurum… Hatta asfaltı dahi bulunmayan engebeli yolda 50 kilometre boyunca resmen Off-Road yaptık…
Sonunda Kuyucak köyüne ulaştık ulaştık da ters giden bir şeyler vardı çünkü ortada lavanta namına hiçbir şey yoktu…
Sonra öğrendik ki bu Kuyucak o Kuyucak değilmiş…
Güler misin? Ağlar mısın?
Tabi her hayırda bir şer her şerde bir hayır vardır… 
Belki de çok büyük bir beladan kurtardı bizi yanlış Kuyucak…
Ama farklı bir deneyim oldu bizim için…
Afyon, Kütahya ve Isparta maceralarımızın hemen ardından ayağımızın tozuyla 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kutlamalarına katıldık…
Malumunuz geçtiğimiz hafta sonu 15 Temmuz Destanının ikinci yıldönümü idi… 
Bizlerde UBFED Konya Temsilciliği Yönetim Kurulu olarak Mevlana Meydanındaydık necip milletimizin yazdığı bu büyük destanı ve şehitlerimizi, gazilerimizi unutturmayacağımıza dair ant içtik…
Geçmişini bilmeyen geleceğini tesis edemez…
Bu yüzden; 
Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız…
Cumamız Mübarek Olsun…
Allah’a Emanet Olun…