Adaylardan gelen şikayetler üzerine, konuyla ilgili çalışma başlattıklarını kaydeden Saraç, "Bu kapsamda üniversitelerimize bir yazı gönderip, konuya ilişkin görüşlerini bildirmelerini talep ettik. Bu çalışmamızı kısa süre içerisinde sonlandırarak, sizlerle paylaşmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
YÖK'ten yapılan açıklamada ise Saraç'ın üniversitelere gönderdiği yazıya ilişkin bilgi verildi.
Buna göre, yazıda, kurul tarafından dünyadaki diğer yükseköğretim sistemlerindeki gelişmeler ve doçent adaylarının ilettikleri görüş ve öneriler de dikkate alınarak, mevcut doçentlik süreciyle ilgili değerlendirme ve gerekiyorsa yeni düzenleme yapılmasının düşünüldüğü belirtildi.
Mevcut durumda, doçentlik sınavının, eser incelemesi ve sözlü sınav olmak üzere iki aşamalı gerçekleştirildiğine işaret edilen yazıda, başvurusunun eksiksiz olduğu ve gerekli şekil şartlarını taşıdığı tespit edilen adayların her biri için Üniversitelerarası Kurulca (ÜAK) belirlenen jüri tarafından önce eser incelemesi yapıldığı, ardından da sözlü sınavda başarılı olanlara doçent unvanı verildiği kaydedildi.
Yazıda, üniversitelerden, doçentlik sistemiyle ilgili unvan ve kadro atama süreçlerine ilişkin belirlenen hususlar kapsamında değerlendirme yapılması ve görüşlerin 6 Kasım'a kadar yazılı olarak "personel@yok.gov.tr" adresine gönderilmesi istendi.
"Sözlü sınav şartı kaldırılsın mı"
Yazıdaki, üniversitelerce değerlendirilmesi ve görüş oluşturulması istenen konu başlıkları arasında, mevcut sistemde ilk aşamada uygulanan doçentlik başvuru şartlarının aranmasına devam edilmesi, bununla birlikte merkezi yapılan sözlü sınav şartının kaldırılması yer aldı.
Ayrıca başvuru şartlarını sağlayan ve buna ilişkin ÜAK tarafından verilecek belge sahibi adayların, doçentliğe yükseltilerek atanması aşamasının üniversitelerce yürütülmesi konusuna ilişkin görüş istendi.
YÖK'ün yazısında görüş istenen diğer konular ise şöyle belirlendi:
"Üniversitelerin ÜAK tarafından belirlenen asgari kriterleri üzerine ilave kriterler koyabilmesi veya bu kriterlerle yetinebilmesi, doçentliğin akademik bir unvan mı yoksa profesörlük gibi bir kadro unvanı mı olması gerektiği konusu, doçentliğin akademik bir unvan olarak değerlendirilmesi durumunda unvanın alınması ve korunmasında ne tür kriterlerin aranması, mevcut sistemde olduğu gibi akademi dışından da doçentlik unvanının kazanılmasına devam edilmesi hususu, devam edilmesi durumunda bu unvanın hangi kriterlerle ve hangi kurumca (ÜAK/üniversiteler) verilmesinin uygun olacağı."
Yazıda, üniversitelere, belirlenen konular dışında doçentlik süreçlerine ilişkin değerlendirmeye alınmasını istedikleri başka önerileri de soruldu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
