Mevlana'nın "Fanilik içinde beka zevkini tatmak, Allah'ın sırrına aracısız ulaşmak, Allah ile buluşmak ve aşkı kucaklayıp bağrına basmak" ifadeleriyle tanımladığı sema, yüzlerce yıldır Mevlevilik ile özdeşleşmiş bir dini ritüel olarak gerçekleştiriliyor. Estetiği ve görselliğinin yanında apayrı bir anlamı olan semada, semazenler bedeniyle dönerken kalbi ve diliyle de Allah'ı zikrediyor.
"Düğün gecesi, sevgililerin buluşma gecesi" anlamlarına gelen "Şeb-i Arus" dolasıyla farklı din ve kültürlerden binlerce insanın bir araya geldiği Konya'da, 7-17 Aralık tarihlerinde, Konya'da Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu üyeleri, günün belli saatlerinde sema töreni gerçekleştiriyor.
Ahmet Özhan'ın ilahiler ve Mevla'nın deyişlerini okuduğu törenlerde, semazenlerin özel kıyafetler ile sunduğu sema ilgiyle takip ediliyor.
- "Kamil insan olmaya yöneliş"
Kelime anlamı "işitmek, dinlemek" olan sema; terim olarak, musiki nağmelerini dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden geçip dönmek anlamını taşıyor. Mesnevi kaynaklarındaki bilgilere göre; Mevlana zamanında belli bir nizama bağlı kalmaksızın dini bir coşkunluk içinde icra edilen sema, Sultan Veled zamanından başlayarak tam bir disiplin içine alınarak, icrası öğrenilir ve öğretilir hale geliyor.
Sema; varlığın oluşumunu, insanın alemde dirilişini, Yüce Yaratıcıya aşk ile harekete geçişini ve kulluk bilincine ulaşıp, "insan-ı kamile" doğru yönelişini sembolize ediyor.
İlk dönemlerden itibaren mistik gelenek içinde değişik şekillerde icra edilen sema, Mevlana ile yaygınlık kazanıyor. Toplu halde gerçekleştirilen sema, dini, mistik nitelikli bir çeşit ziyafet halini alıyor. Sema dönen kişilere de semazen deniliyor.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
