Kan koyulaştığında ya da bir araya toplandığında kan pıhtılarının ortaya çıktığını belirten Akay, pıhtının akciğerlere giderek kan akımını engellemesi durumunda hayati riskin oluşabileceğine işaret etti. Akay, "Damarlardaki tıkanıklık akciğerlerde ve vücudun diğer organlarında hasara yol açıp ölüme neden olabiliyor." dedi.
Akay, hastalığın bacakta ya da bacaktaki toplardamar boyunca şişlik, bacaklarda ağrı ya da hassasiyet, kızarma ya da renk değişikliğiyle kendini gösterdiğini dile getirdi.
Pıhtının akciğere atması durumunda açıklanamayan nefes darlığı, göğüs ağrısı veya çarpıntı, anksiyete veya terleme, kanlı öksürük görülebildiğini anlatan Akay, uzun süre hareketsiz kalarak kan dolaşımın durağanlaştığı ya da kanı pıhtılaşmaya meyilli hastaların, damar duvarında hasar gelişenlerin, daha önce bu hastalığı geçirenlerin hayati risk taşıdığını söyledi.
Bazı kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları bulunanların, hormon tedavisi alanların, doğum kontrol hapları kullananların, fazla kilolu ya da obez olanların, cerrahi müdahale ve trafik kazası geçirenlerin, kanser tedavisi görenlerin de pıhtı atma konusunda risk taşıdığını belirten Akay, "Yeterli sıvı alamayan, şiddetli ishal nedeniyle susuz kalan, uzun süre yatmak zorunda kalan veya uzun süre yolculuk edenler de bu sorunla karşılaşılabilir." dedi.
- "Önlenebilir bir hastalık"
Kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin dörtte birinin damarlarda oluşan pıhtılar nedeniyle gerçekleştiğine işaret eden Akay, ancak bu hastalığın önlenmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
Tedavide birçok yeni yaklaşımın mevcut olduğunu dile getiren Akay, bu yöntemler içinde pıhtının damar içerisinden mekanik olarak kateter yardımıyla temizlenmesi ve pıhtı eritici ilaçların kullanılmasının önemli yer tuttuğunu kaydetti.
Akay, "Diğer önemli bir yenilik ise yeni jenerasyon pıhtı önleyen ilaçların kullanılmaya başlanmasıdır." dedi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
