Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "samimi selamlarını" ileten Akar, "Bugünlere kolay gelinmedi. O nedenle bugünlerin kıymetini bilmek lazım." ifadesini kullandı.
Türkiye için Azerbaycan'ın, Azerbaycan için de Türkiye'nin çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Akar, "Azerbaycan'ın bizim kalbimizdeki yeri çok özel. Dostluğun çok ötesinde kardeşlik bağları ile faaliyetlerimizi yürütüyoruz." dedi.
Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade'nin "Bir ananın iki oğlu" şiirinin sözlerini hatırlatan Akar, şunları söyledi:
"Bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dünyada bu kadar yakın, samimi, birlikte çalışan ikinci bir millet yok. Türkiye ve Azerbaycan kardeşliğinin ne kadar önemli olduğunu, 'iki devlet tek millet' olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız lazım. Türkiye olarak tüm faaliyetlerimizde kendi hakkımızı, hukukumuzu nasıl görüyorsak aynı şekilde Azerbaycanlı can kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu o kadar önemli görüyoruz. Azerbaycanlı can kardeşlerimizin haklı davalarında hep yanlarında olduk, bundan sonra da aynı şekilde yanlarında olmaya devam edeceğiz. Hem sahada hem masada her platformda Azerbaycanlı kardeşlerimizin hakkını, hukukunu dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz."
"Artık yeter..."
Ermenistan'ın yaklaşık 30 sene önce Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal ettiğini, 1 milyondan fazla Azerbaycan Türkünü yerinden ettiğini, Hocalı'da katliam yaptığını anlatan Akar, "Bunları görmeyenlerin daha sonra Azerbaycan hakkını, hukukunu aldığında ortaya çıkmaları son derece manidardır. Bunlar derslerde okutulmalı, bu tabloyu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. AGİT, MİNSK grubu, bunlar 30 sene boyunca kıllarını kıpırdatmadılar. Vatan muharebesinden sonra Avrupa Birliği'nden onlarca kişi hudutlarda birtakım sebeplerle burada görev yapmak üzere gelmiş bulunuyorlar." diye konuştu.
Ermenistan'ın 30 yıllık işgal sırasında da Azerbaycan topraklarına saldırılarını pervasızca sürdürmeye çalıştığını belirten Akar, şöyle devam etti:
"Bunun da bir haddi, sınırı vardı. Belli bir noktadan sonra 'Artık yeter' diyerek Azerbaycanlı kardeşlerimiz ayağa kalktılar ve öz topraklarını geri almak için harekete geçtiler. Kahraman Azerbaycan ordusu 44 gün süren vatan muharebesi ile işgal altındaki öz topraklarını işgalden kurtardı. Zafer elde edebilecek güç, imkan ve kabiliyete sahip olduğunu, Türk'ün gücünü tüm dünyaya gösterdiler."
Bu süreçte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortak irade beyanları ve ortaya koydukları liderliğin belirleyici olduğunu vurgulayan Akar, "Türkiye bu süreçte can kardeşi Azerbaycan'a tam destek sağladı. Şu anda da bu iş birliğimiz devam ediyor." dedi.
İmzalanan ateşkesin ardından oluşturulan ortak merkezde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Rusya Silahlı Kuvvetleri unsurlarının çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Akar, "Bütün gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimizle iş birliğimizi sürdürüyoruz. Askeri eğitim iş birliği ve danışmanlık konusunda neler yapabileceğimizi birlikte çalışıyor ve karar veriyoruz. Birlikte uygulamaları yapıyoruz." diye konuştu.
Ateşkesin ardından Azerbaycan ile tesis edilen iş birliği mekanizmalarının bölgesel istikrar, barış ve refah açısından önemine değinen Akar, şöyle devam etti:
"Şuşa Beyannamesi ilişkilerimizdeki en önemli adımlardan biri oldu. Birliğimizin, kardeşliğimizin, ortak gelecek hedeflerimizin göstergesi bu beyannamede yer aldı. Bu beyanname çerçevesinde bölgede kalıcı barış ve huzur oluşması için elimizden gelen her türlü adımı atacağımızı da beyan etmiş bulunuyoruz. Azerbaycan ve Türkiye'nin birlikte uzattığı barış elinin Ermenistan tarafından önce anlaşılması, sonrasında da bunun gereğinin yapılması çok önemli. Bunun bölge için de önemli olduğunu, bu şekilde Kafkasya’nın barış ve istikrar bölgesine dönüşebileceğini başta Ermenistan olmak üzere herkesin görmesi lazım."
"Bugüne kadar neredeydiler?"
Azerbaycan-Ermenistan sınırında 40 kişilik AB İzleme Misyonu bulunduğuna dikkati çeken Akar, "Bunlar bugüne kadar neredeydi? Bunun cevabı yok. 30 yıldır burada saldırıya, tacize muhatap olan Azerbaycan. Neredeydiniz? Bunun cevabı yok. Dolayısıyla biz güçlü olmak, hazırlıklı olmak durumundayız. Hakkımızı ve hukukumuzu müdafaa edebilmek için gücümüzü kullanabilecek durumda olmalıyız." dedi.
Türkiye'nin Kafkasya'da çözüm odaklı, etkin politika uygulaması sırasında bazı ülkeler ve kurumların rol kapma çabasında olduğuna dikkati çeken Akar, "Biz bunun da farkındayız. Biz Azerbaycan ve Ermenistan ilişkilerinin normalleştirmesi ve kalıcı barışın sağlanması bakımından her türlü çabayı destekliyoruz. Fakat çözümsüzlüğü körükleyen bazı girişimlere karşı da duruşumuz açık ve net. Türkiye, Azerbaycan, KKTC, Libya başta olmak üzere tüm dost ve müttefiklerimizi haklı davalarında destekledik, desteklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Türkiye ve Azerbaycan'ın ortak tarihi, değerleriyle kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğunu vurgulayan Akar, "Azerbaycan'ın derdi bizim derdimiz; sevinci bizim sevincimiz. Bugüne kadar kederde ve kıvançta can kardeşlerimizin yanında olduk, bundan sonra da Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Başta Karabağ Zaferi şehitleri olmak üzere tüm şehitlere rahmet, gazilere şifa dileyen Akar, sözlerini, Azerbaycan ulusal marşından, "Sen olasan Gülistan / Sene her an can gurban. Sene bin bir muhabbet / sinemde tutmuş mekan. Üç renkli bayrağınla mesut yaşa Azerbaycan. Çok Yaşa Azerbaycan" mısralarıyla tamamladı.
Resepsiyona Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev'in yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ve Bakan Yardımcısı Muhsin Dere de katıldı.
Akar'ın salona gelişinde Harbiyelileri selamladığı etkinlikte, sanatçılar tarafında konser verildi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.