Beş çocuğundan 4'ünü çeşitli hastalıklar nedeniyle kaybeden, 3 ayda bir aldığı engelli maaşıyla hem geçinmeye hem de eşinin tedavi masraflarını karşılamaya çalışan Bayrak, ilerlemiş yaşına rağmen hayat mücadelesini sürdürüyor.
İncirli metrobüs köprüsünde mendil satan Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kore Savaşı'nda Türkiye'yi en iyi şekilde temsil ettiğini ancak gazi maaşının kendisine hak olarak görülmemesine üzüldüğünü söyledi.
Bir böbreğini kaybettiğini, üç ayda bir verilen engelli maaşının kendisine ve çeşitli hastalıkları bulunan eşinin tedavi masraflarına yetmediğini dile getiren Bayrak, şunları anlattı:
"Eşim Ülker ile 1961'de evlendim. Evliliğimizin üzerinden 2 sene geçmişti, eşimde bir sinir hastalığı belirdi. O andan itibaren sinir hastanelerinde tedavi görmeye başlamış oldu. Ben de 55 yıldır her ayın 5'inde eşimi tedavi görmesi için hastaneye götürüyorum. Ayrıca eşimin safra kesesi alındı, dizinde kireçlenme var. En önemlisi de beyninde su birikiyor. Onun tedavi olmasını ve sağlığına kavuşmasını çok istiyorum. O benim can yoldaşım. Başkası olsa çeker giderdi, ben eşimi bırakmadım, bırakamadım. Eşim için ayakta kalmaya mecburum."
Eşinin şimdiki durumunu henüz 7 aylık olan bebeklerini beşikte ölmüş halde bulmasına bağlayan Bayrak, "Eşim sinir hastalığına henüz yeni yakalanmıştı. Bir sabah emzirmek için beşiğinde uyuyan bebeğimizin üstündeki çarşafı açmış. Donmuş halde, kaskatı kesilmiş olduğunu fark edince de şoka girerek kendini kaybetmiş. Bu olay eşimin şimdiki haline gelmesinde sebep oldu. Keşke elimden bir şey gelebilseydi." diye konuştu.
"Dilenci değilim"
Bayrak, yaklaşık 10 yıldır hem eşinin tedavi masrafları hem de geçim derdi nedeniyle İncirli metrobüs köprüsünde mendil sattığını ve çevrede herkesin Kore Savaşı'na katıldığı için kendisini "Koreli" diye tanıdığını söyledi.
Kendisine para verip mendil almadan gidenlere gücendiğini dile getiren Bayrak, "Bazı insanlar geçerken bana para veriyor ama mendil almadan yollarına devam ediyor. Arkalarından sesleniyorum ama dönmüyorlar. Bu durum çok ağrıma gidiyor. Ben dilenci değilim. Bileğimin hakkıyla mendil satıyorum." dedi.
Eşinin tedavisi için geldikleri şehirdeki hayatın kendilerini çok yorduğunu, Sinop'taki köylerine taşınmak istediklerini dile getiren Bayrak, "Şu anda yaşadığımız eve 800 lira kira ödüyoruz ve bu beni çok zorluyor. Zaten üç ayda bir aldığım 900 lira maaş hangi ay için yetebilir ki? Bu yüzden Sinop'taki köyümüze taşınmayı çok istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Bayrak, köyde çökmüş bir evleri olduğunu, elektrik ve su tamiratlarının da yapılması gerektiğini söyledi. Evin bulunduğu arsanın birkaç hak sahibi daha bulunduğunu ifade eden Bayrak, şunları anlattı:
"Yakın zaman önce ağabeyim vefat etti. Şimdiye kadar babalarını arayıp sormayan yeğenlerim, ağabeyim ölünce arsaya sahip çıkmak istedi. Ben de onların haklarını verip orada eşimle huzurla yaşamak istiyorum ama gücüm yetmiyor. Daha ne kadar ömrünüz kaldığını Allah bilir. Hiç değilse bu yaştan sonra huzur içinde gözlerimizi yumacağımız bir yerde yaşamayı istiyoruz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
