Gabriel, Rheinische Post gazetesine verdiği röportajda, anayasa değişikliği halk oylamasından sonra AB'nin, Türkiye ile müzakereleri durdurma ihtimaline ilişkin bir soruya, "(Türkiye'ye ilişkin) 'Şimdi artık hiç konuşmak istemiyoruz' sloganı gibi kısa devre kararlar bizi ileriye götürmez. Bir günden sonrası her zaman vardır. Deniz Yücel'den AB'ye, Suriye'deki kanlı ihtilafa kadar Türkiye ile konuşacağımız konular bitmiyor." yanıtını verdi.
Sigmar Gabriel, kısa vadeli kararların ötesinde tarafların birbirine tutumu konusunda istişarede bulunmak istediklerini ifade ederek, "Avrupa'dan daha fazla uzaklaşıp uzaklaşmamak, sonuçta Türkiye'nin kararı. Son aylardaki gelişmelerle ilgili kuşkularımızı saklamıyoruz. Türkiye'de olup bitenler, milletvekillerinin, muhaliflerin, gazetecilerin tutuklanması hiçbir şekilde demokratik standartlara uymuyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de güçlü, demokratik ve Avrupa düşüncesine sahip bir sivil toplum bulunduğuna işaret eden Gabriel, "Son yıllarda benim gibi, Türkiye'yi çok sık ziyaret edenler, ülkenin kaydettiği büyük ilerlemeyi hayretle karşılar. Bu nedenle Türk halkının kesinlikle olumlu tavsiyeler konusunda bize ihtiyacı yok. Belki somut yardım konusunda olabilir." dedi.
Gabriel, gazetecilere ilişkin değişim programları, medyanın ve bağımsız gazeteciliğin desteklenmesine yönelik projelerin hayata geçirilebileceğini belirterek, bu çerçevede bilim adamlarına burs verildiğini, gençlere yönelik değişim programlarına maddi desteği artırdıklarını kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
